kendisi 1905
istanbul doğumludur. babası
deniz binbaşı olup, anne tarafından dedesi de
deniz yarbaydır. kendisi de, günümüzde sağlık bilimleri üniversitesine devredilmiş olan, 2016 öncesine kadar
gülhane askeri tıp akademisi adı ile
tsk'ya sağlık hizmetlerinde görev alacak personel yetiştirme ve sağlık hizmeti verme amacıyla kurulan ve idame ettirelen okul olan,
tıbbiye'de
tabip subay namzeti olarak eğitime başlamıştır. okulda milliyetçilik düşünceleri ile sivrilmesinin ardından, arap asıllı bir
teğmene selam vermemesi nedeniyle hakkında disiplin kurulu toplanarak atılmasına kara verilmiştir.
tıbbiyeden atılmasının ardından edebiyat öğretmeni olarak hayatına devam etmeye karar vermiş, bir dönem de babası ve dedesinden öğrendiği denizcilik bilgileri ile şehirler arası bir vapurda kaptan olarak çalışmıştır. ardından üniversite eğitimine katılmış, askerlik nedeniyle ara vermiş, 1 sene askerlik yaparak
* tekrar üniversite eğitimine devam etmiş, eğitimini tamamlayarak öğretmenliğe geri dönmüştür.
atsız mecmua isimli, milliyetçilik yanlısı çıkardığı dergi ile hocası
mehmet fuat köprülü'nün dikkatini çekmiştir.
mehmet fuat köprülü kendisine makalelerinde yardımcı olmuş,
milli eğitim bakanlığı'na başvurarak zorunlu hizmetinin affedilmesini sağlamış ve bizzat kendi asistanı yaparak akademisyen yapmıştır. mehmet fuat köprülü'nün dekanlıktan çıkarılmasının ardından, atsız da akademisyenlikten çıkarılarak meb'e bağlı malatya da bir okula
* edebiyat öğretmeni olarak tayin edilmiştir.
2.dünya savaşı döneminde, sosyalist ve komünist faaliyetlerin arttığını düşünen atsız, yayımladığı derginin
* bir sayısında, dönemin başbakanı
şükrü saraçoğlu'na açık mektup yazmıştır.
* bir sonraki sayıda da gene dönemin başbakanına
*, sosyalizm, komünizm ve marksizm propagandası yapan yazarları ve propagandalarının neden zararlı olduğunu açıkladığı bir açık mektup daha yayımlamış ve dönemin milli eğitim bakanı
hasan ali yücel'i
* istifaya çağırmış, akabinde bakan kararı ile öğretmenliği feshedilmiş, yayımladığı dergi bakanlar kurulu kararı ile kapatılmıştır. bu yazısı, türkçü çevrelerde geniş yankı bulmuş ve ülke çağında anti-komünist gösterilere neden olmuştur.
üniversite yıllarından beri yakın arkadaşı olan, şair
orhan şaik gökyay'ın arabuluculuğuna rağmen hakkında, eski arkadaşı
sabahattin ali tarafından hakaret davası açılmıştır.
*
dava için ankara'ya gelen atsız, tren garında bir kahraman gibi karşılanmış ve otelde misafir edilmiştir. davanın ilk oturumu olaylı geçmiş, 3 mayıs günü yapılan 2.oturuma türkçü gençler alınmamış, bu nedenle gösteriler düzenlenerek çıkan olaylar sonucu 100lerce türkçü genç gözaltına alınmıştır.
sabahattin ali'ye vatan haini dediği için 6 ay hapis cezası verilmiş, milli tahrik indirimi nedeniyle cezası 4 aya indirilmiş ve
ertelenmiştir. cezasının
ertelenmesine rağmen duruşma çıkışında
tutuklanmıştır.
devamında dönemin cumhurbaşkanı
ismet inönü bir nutkunda atsız ve arkadaşları hakkında sert söylemlerde bulunmuş, anılan nutkun ardından atsız ve arkadaşları istanbul'da olan sıkıyönetim mahkemeleri tarafından yargılanması kararlaştırılmıştır. içlerinde, o dönem üsteğmen olan,
alparslan türkeş'in de olduğu subay, profesör, öğretmen, doktor, öğrenciden oluşan, yanılmıyorsam 35 sanık, sorguya çekilmişlerdir. atsız dahil tüm sanıklar
tabutluk denilen hücrelerde tutularak işkenceye maruz kalmışlardır.
haftada 3 gün olmak üzere 60 üzeri oturumla seyreden,
askeri yargıtay'a bağlı istanbul sıkıyönetim mahkemesinin, ırkçılık-turancılık davası sonuçlanmış, hüseyin nihal atsız 6 yıl üzeri cezaya mahkum edilmiştir. askeri yargıtay cezayı temyiz etmiş ve 1.5 sene dolaylarında bir temyiz sürecinin ardından atsız tahliye edilmiştir.
kendisi ileri derecede çince ve iyi düzeyde fransızca bilmektedir.
* islamiyet öncesi türk tarihine dair bugün bildiğimiz bir çok şeyi, kendisinin çin kaynakları üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu, tarihimize kazanmış bulunmaktayız.
*
türk edebiyat tarihinin en iyi psikolojik romanı sayılabilecek
* ruh adam'ı edebiyatımıza kazandırmış, ancak işlerine geldiğinde "ben sanatına bakarım görüşü beni ilgilendirmiyor" diyenlerin benzer şeyi söyleyemediği, iki yüzlülüklerini ortaya koyduğu dev bir kalemdir.
*
hatta o kadar dev bir kalemdir ki, yalakalıkları ve samimiyetsizliklerine rağmen gündemde tutulan ve övüle övüle bitirilemeyen bir çok şairi cebinden çıkarabileceğini,
yolların sonu şiir kitabıyla, sadece kahramanlık değil yeri gelirse aşk şiirinin de en alasını kendisinin yazacağını
geri gelen mektup şiiriyle kanıtlamıştır.
*
tabutluklarda işkence görmesine rağmen, sözlerinin de söylemlerinin de arkasında durmuş, bazıları gibi önce muhalefet edip, sonra içeri tıkılınca yalakalık mektupları yazmamış, ponçiklik yapmamış, sırf gündem olmak ve statü edinmek için bir düşünceyi benimsemiş gibi davranmamıştır. bu duruşu ile onurlu ve şerefli adamdır ki bu duruşunu da "şerefliler taviz vermez, şerefin tavizi yoktur." söylemi ile desteklemiştir.
**
devamını gör...