türkiye'de sürücülerin en çok yaptığı hata

ankara için diyeceğim göbeklerde ışık varsa yanaşmayı bilmeyen mal dolu. en sola giriyor biri arkadaki mal gidiyor onun götüne giriyor bir sağı boş girmiyor eğer onun arkasındaki malda aynını yapıyorsa bak keyfe. bazen çıldırıyorum ankara'da iki dakika yola çıkıyorum 500 küfür edip geliyorum. ayrıca bu şehrin kadınları araba kullanmasın. kocasının karısı olması dışında başka bir işi olmayan zengin ve sözde kültürlü kadınlar kocalarının aldığı mini cooper tarzı araçlarla veya eşek gibi jeeplerle salak salak avarel gibi gidiyorlar. en sola geçip fren yapan mı ararsın arkadaki sollamaya kalkmış önüne kıran mı ararsın. tek şerit yolda önü boş arka tarafta olmuş 20 araba tın tın tın 30 km hızla giden mi ararsın ne ararsan var. birde çayyolu civarında emekli büyükelçi tarzı adamlar bir ömür boyu şoförle işe gitmiş gelmiş. sonra emekli olunca 60-70 yaşında araba sürmeye başlamış en büyük mallarda bu dedeler. lan sürme kart al bir tane egoyla git her yere zaten çayyolunda nereye gidersin ki her şey ayağının altında.

araba sürmek.

sinyal kolunun işlevinden bi haber olmaları

sinyal olayından bihaber yaşamaları.

koltuk altında levye barındırmak.

erkek sürücülerin kadın sürücüleri panikletmesi.. yolumuzda giderken, birine yol verirken, hız kurallarına uyarken her durumda arkadan gelen korna şovlar oluyor. bir de bu durumla gurur duyup orada burada anlatan tipler var. sabır...

telefonla oynamak, şerit çizgisini ortalayarak gitmek, sol şeritten gelip sağa dönmeye çalışmak, sinyal vermemek, aynaları sadece kendine bakmak için kullanmak.

- sinyal vermemek
- gereksiz korna kullanımı
- trafik güvenliğine gereken ehemmiyeti vermemek

kavşağa kim önce girer, geçiş kimindir bilmemek. sorun isterseniz çoğu kişi de bilmez.

hayvanlık.

tabi ki sinyal vermemek. hatta ve hatta bu şekilde makas atarak iki üç sefer üst üste sollama yaparak magandalığı arş-ı alaya çıkarmak. ş'aapmak istemem ama elbetteki cinsiyeti erkek. üzgünüm beyler.

kendine ve altindaki arabaya fazla guvenmek.

-sinyal kullanımı
-kavşakta öncelik gözetmemek
-en iyisini kendinin bildiğini sanmak (bu sosyolojik bi problem gerçi ama trafikte de çok karşımıza çıkıyo)
-yanlış şerit kullanımı (sol şeritten sağa dönmeye çalışmak)

kaldırımlara park etme hayvanlığıdır. su birikintisi olan yerden bilerek son sürat geçmektir.

polis gördüğünde o an panikle emniyet kemerini takmaya çalışmaları. bu şekilde hem kontrollerini kaybediyorlar hem de daha çok dikkat çekiyorlar.

mahalle aralarında sinyal vermeyi ve hafif de olsa korna çalmayı ihmal etmeleri.

oysa ki kazanın görünmeyeni genellikle buralarda oluyor.

sinyal verememek .
kurslarda öğrettiklerine yemin edebilir ama aktif hayatta asla kanıtlayamam .

-altlarına bir tane araba çektiler diye tanrı kompleksine girmeleri*, trafikte karşılaşılan pek çok sorunun temelinde bu durum yatıyor.

-araç kullanırken telefonla ilgilenmeleri

-en ufak bir şeyde hemen kornaya abanıp herkesin başını ağrıtmaları, uzun uzun korna çalınca mevcut sorunun anında çözüleceğini zannediyorlar muhtemelen. türkiye' de bağırarak iletişim kurmanın trafikteki karşılığı bu olsa gerek.

-özellikle dolmuş şoförleri arasında yaygın olan pencereden pencereye edilen münakaşalar ve sohbetler, o gürültüde muhataplarını nasıl işitebildikleri ve onlara seslerini nasıl ulaştırabildikleri benim için hâlen gizemini koruyor.

-ara sokaklarda bile yüksek hızda ilerleyenlere çok denk gelmekteyim. oynayacak başka alanları olmadığı için ister istemez sokaklara dökülen çocuklar, benzer şekilde yiyecek aramak veya sosyalleşmek için sürekli oradan oraya gezen kediler ve pazar alışverişinden dönerken ağır adımlarla ilerleyen yaşlılar; her zaman hızlı bir şekilde tepki gösteremeyebilirler, bir sebeple bir anda önlerine fırlayabilirler ya da yolun karşısına geçerken yeterince hızlı hareket edemeyebilirler. bu olasılıkları birçok sürücünün hesaba kattığını düşünmüyorum.

-onca kamu spotuna rağmen hâlen alkollü şekilde veya emniyet kemerini takmadan araç kullananlar var.

görünen o ki;
(bkz: verilmesi gereken yerde sinyal vermemek)
bunu anladık, tamam.
bilahare değerlendiririz mutlaka.

başka ne var mesela?
benim dikkatimi en çok çeken, arabalarının camlarını filmle karartanlar mesela.
abartıyorlar bir de... ön cam, yan camlar, arka cam... her yer simsiyah!
ama nasıl siyah...
cam filminin numarası ile hatanın büyüklüğü doğru orantılı artmakla birlikte, bu hatayı gidip kimseye söyleyememen de ayrı bir hikaye...

"anamız, bacımız var arabada. olmuyor öyle şehir içinde, dur kalk trafikte. it kopuk dolu ortalık" diyorlar, bir şey diyemiyorsun haliyle...

peki ya kendisini güvende hissedenler?
ağamlar, paşamlar,
ortamlarda şekli olanlar?
arabasına öyle herkesi oturtmayanlar?

onlar neden karartıyor abicim, arabanın camını?
karartmak isteyen, gidip trafikten özel belge almalı bence... bu ne?

sinyal vermemek ve yaya geçitlerinde en sıkça yapılan kasti hatalardır ama bir de bilgisizliktemn yapılan çok ciddi bir hata var. ada şeklindeki dönel kavşaklar. sürücülerin çok ciddi bir kısmı bu kavşaklarda geçiş üstünlüğünün kimde olduğu konusunda bilgisiz. mevcutta ehliyeti olan herkesi tek tek sokun kavşağa ve hata yapanın ehliyetini alın elinden, %70i ehliyeti kaptırır eminim.