bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak kimi insanın yüreği karanlık kiminin ki aydınlıktır. geceyle gündüz gibi. dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama kendini koru kızım insanlara karşı kendini koru!
ben bir aziz değilim
hele gündüz değilim
attığı her adımda siyah bir iz bırakan
bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
bir yanında kederi özümleyen bir lale
merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim
bırak da böyle bitsin bu günahkar serüven
bırak da kurtarayım bu emanet sarayı
yeter intiharınla oyduğun yüreğimi
umutsuz şarkılarla avutulduğum yeter
göğsümde bir yanardağ kıvranıyor rüveyda
yaraları kapandıkça kanıyor rüveyda
duman çöktü güneşin sitem aynalarına
aralandı perdeler şimdi sessiz değilim
dertliyim, viraneyim
ben bir aziz değilim
azizler tohum eker sevgi tarlalarına
senin gözlerin dram
oysa ağlatan benim
ben dilenci, sen sultan
sevgi dağıtan benim
sen ışık, ben karanlık
ve aydınlatan benim
ben ölümüm, sen hayat
cana can katan benim
sabah sende oluyor güneşi tutan benim
soran ben, sorulan sen
hüznü damıtan benim
öldüren ben, ölen sen
kabirde yatan benim
sen sevda yüklü bulut
göklerimin sahibi
saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
nerede uğruna ömür verdiğin bela nerede?
her hatıra bir demet zakkum meyhanelerde
düşlerim esrârınla bir pervanedir
götür benden ahzânı bana ihsanı getir
yalanı reddederken düşüyorum yalana
ben bir aziz değilim rüveyda, anlasana
bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum
sen ölmedin rüveyda
at vuruldu ben öldüm
her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarını
yıkayıp kefenledin mehtâbına gömüldüm
her iklime bir haberci salsınlar
çâğır âşıklarını namazımı kılsınlar
duysun âlem ateşin taşı erittiğini
bu illetin taşları bile çürüttüğünü
gün olurda ayrılık yumağı çözülür mü?
bergüzârım ayaklar altında ezilir mi?
rüveyda görür müyüm yeşil ufuklarını
yoksa hep bu kabirde kalır mıyım rüveyda
seninle bir sonsuzluk bulur muyum
rüveyda…
sonra aramıza şehirler, ülkeler belki dünyalar girecek hiç karşılaşamayacağız
kader ağlarını örmeyecek bizi bir araya getirmek için sonra, birimiz ölücez diğerimiz bunu hiç bilmeyecek.
yoruldum diye haykırasım geliyor sonra gözlerim doluyor sussam acıtıyor, anlatsam geçmiyor. içim çığlık çığlığa. o kadar çok doldum ki artık hıçkıra hıçkıra ağlasam düzelecek gibiyim ama ağlayacak güç kalmadı bende dayanamıyorum çok zor bir şey yaşıyorum. hayatımda bu kadar çok fazla acı çekmemiştim yoruldum, sıkıldım elimden bir şey gelmemesinden sıkıldım, nereye gitsem çıkmaz bir sokağa giriyorum, neresi benim yerim hiç bilmiyorum. nerede durmalıyım, nereye gitmeliyim bilmiyorum sanki herkesin bir yeri varmış herkes sığmış şu dünyaya bir ben ait olduğum yeri bulamamışım gibi bir ben sığamamışm şu koca dünyaya, neye ihtiyacım olduğunu bilmeyecek kadar bıkmış durumdayım ne iyi bilmiyorum neyi değiştirmeliyim bilmiyorum tek bildiğim bu boşluk hissi canımı çok yakıyor. 6 yıl boyunca hep sessiz kaldım dayandığımı düşünüyordum ama yanılmışım hep içimde tuttum sonrasında söyledim içimi boşalttım herhalde ama hala zarar veriyor bana ayakta duramıyorum dayanacak gücüm kalmadı da-ya-na-mı-yor-um...
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.