ben sana el sallarım hep dolmuştan yazar profili

ismi turabi olan hırt'ın teki şarkı söylemiş ve siz bunu dinlediniz mi?
öbür tarafta o kulaklarınız sizden davacı olduğunda haklarını neyle, nasıl ödeyeceksiniz ey ümmet-i müslüman?

.....
yokluğun cehennem azabı bana,
ben senin yanında hep cennetteyim.

"dostunum" diyenler aldattı gitti
o sahte sevgiler böylece bitti
ömrümün üstünden seneler geçti
yine de kimseye yaranamadım"

çok güzel bir şarkıda söylenmiştir bu konu ile ilgili.
buyursunlar;

çok sıkıntılı bir konu.
gitsem olmuyor, kalsam gönül razı değil hesabı bir durum var.
eskide kaldı o nolacak yav gider çöpçü olurum yada bir dönercide çalışırım halleri. oralar baya değişti muhterem artık öyle değil. başımı sokacak bir yer bulurum elbet diye düşünen kafalar(ki çalıştığım yerde ve çevremde çok var) büyük bir yanılgı içerisindeler maalesef.
nereye giderseniz gidin öncelikle o dili bilmeniz gerek. size sorduklarında derdinizi anlatabilmeli, iletişim kurabilmelisiniz. oralarda "birey" yerine konmak istiyorsanız o ülkenin dilini öğreneceksiniz bu bir. çünkü bizim ülkemiz gibi yol geçen hanına çevrilmemiştir o ülkeler. yok öyle ne olursan gel diye bir durum.
ikinci olarak sen kimsin bölümünden sonra sen ne biliyorsun bölümü gelecektir.
seninle ne yapabiliriz, ne iş biliyorsun, mesleki becerilerin, diploman, sertifikaların nerede diye sorarlar.
abi ben çaycı olarak başlayayım sonra yükselirim diye bir durum yok oralarda. ayrıca dil bilmediğinizi varsayarsak ikinci bölümü zaten direkt es geçebilirsiniz.
üzgünüm.
üçüncü olarak benim akrabalarım var mevzusu. aslında yok güzel kardeşim. senin akrabaların maalesef bu ülkede ağa yada hanım ağa olarak gezebiliyorlar. oralarda gayet disiplinli ve muhtemelen de zor bir çalışma ve para kazanma süreçleri var. misafirlik evet kabul edebilirler ama bu süre zarfında onlara da boş teneke olmadığını göstermek ve yine kendini kanıtlamak zorundasın. özellikle avrupa ülkeleri, o ülkeler ile ilgili bilgin yok ise gayet sıkıntılıdır.
birde avrupa düşünen ama avrupa dilleri bilmeyen arkadaşlarım bildikleri evrensel dil olan ingilizceye'de çok güvenmesinler. ingilizce bilmeyenler sizinle kendi dillerinde konuşup, sizi gayet güzel zorbalayabiliyorlar. bunu bilselerde yapıyorlar bilmeselerde.
unutmayın anadili almanca yada fransızca olan bir ülkedesiniz. insanlar bilmek zorunda değilim! benimle iletişim kurmak istiyorsan bu ülkenin dilini öğreneceksin kafasındalar.
bu konu hakkında hem lüksemburg hemde almanya mannheim'de iki tane anım var onu'da başka başlıkta anlatırım.

son olarak türklerden kesinlikle ama kesinlikle uzak durun! sizler(akrabalarınızda dahil) orada ki türklere göre suriyelilerden hallice bir insansınız. bok mu vardı da geldin bakışlarını net bir şekilde görebileceğiniz zaman öyle çok uzak değildir.
bir dost.

yeni bir yazar tanesi, hoşgelmiş diyelim.

bu sabah her sabah ki gibi yağmur var istanbulda.
moralim bozuk, cereyan kesik, hele bide sen yoksun ya,
çok yazık.

neye ihtiyacı olduğunu. ve bunu asla bulamadan ölür gider.

bu tipte bir kadınla görüşüyordum bir aralar. o'da kendisini şifacı olarak tanımlıyordu. aslında 1000 yaşında olduğunu felan söylerdi.
anka kuşu gibi küllerimden tekrar doğacağım, ama vakti var diyordu.
mistik kitaplarla, evrene pozitif enerji göndermeli kuantum zırvalarıyla ve mistik olduğunu düşünen insanlarla kafayı bozmuştu. internette mistikli, korkunçlu şeyler felan izliyordu... ve daha bir sürü şey.
bir gün edemedim torbacısını sordum. ağlamaya başladı ve derhal beni terk etti.
he bide beni lanetlemiş öyle söyledi. sen dedi hayatının sonuna kadar mutsuz olacaksın dedi. bide kötü bir insanmışım öyle söyledi.
millet kafayı yiyor, mala bağlıyor lanetlenen biz oluyoruz damına küreğine vurayım ya. al işte netcem ben şimdi?
kaç yıldır lanetli lanetli şeyapıyorum ya.s.s

......
kimdi giden kimdi kalan?
aslında giden değil,
kalandır terk eden.
giden de bu yüzden gitmiştir zaten.

murathan mungan - terk eden

bu elemanda thanos tipi yok mu? yani düşünce olarak.
hani elinde fırsat olsa? maddi ve siyasi olarakta bir sıkıntısı yok buda var ayrıca.
fakat ne bileyim bu adam dünyanın başına büyük bela olacak gibi duruyor.

ümit hocayı düşman belleyenler.
eyvallah.
lakin düşmanınızın düşmanı her zaman dostunuz olmayabilir!
bunu daha beter bir şekilde bünyelerinizde görebilirsiniz ve göreceksinizde!
üzgünüm.
fakat o zaman geldiğinde (-ki öyle düşündüğünüz gibi çok uzun bir zaman sonra değil) zırlamak yok ama.
bu entry burada dursun.
türkiye cumhuriyeti devletinde o or.... evladı teröristlere yanlamayıp dik durabilen, ite it, şerefsize şerefsiz, teröriste de terörist diyebilen.
imralıya oraya buraya selam çakıp saygı duyan barış kelebeği alnına kondurduğumun siyasetçi kılıfında ki kravatlı terörist or evladı yavşaklara da öyle gülücükler saçmayan!
istilacı, fırsatçı o suriyeli o.......u çocuklarına bayramda ülkenize tatile gidebiliyorsanız burada kalmanıza gerek yok. defolun gidin lan ülkenize! diyebilen bir insanı, türk demekten çekinmeyen, usanmayan, korkmayan bunu gururla söylerken de acaba birşey derler mi diye sağa sola bakmayan! bir insanın tutuklanmasına sevinmenin bedelini umarım ondan daha beter ödemezsiniz!
o tutuklanma, o insana birşey yapmaz canınızı sıkmayın siz. fakat görüyorum ki ümit hocadan daha büyük sorunlarınız var.

verilere göre;
dna, ilk kez isviçreli hekim friedrich miescher tarafından saflaştırılmıştır. kendisi 1869'da atık cerrahi pansumanlardaki irin içinde mikroskobik bir madde keşfetmiştir. hücre çekirdeklerinde (nükleus) bulunduğu için ona "nüklein" adını vermiştir
buyursunlar

lakin bu büyük bir yanılgıdır a dostlar!
aksine ilk dna testi, kimsenin nerede olduğunu bilmediği teee ebesinin hörekesi tarihinde, bongommia krallığında bulunan prens vafşi kelebek'in saltanat sürdüğü yıllarda, kapı deneyi ile yapılmıştır!
buyursunlar. youtube.com/shorts/135gkGLJ...

olum çok güldüm lan*

#3354562 bende bu eksende birşeyler düşünüyordum bu sevgili (ve muhtemelen güccük) sözlüktaşım için.
mahlasımı da beğendiğini söylemişti ve teşekkür etme fırsatım olmamıştı. teşekkür eder ve kendisine bu (muhtemelen kendisi gibi) güccük davşanı hediye etmek isterim.
varolsun.

bahsedilen yaşı yaklaşık 25 yıl gibi gayet küçük ve önemsiz! bir fark ile ıskalamama rağmen hala içimde deli gibi dövme yaptırma isteği var. ben bunu kesinlikle yaptıracağım.
bide öle çok genç yaşlar sölemezsek piliz.. tşk.aeo.sçs.grşrz.hşçkl.bye.s.s

sosyal medya soytarılarının, kaynağı tamamen götleri olan bölgeden uydurdukları saçma sapan terimler ve tanımlamalardır.
boşkoy gitsin.

büyük bir facia.
tatil dönemi, millet çoluk çocuk gitmiştir bahsedildiği gibi...
düşünemedim. gerçekten korkunç!
fakat maraş depreminde olduğu gibi yine gerçekler saklanacaktır, yalan rakamlar beyan edilecek ve ayrıca ölen kişilerin yakınları da muhtemelen tehdit edilecektir çenenizi kapatın diye.
yine gerçek sebeplere, gerçek sayılara ve aslında kimin ihmali olduğu bilgisine (eğer malum parti ile alakalı ise) kesinlikle ulaşamayacağız.
biri gidecekte kaçak video felan çekecek resim çekecek (belge resmi) felanda, medyaya sızdırılacakta... ölme eşşeğim ölme yani.
ha ihmal ola ki chp ile alakalı ise paramparça eder, içlerinden geçerler o ayrı. ucundan kenarından azcık dokunsun yeter.

hande mehan - sen benim şarkılarımsın

elceyizlerimle yaptığım türk kahvemdir kendileri.

aynı zamanda bir çok filme dekor olmuş ağaç olur kendileri. film türü hiç fark etmez üstelik.
neşeli, hüzünlü yada korku gibi, drama yada biyografi gibi, macera gibi bir çok konulu yada konusuz(konusuz opsiyonel) filmde görürüz kendisini.
ununu elemiş, eleğini de asmış çoktan.

önünde ki prompter durana kadardır.
1929727362 tane danışmanı konuşma metnini yazmayı bırakana kadardır.
olduğu şehre otobüslerle tehdit, baskı, mobing vs.. gibi sebeplerle başka şehirlerden getirilen insanların gelmesi son bulana kadardır.
türkiye, türkiye diye anırıp, daha sonra tavuk dönerini yiyip bir pakette çayını aldıktan sonda bayrağı yere atıp giden vatan hainleri bitene kadardır. (ki bunu başka siyasi partilerin taraftarları da yapar. onlarında ben ta ecdadını....... m)
o soktuğum tarikatların kiralık yalaka şerefsizleri ile de kalan boşluğun doldurulması son bulana kadardır.
yalamaktan dilleri kösele olmuş, seçilmiş gazeteci bozuntuları ile canlı söyleşi ayağına soruların ve cevapların hazır olduğu, başka bir soru soramayacağın! programlar bitene kadardır onun hitabet yeteneği.
ayrıca, bütün bunlardan sonra, bunları görmeyip aaa ne iyi hatip, ne güzel hitap ediyor diyen avellerin varlığı son bulana kadardır onun hitabet yeteneği.
konu hitabet ise şayet, beğenirsin beğenmezsin ama açıp bi eski liderlerin konuşmasına bakmak icap eder diyorum ben.
hepsini hayatta iken dinlemiş biri olarak söylüyorum onların getir götürünü bile yapamaz, yanından yöresinden geçemez hitabet bakımından.
açsın youtube'da bi izlesin o avel arkadaşlarımız. hitabet, düzgün konuşma neymiş, nasıl oluyormuş.


şu şartlar sağlandıktan sonra bende, sizde o'da bu' şu'da manyak bir hitabet yeteneğine sahip oluruz hiç merak etmeyiniz efendim.