bugün tam 5 yıl oldu..
19 kasım 2020, asla unutamayacağım bir tarih.. o gün beni derinden etkileyen bir kayıp yaşadım, unutmak mümkün mü?
o zorlu günler daha dün gibi aklımda. hiç unutmuyorum, sürekli rahatsız edici ölçüde yaşadığım travmayı hatırlar, geceleri ağlar, uykularımdan uyanırdım. söylemek istediğimi anlatan şarkılar dinleyerek acımı hafifletmeye çalışsam da olmuyordu.. üstelik corona virüsü dönemiydi ve bu nedenle daha da zorlanmıştım.
onu hatırlatan hiçbir şeyi görmeye dayanamazdım. anısı olan yerden geçmemek için kaç defa yolumu uzattığımı hatırlıyorum. bir sokak vardı, bazen yolumun üzerinde olsa bile sırf oradan geçmemek için etrafından dolanır, yolumu değiştirir, o yerden hiçbir şekilde geçmek istemez, geçmek zorunda kaldığımda ise kendimi kötü hissederdim.. artık böyle hissetmesem de hala o sokaktan geçtiğimde o zamanları hatırlarım.. bir şarkı vardı kötü anılar hatırlatan, nefret edecek hale gelmiştim, eskiden severek ve büyük bir istekle dinlerken artık dinleyemez olmuştum, dinlesem bile keyif alamazdım, müzik dinlerken denk geldiğinde dinlemeden değiştirirdim, duymaya tahammül bile edemezdim. sevdiğim şeylerden, eskiden büyük bir ilgi ve istekle yaptığım şeylerden bile keyif alamazdım, anhedoni deniyormuş buna.
çevremdeki insanlardan yardım istesem de, onlar bu süreçte bana ne yazık ki destek değil, köstek oldu. sonuçta benim yaşadığım acıyı başkası benim kadar iyi anlayamazdı, ancak en azından yardımcı olup çözüm üretmeyi seçebilirlerdi. yine de onlar derdimi önemsemeyip işine geldiği gibi davranmayı seçti. ben de çareyi psikoloğa gitmekte buldum.
ilk olarak devlet hastanesinde psikiyatriste gitmeyi denemiştim. ama nafile.. hepsinde de doktor yerine asistanı baktı. biri kısa bir dinleyip gönderdi, ilaç bile yazmadı, biri "zaten tegretol * kullanıyorsunuz, o iyi gelir" diyip gönderdi, biri ise çok az bir dinlemeyle ilaç yazdı, fakat çok ilgili gelmediği için güvenemedim ve verdiği ilacı alamadım. ilaçtan çok konuşmaya, psikoloğa gitmeye ihtiyacım vardı, ancak beni psikoloğa yönlendirmelerini rica ettiğimde de kabul etmediler. hatta biri benimle dalga bile geçti: "hayatta bazen böyle şeyler olabiliyor. demek ki böyle bir şey olması gerekiyormuş." bu sözler benim çok kalbimi kırdı.. devlet hastanesinde iyi bir hizmet alamamıştım. ancak içimde hala bir ümit vardı. özele gitmeye karar verdim, bir psikolog da buldum, ancak durumum sıkışıktı. buna rağmen iyi geleceğine emindim ve parasını önemsemeyip ona gitmeye başladım. pişman da olmadım, çünkü gerçekten işe yaradı ve daha iyi hissetmeye başladım..
o dönemde yaşadıklarımı daha iyi anlatabilmek için yazmıştım. geçen sene bu zamanlar, yazdıklarım karşıma çıkmış ve hiç düşünmeden okumak gibi bir hata yapmıştım. okumaz olaydım! çünkü bana kötü geldi ve depreşmeye başladı. okurken kendimi çok kötü hissettim, sanki o anları yaşar gibiydim. daha sonra ise sürekli olarak o zamanlardaki sorunlarımı hatırlamaya ve daha çok düşünmeye başlamıştım. ama asıl patlak verdiği gün travma yıldönümüm olan 19 kasım, yani geçen sene bugündü. o gün hissettiğim duyguları çok iyi hatırlıyorum.. böyle olacağını bilsem okumazdım.
artık eskisi kadar acıtmıyor ama yaşadıklarımın hala az da olsa bir izi kaldı. belki artık anısı olan sokaklardan geçebiliyor, o şarkıyı dinleyebiliyor, o zamanları hatırladığımda bile eskisi kadar üzülmüyorum fakat yine de hiç bir şey tam anlamıyla geçmiyor..
devamını gör...