hümanizm

tr. insancıllık (tdk sözlüğüne göre. ama insancılık ya da insan merkezcilik çok daha doğru olabilir.)

ülkemizde son derece yanlış şekilde "insan sevgisi" olarak bilinir. halbuki bundan ziyade, insanlara ve insanlığa duyulan genel bir saygıyı temsil eder. sayesinde "kralımız çok yaşasın, devletimiz çok yaşasın" düşüncesinin yerini "insanlar çok yaşasın" almıştır. her ne kadar çok eski zamanlardan beri düşünülegelse de, popülaritesini fransız ihtilali'ne borçludur.

sanılanın aksine insalcıllık değil insancılık'tır. yani ırkçılık nasıl ki bazı ırkları diğerlerinden üstün görmekle alakalıysa insancılık da insanları diğer türlerden üstün görmekle alakalı. bu yalnızca düşünce aşamasında olmadığı için etrafımıza baktığımızda her şeyin hümanizm illetinden etkilendiğini görebilirsiniz. söz gelimi büyük kedilerin(aslan-kaplan) sayısı neredeyse yok oluşa doğru sürüklenirken kedi sayısı çok fazla. neden? çünkü kediler bizi eğlendiriyor. kuşların sayısına ve tavukların sayısına baktığımızda da buna benzer istatistiklere ulaşıyoruz. yani insanı merkeze aldığımızda diğer her şeyi bize hizmet edebilecek bir hale sokuyoruz. dolayısıyla küresel ısınmanın da orman yangınlarının da hayvanların neslinin tükenmesinin de sorumlusu hümanizma'dır.

yani ben çok iyi biriyim hümanistim demeden önce biraz duraksamalısınız; ben doğanın katledişinin destekliyorum demek istiyor muyum diye.

15. yüzyılda başlayan rönesans hareketiyle ortaya çıkan, reform hareketiyle de teolojik olarak desteklenen, insancılık ya da insan merkezcilik anlamlarına gelen burjuva modernitesinin kurucu kavramlarından biri.
helen düşüncesine ve değerlerine geri dönüşü ifade eden rönesans düşüncesi; helen’in ontolojik değer ve kavramlarını, katolik kilisesi’nin tinsel otoriterliğine karşı insanın değeri üzerine yeniden yorumlayarak insanın ontolojisine yeni bir anlam vermiştir. reform hareketi de; tanrı’nın mutlak iradesine karşı -günah işleme özgürlüğü gibi- insan iradesinin özgürlüğü savunusuyla insan kavramının, bir değer olarak yeniden anlamlandırılmasına teolojik bir altyapı sağlamıştır.

insanı merkezine alan, insanı yaratılanların en değerlisi olarak gören ve insanın yok olmasına sebep olabilecek faaliyetlere (savaş, soykırım gibi) ve insana zarar verebilecek faaliyetlere (sömürge, kölelik gibi) ve onu küçük düşürecek olan her türlü faaliyete karşı çıkan anlayıştır.

her ideolojide her fikir akımında ve her parti programında olduğu gibi sadece çıktığı dönemin şartlarına göre kullanılmış ve ise yaramış akımdır. lakin bütün ideolojiler ve fikir akımları sadece çıktığı dönemde işe yarar. bunu sürdürmek ilerleyen zamanda direkt kendisini destekleyen insanlara ve topluma zarar verir. bütün düşünce akımları , ideolojiler ve konjonktür partileri böyledir.

dünya üzerinde kurulmuş olan medeniyetlerin insan merkezli olduğunu anlamak, kabul etmek ve ona göre insanı ele almaktır. sanıldığı ve düşünüldüğü gibi ay canım, cicim, ciğerim diye insan sevmek ya da dilenciye sadaka vermek hümanizm değildir. buna dense dense sevgi, merhamet sahibi olmak denir.

burjuva demokrasisinin sac ayaklarından bir tanesi.

en ünlü hümanist düşünürlerden biri olarak bilinen thomas more bile lordlar kamarası başkanlığı yaptığı süre zarfında, protestanlar'ı kafir adı altında sorgularken işkence yapıyordu. onca protestan'ın da yakılarak ölüm emrini vermiştir. ölmelerinin nedenlerinden biri de incil'i anadillerinde okumalarıydı.

günümüz dünyasında, fanteziden ibaret düşünce tarzı.

türkiye'de asla geçerli olmaz malesf

romantiklerin düşüncesidir, sevgi pıtırcıklığıdır ve de ülkemizde kürtçülük söylemlerinde bulunan kişilerin kürtçülüklerine kullandıkları örtü ve yanlarına cihangirden bizim saf romantikleri kattıkları araçtır.

televizyona “çocuklar ölüyor” diye çıkıp ağlayan öğretmeni konuşurlar mesela. ama kimse o çocukları neden önlerine sütre yaparak arkalarında mevzi alıp, etek giyerek askerle çatışıyorlar diye sormaz. eğer hesap soracaksanız, ortalık süt limanken asfaltın altına mühimmat depolayıp, o mühimmatları çıkarıp, çocukların da eline verip ya da çocukları siper edip devlete karşı kullanandan hesap sorun. bunun hesabını soramıyor musun? o zaman sen hümanist değilsin, sen kürtçüsün. sen kürtçülük yaparsan, türkçülük görürsün.*

devlet otoritesini sağlar. o, öve öve bitiremediğimiz batı ülkelerine bir bakın. benzer durumlarda nasıl reaksiyonlar göstermişler. ira, eta bunlar nasıl bitirilmiş bir araştırın.

hümanizma ile var olunmaz, böyle var olunur, tarih yazılır. aksi mümkün diye kendinizi kandırabilirsiniz, ama üzgünüm değişecek bir şey olmayacak.

normalde yazmayacaktım ancak, buraya son olarak bu entryi bırakıp, bir süreliğine de olsa tutmak istedim.

linç mi? linçleyin lan sizden korkan kim?

edit: (bkz: dikkatli izlersen anlarsın haklı megatron)

en basit anlatimiyla insana salt insan oldugu icin deger verme

herhangi bir değeri olmayan insanların sayısının bu kadar fazla olduğu dünyada pek de katılmadığım görüş. ama militarizmin yanında mantıklı duruyor.

insanları insan oldukları için sevmek.
sevilmemek, yaşama hakkı elinden alınmak gibi bir şey.
başka hayatlara zararı yoksa her insan sevilmeyi hak eder.
ne yazık ki ülkemizde ilgi görmesi zor bir düşünüş. burada insanlar birbirlerini insan oldukları için değil, aynı görüşü paylaştıkları zaman severler.

ilkel olanı milliyetçilik gibidir. insan tutuculuğu haline gelecek zamanı bulmuştur. hiç hoş değildir. bilim ilacıdır. yoksa çekilmez.

sadece insan olduğu için sevmek. fakat ülkemizde söz konusu olamıyor. yaratılanı severim yaratandan ötürü bile işe yaramıyor artık.

bakınız;
#997781 çok güzel ifade etmiş. bu ülkede hümanist olamıyorsunuz.

kesinlikle insan sevmekle yakından uzaktan alakası olmayan düşünce.

sadece insan merkezlidir, bu kadar. merkezi tanrıdan alıp insana yerleştirmiştir.

türkiye'de yanlış bilinen kavramlardan birisidir. işin tuhaf yanı ateistler de "ben hümanist değilim abi" diye gezerler. kimse de demez ki "biz hümanist değilsek neden ateistiz?" diye.

bir felsefi akım olarak insancıllık. insanları çok sevelim değil mevzu, insanı baz almak söz konusu. yani doğa üstü güçlerle ilgilenmez, seküler bir duruşu vardır. her türlü otorite karşısında insanı özgürleştirme çabasıdır. ama bunun yanında insanı diğer canlılardan üstün tutmaz, doğa ve hayvan sevgisi de esastır.

hümanizme göre insan da bir hayvandır. tek farkı, doğru yanlış kriterlerini koyabilme becerisi sayesinde toplumsal bir düzen oluşturabilmiş olmasıdır. benzer bir düzen şempanzelerde de var ama tarif edemedikleri için bizim kadar gelişkin değil. hümanizm işte bu becerimiz sayesinde oluşturduğumuz düzeni istisnasız bir biçimde herkese uygulayalım der. katilse cezasını çekmeli. suçluysa hapislerde yatmalı. bunun aksini kim savunuyor? hayali bir hümanizm garabeti yaratmışsınız, toplumdaki bütün ikiyüzlülükleri onunla ilişkilendirmişsiniz, kendi straw man'inizi kötüleyip duruyorsunuz.

çünkü hümanizm, ırkçı, renkçi, kafatasçı, bazı insanları insan olarak görmeyen, oligarşist, kendini beğenmiş, kibirli, kendini diğerlerinden akıllı ve bir bok zanneden kim varsa hepsinin karşısında olan, bu yüzden de hepsinin ortakça nefret ettiği bir düşünce biçimidir.

insanlık dışı akım.

koca bir yalandır.