1.
odyoloji
devamını gör...
kafa izninde
son tanımları
2.
kronofon
ingilizcesi (bkz: chronophone)
zamanı insanların yorumlarından ve ilgilerinden bağımsız doğrusal ve/veya doğal bir yapı olarak değerlendiren kimse.
postmodernistler bu görüşü reddetme eğilimi gösterir.
zamanı insanların yorumlarından ve ilgilerinden bağımsız doğrusal ve/veya doğal bir yapı olarak değerlendiren kimse.
postmodernistler bu görüşü reddetme eğilimi gösterir.
devamını gör...
3.
kimlik bozukluğu
ingilizcesi (bkz: identity disorder)
kişinin, ilk gençlik döneminde, uzun vadeli hedefler, kariyer seçimi, cinsel yönelim ve davranışlar, gruba bağlılık, ahlaki değerler gibi konularda bütünsel bir benlik duygusu geliştirememesinin yol açtığı kaygı ve bunalım.
kişinin, ilk gençlik döneminde, uzun vadeli hedefler, kariyer seçimi, cinsel yönelim ve davranışlar, gruba bağlılık, ahlaki değerler gibi konularda bütünsel bir benlik duygusu geliştirememesinin yol açtığı kaygı ve bunalım.
devamını gör...
5.
gerici
peşin edit: hiçbir artniyet veya kışkırtma amacı güdülmemektedir sadece etimolojik felsefei sözlük tanımı yapılmak istenmiştir.
osmanlıca;
(bkz: terakki şiken) (şiken'in anlamı: kıran, kırıcı)
(bkz: muhalifi terakki)
fransızca;
(bkz: réactionnaire)
yeniye direnerek eskiyi korumaya çalışan...
ilerici'ye karşılık olarak kullanılır. bilgisiz anlamını da içerir, çünkü bilgili olup da gerici olmak mümkün değildir.
osmanlıca;
(bkz: terakki şiken) (şiken'in anlamı: kıran, kırıcı)
(bkz: muhalifi terakki)
fransızca;
(bkz: réactionnaire)
yeniye direnerek eskiyi korumaya çalışan...
ilerici'ye karşılık olarak kullanılır. bilgisiz anlamını da içerir, çünkü bilgili olup da gerici olmak mümkün değildir.
devamını gör...
6.
katafazi
ingilizcesi (bkz: cataphasia)
aynı kelimenin istemsizce birkaç kez tekrarlandığı bir konuşma bozukluğuna denir.
aynı kelimenin istemsizce birkaç kez tekrarlandığı bir konuşma bozukluğuna denir.
devamını gör...
8.
kent sosyolojisi
ingilizcesi (bkz: urban sociology)
sosyolojinin, kentlerdeki toplumsal ilişkileri, siyasi ve ekonomik yapıları inceleyen dalı.
sosyolojinin, kentlerdeki toplumsal ilişkileri, siyasi ve ekonomik yapıları inceleyen dalı.
devamını gör...
9.
habis
ingilizcesi (bkz: malignant)
giderek kötüleşen, kontrolsüz yayılan ya da öldürücü olabilen (kanser gibi) durumlar için kullanılan bir sıfat.
giderek kötüleşen, kontrolsüz yayılan ya da öldürücü olabilen (kanser gibi) durumlar için kullanılan bir sıfat.
devamını gör...
10.
metot
ingilizcesi (bkz: method)
genel anlamıyla bir şeyi yapma, bir sorunu çözme veya inceleme konusunda izlenecek yol.
eş anlamlıları: yöntem, teknik.
genel anlamıyla bir şeyi yapma, bir sorunu çözme veya inceleme konusunda izlenecek yol.
eş anlamlıları: yöntem, teknik.
devamını gör...
11.
gnozi
ingilizcesi (bkz: gnosia)
kişinin, şeylerin biçimini ve yapısını kavramasını mümkün kılan algısal yeti; algılama ve tanıma yetisi.
kişinin, şeylerin biçimini ve yapısını kavramasını mümkün kılan algısal yeti; algılama ve tanıma yetisi.
devamını gör...
12.
(tematik)
yuvar
ingilizcesi (bkz: corpuscle)
vücudun tamamında bulunan ve sinir uçları veya hücreleri içeren küçük kütle grupları.
vücudun tamamında bulunan ve sinir uçları veya hücreleri içeren küçük kütle grupları.
devamını gör...
13.
vulva
ingilizcesi (bkz: vulva)
klitoris, iç ve dış dudaklar da dahil olmak üzere, kadın cinsel organının dış kısmı.
klitoris, iç ve dış dudaklar da dahil olmak üzere, kadın cinsel organının dış kısmı.
devamını gör...
18.
kemotaksi
ingilizcesi (bkz: chemotaxis)
hücrelerin veya organizmaların, kimyasal uyarımlara tepki olarak yönelmesi veya hareket etmesi.
hücrelerin veya organizmaların, kimyasal uyarımlara tepki olarak yönelmesi veya hareket etmesi.
devamını gör...
19.
sen aydınlatırsın geceyi
(bkz: hayatta herkesin bir derdi var cemal)
(bkz: benim derdim de bu)
(bkz: ölemiyorum be ***** *****)
(bkz: benim derdim de bu)
(bkz: ölemiyorum be ***** *****)
devamını gör...