1.
şair.
vaktiyle bir atsız varmış derlerse ne hoş
anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş.
varolsun!
nihal atsız, 12 ocak 1905’de istanbul’da doğdu. annesi fatma zehra hanım, babası binbaşı mehmet nail bey olan atsız’ın iki kardeşi vardı. atsız, ilk ve ortaöğrenimini kadıköy’de tamamladı. ardından askeri tıbbiye’ye girdi. atsız, askeri tıbbiye döneminde türkçülük akımının etkisine girmeye başladı. bu nedenle yaşadığı sorunlarla 1925’de askeri tıbbiye’den atıldı. sonra kabataş erkek lisesi’ne yardımcı öğretmen oldu.
şehirlerarası vapurlarda kaptan olarak çalışmaya başlayan nihal atsız, 1926 yılında yatılı olarak istanbul darülfünunu edebiyat bölümü’ne girdi. askerliği nedeniyle okula 1 yıl ara vermek durumunda kaldı. üniversiteye geri döndüğünde ise bir arkadaşıyla “anadolu’da türklere ait yer isimleri” isimli bir makale yazdı ve bu makale türkiyat mecmuası’nda yayınlandı. 1930 yılında bu okuldan mezun oldu.
yazdığı makaleyle hocası mehmet fuat köprülü’nün dikkatini çekmeyi başardı. köprülü, atsız’a yardımcı olmaya ve onu yanına almaya çalıştı. mezun olduktan sonra 8 yıllık mecburi hizmeti affettiren köprülü, 1931 yılında atsız’ı üniversiteye yanına asistanı olarak aldı. atsız, fuat köprülü, zeki velidi togan, abdülkadir inan gibi isimlerle birlikte “atsız mecmua” isimli türkçülük yanlısı dergi çıkartmaya başladı. ancak dergide yer alan “dârülfünûn’un kara, daha doğru bir tabirle, yüz kızartacak listesi” makalesi nedeniyle 1933 yılında asistanlıktan uzaklaştırıldı.
öğretmenlik yapmaya karar veren atsız’ın malatya’ya tayini çıktı. burada bir süre türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra edirne’ye gitti. bu sırada “türkçü dergi” sıfatıyla “orhun” adında bir dergi çıkartmaya başladı. ders kitaplarında okutulan tarihi, açık ve ağır şekilde eleştirdiği için bakanlar kurulu derginin yayınına yasak koydu.
nihal atsız, 1934’de istanbul’daki deniz gedikli hazırlama okulu’na atandı. 4 yılın ardından 1938 yılında görevden alındı. öğretmenlik görevine 1939’a kadar özel yüce-ülkü lisesi’nde devam etti. 1939-1944 yılları arasında boğaziçi lisesi’nde görev yaptı. bu arada orhun dergisini tekrar yayınlamaya başladı. ikinci dünya savaşı’nın sonuna gelindiği ve türkiye’nin de ideolojik çatışmalara sahne olduğu bu yıllarda atsız, orhun dergisi’nin bir sayısında dönemin başbakanı şükrü saracoğlu’na bir çağrı yayınladı. tepki uyandıran bu mektubun ardından nihal atsız, boğaziçi lisesi’ndeki görevinden alındı ve orhun dergisi tekrar kapatıldı.
sabahattin ali’nin atsız’a bir hakaret davası açması üzerine nihal atsız 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1944 yılında dönemin cumhurbaşkanı ismet inönü, nihal atsız ve 34 arkadaşı aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle grup yargılanmaya başlandı. 6.5 yıllık hapis cezası temyize gidince bu süre 1.5 seneye indirildi. 2 yıl işsiz kalan atsız, 1949 yılında milli eğitim bakanı olan arkadaşı aracılığıyla bir kütüphanede çalışmaya başladı. ardından demokrat parti’nin iktidara gelmesiyle haydarpaşa lisesi’ne atandı ve öğretmenlik yapmaya başladı.
1952’de “türkiye’nin kurtuluşu” adlı konferansı sebebiyle bazı gazeteler atsız’ın aleyhinde yazılar yazdı. böylelikle haydarpaşa lisesi’ndeki görevinden alınarak tekrar kütüphaneye tayin edildi. 1952 yılına kadar süleymaniye kütüphanesi’nde çalıştı. 1950 yılında “orkun” isimli dergide yazarlığa başladı. aynı zamanda “ötüken” isimli dergiyi de yayınladı. bu dergilerde yazdığı yazılar yüzünden büyük tepki topladı. “ötüken”deki yazıları gerekçe gösterilerek atsız ve bir arkadaşı açılan davayla 15 ay hapse mahkum edildi. çalıştığı üniversitedeki öğretmen ve öğrencilerinin dönemin cumhurbaşkanı fahri korutürk’ten atsız’ın affını istemesi üzerine, nihal atsız serbest bırakıldı.
nihal atsız, 1931’da mehpare hanım’la evlendi. 1936 yılında da bedriye hanım ile evlendi ve 1975 senesinde boşandı. bu evlilikten, 1939 yılında yağmur atsız ve 1946 yılında buğra atsız dünyaya geldi. şair atsız, geçirdiği kalp krizi sonucu 11 aralık 1975’de hayatını kaybetti.
vaktiyle bir atsız varmış derlerse ne hoş
anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş.
varolsun!
nihal atsız, 12 ocak 1905’de istanbul’da doğdu. annesi fatma zehra hanım, babası binbaşı mehmet nail bey olan atsız’ın iki kardeşi vardı. atsız, ilk ve ortaöğrenimini kadıköy’de tamamladı. ardından askeri tıbbiye’ye girdi. atsız, askeri tıbbiye döneminde türkçülük akımının etkisine girmeye başladı. bu nedenle yaşadığı sorunlarla 1925’de askeri tıbbiye’den atıldı. sonra kabataş erkek lisesi’ne yardımcı öğretmen oldu.
şehirlerarası vapurlarda kaptan olarak çalışmaya başlayan nihal atsız, 1926 yılında yatılı olarak istanbul darülfünunu edebiyat bölümü’ne girdi. askerliği nedeniyle okula 1 yıl ara vermek durumunda kaldı. üniversiteye geri döndüğünde ise bir arkadaşıyla “anadolu’da türklere ait yer isimleri” isimli bir makale yazdı ve bu makale türkiyat mecmuası’nda yayınlandı. 1930 yılında bu okuldan mezun oldu.
yazdığı makaleyle hocası mehmet fuat köprülü’nün dikkatini çekmeyi başardı. köprülü, atsız’a yardımcı olmaya ve onu yanına almaya çalıştı. mezun olduktan sonra 8 yıllık mecburi hizmeti affettiren köprülü, 1931 yılında atsız’ı üniversiteye yanına asistanı olarak aldı. atsız, fuat köprülü, zeki velidi togan, abdülkadir inan gibi isimlerle birlikte “atsız mecmua” isimli türkçülük yanlısı dergi çıkartmaya başladı. ancak dergide yer alan “dârülfünûn’un kara, daha doğru bir tabirle, yüz kızartacak listesi” makalesi nedeniyle 1933 yılında asistanlıktan uzaklaştırıldı.
öğretmenlik yapmaya karar veren atsız’ın malatya’ya tayini çıktı. burada bir süre türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra edirne’ye gitti. bu sırada “türkçü dergi” sıfatıyla “orhun” adında bir dergi çıkartmaya başladı. ders kitaplarında okutulan tarihi, açık ve ağır şekilde eleştirdiği için bakanlar kurulu derginin yayınına yasak koydu.
nihal atsız, 1934’de istanbul’daki deniz gedikli hazırlama okulu’na atandı. 4 yılın ardından 1938 yılında görevden alındı. öğretmenlik görevine 1939’a kadar özel yüce-ülkü lisesi’nde devam etti. 1939-1944 yılları arasında boğaziçi lisesi’nde görev yaptı. bu arada orhun dergisini tekrar yayınlamaya başladı. ikinci dünya savaşı’nın sonuna gelindiği ve türkiye’nin de ideolojik çatışmalara sahne olduğu bu yıllarda atsız, orhun dergisi’nin bir sayısında dönemin başbakanı şükrü saracoğlu’na bir çağrı yayınladı. tepki uyandıran bu mektubun ardından nihal atsız, boğaziçi lisesi’ndeki görevinden alındı ve orhun dergisi tekrar kapatıldı.
sabahattin ali’nin atsız’a bir hakaret davası açması üzerine nihal atsız 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1944 yılında dönemin cumhurbaşkanı ismet inönü, nihal atsız ve 34 arkadaşı aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle grup yargılanmaya başlandı. 6.5 yıllık hapis cezası temyize gidince bu süre 1.5 seneye indirildi. 2 yıl işsiz kalan atsız, 1949 yılında milli eğitim bakanı olan arkadaşı aracılığıyla bir kütüphanede çalışmaya başladı. ardından demokrat parti’nin iktidara gelmesiyle haydarpaşa lisesi’ne atandı ve öğretmenlik yapmaya başladı.
1952’de “türkiye’nin kurtuluşu” adlı konferansı sebebiyle bazı gazeteler atsız’ın aleyhinde yazılar yazdı. böylelikle haydarpaşa lisesi’ndeki görevinden alınarak tekrar kütüphaneye tayin edildi. 1952 yılına kadar süleymaniye kütüphanesi’nde çalıştı. 1950 yılında “orkun” isimli dergide yazarlığa başladı. aynı zamanda “ötüken” isimli dergiyi de yayınladı. bu dergilerde yazdığı yazılar yüzünden büyük tepki topladı. “ötüken”deki yazıları gerekçe gösterilerek atsız ve bir arkadaşı açılan davayla 15 ay hapse mahkum edildi. çalıştığı üniversitedeki öğretmen ve öğrencilerinin dönemin cumhurbaşkanı fahri korutürk’ten atsız’ın affını istemesi üzerine, nihal atsız serbest bırakıldı.
nihal atsız, 1931’da mehpare hanım’la evlendi. 1936 yılında da bedriye hanım ile evlendi ve 1975 senesinde boşandı. bu evlilikten, 1939 yılında yağmur atsız ve 1946 yılında buğra atsız dünyaya geldi. şair atsız, geçirdiği kalp krizi sonucu 11 aralık 1975’de hayatını kaybetti.
devamını gör...
2.
dilek.. kavuşamamak...
varolsun.
her kitabı ezberimdedir. ama yolların sonu hem ezberimde hem dilimdedir.
geri gelen mektubunu düzenli okuyorum.
"ruhumdaki azgın devi rüzgarlara attım,
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım."
varolsun.
her kitabı ezberimdedir. ama yolların sonu hem ezberimde hem dilimdedir.
geri gelen mektubunu düzenli okuyorum.
"ruhumdaki azgın devi rüzgarlara attım,
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım."
devamını gör...
3.
bazı şiirlerini beğendiğim, görüş olarak da oğlunu(yağmur atsız) benimseyip sevdiğim şair.
devamını gör...
4.
vaktiyle bir atsız varmış iyi ki varmış
devamını gör...
5.
"o gece felekten bir gece çaldım,
ömrümde son defa bahtiyar oldum;
ölürken yaşadım, yaşarken öldüm
ve.. sustum, sükutu besteler gibi."
ömrümde son defa bahtiyar oldum;
ölürken yaşadım, yaşarken öldüm
ve.. sustum, sükutu besteler gibi."
devamını gör...
6.
7.
çok iyi bir akademisyen/yazar olmakla beraber bildiğin deli bir ideoloji oluşturmaya çalışmış adam.
atatürk bile ziya gökalp'in türkçülüğün esasları isimli kitabından çok etkilenmişken sen kim köpeksinde adolf hitler dayatması yapıyorsun diye sorarlar adama.
atatürk bile ziya gökalp'in türkçülüğün esasları isimli kitabından çok etkilenmişken sen kim köpeksinde adolf hitler dayatması yapıyorsun diye sorarlar adama.
devamını gör...
8.
oğluna yazdığı mektubu okuyunca herşeyi anladım
devamını gör...
9.
aşırı sağ görüşlü türk yazar
devamını gör...
10.
geri gelen mektup adlı şiirini okuyan bir daha başka aşk şiiri okumaz.
devamını gör...
11.
orduda komutanı arap kökenli olduğu için selam vermemiş ve ordudan atılmış
devamını gör...
12.
hainlere kargışlı,kahpe acun dar olsun!
“vaktiyle bir atsız varmış”; var olsun.
“vaktiyle bir atsız varmış”; var olsun.
devamını gör...
13.
rıza nur isimli homoseksüelin manevi oğludur.
kendisini pek sevdiğim söylenemez. ama sevmeme sebebim ırkçı olması değil kemalizm düşmanı olmasıdır.
kendisini pek sevdiğim söylenemez. ama sevmeme sebebim ırkçı olması değil kemalizm düşmanı olmasıdır.
devamını gör...
14.
bugün ölüm yıldönümü olan türk yazar/şair
bazı insanlar vardır seveni de sevmeyeni de onun büyüklüğünü kabullenir ya , işte nihal atsız da öyle bir insan . sevmeyenleri dahi nihal atsız'ın kalemi kuvvetli büyük bir şair olduğunu kabul ederler , işte böyle biridir kendisi .
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
bazı insanlar vardır seveni de sevmeyeni de onun büyüklüğünü kabullenir ya , işte nihal atsız da öyle bir insan . sevmeyenleri dahi nihal atsız'ın kalemi kuvvetli büyük bir şair olduğunu kabul ederler , işte böyle biridir kendisi .
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
devamını gör...
15.
ruhu şad olsun! atıp tutanlara bakmayın, zamanında gerektiği gibi davranmış.
edit: kafatasçı diyenlerin entrylerine bakabilirsiniz, genellikle kürtçülük oynuyorlar.
edit: kafatasçı diyenlerin entrylerine bakabilirsiniz, genellikle kürtçülük oynuyorlar.
devamını gör...
16.
güzel atına binip uçmağa gitmiştir diyorlar.
devamını gör...
17.
türkçü ve turancı olan yazar. kısacası kafatasçı kişilik.
devamını gör...
18.
taa ortaokulda bozkurtlar serisini ve ruh adamını okumuştum. ne kadar eğitimli, kalemi ne kadar güçlü olursa olsun bütün insanlığın biyolojik olarak homo sapiens olduğunu kavrayamamıştır.
ayrıca yüzü özbeklere tatarlara, kırgızlara hiç benzemiyor. gözleri çekik değil.
ayrıca yüzü özbeklere tatarlara, kırgızlara hiç benzemiyor. gözleri çekik değil.
devamını gör...
19.
"bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;
yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.
“türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
mısraların içinde en güzel ve derini
batıda “niğbolu””, doğuda “çaldıran”dır.
yine batılıların üçüncü kosova’da
topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
çekilince kılıçlar yeniden haçova’da
param parça ederiz cermenliğin haçını.
yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
bir türk gölü yaparlar akdeniz’in içini.
acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
yarın rezil ederler romalı’nın piçini."
yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.
“türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
mısraların içinde en güzel ve derini
batıda “niğbolu””, doğuda “çaldıran”dır.
yine batılıların üçüncü kosova’da
topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
çekilince kılıçlar yeniden haçova’da
param parça ederiz cermenliğin haçını.
yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
bir türk gölü yaparlar akdeniz’in içini.
acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
yarın rezil ederler romalı’nın piçini."
devamını gör...
20.
çakma adolf.
devamını gör...