kasaba politikacısı bir liderin peşine takılan, partilerinin kuruluş felsefesini bile bilmeyen bir güruhun üyesi olduğu ve hala bu ülkede bu devirde %7 oy oranı ile iktidardaki haramilere “destek” veren bir tuhaf partinin eylemidir.
bu arada köy kahvesindeki cahil dayı kıvamında beyanlarla göya binlerce yıllık bir devlet aklını kullandığı balonunu da, değerli hukuk profesörü, emekli yargıtay başkanı sami selçuk hoca bir güzel patlatmıştır:
e. yargıtay başkanı prof.sami selçuk'tan kendisine hakaret eden bahçeli'ye yanıt;
ben, fakülte dönemini de katarsanız, altmış altı yıldır hukukun içinde yaşıyorum. şimdi de on yedi yıldan bu yana bilkent üniversitesi hukuk fakültesi’nde yargılama hukuku dersleri vermekteyim. hukuktan anlamayan, hukuksal yaklaşımla politik yaklaşım ayrımını yapamayan, ayırt etme gücü ve zekâsı olmayan birinin değerlendirmesi, benim açımdan sıfıra eşittir. hukukçunun tek bir efendisi vardır, buyruklarını ondan alır, şundan bundan değil.
o efendinin adı da “hukuk”tur.
kimi bakarkör’ler görsün diye bunu lütfen büyük harflerle yazın. devlet beyin gücü yetiyorsa bilimsel temelde kendisi ya da kendisini bilinçsizce alkışlayanlar arasında hukukçu varsa onları da yanına alarak benim söylediklerimi çürütsün.
“namert”, yani “alçak, korkak, erdemsiz
“beyni sulanmış”, yani “bunamış” diyerek insanları aşağılamasın. hakaret, milletvekili yapay bağışıklık kalkanının ardına sığınarak mertliğini kanıtlamaya kalkışan zavallıların, yetersizlerin başvurdukları brutus’vari bir eylem olmamalıdır
mertlikten, namertlikten söz edenlerin önce kendileri mert olmalıdır.konuşmanın sahibini tartışmaya açık ve hukuk açısından yeterli biri olarak göremiyorum.
doğru dürüst türkçesi bile yok.
seçtiği dalı bile telaffuz edemiyor.
yazdıklarımı bile anlayamamış birine ne söyleyebilirim ki?!bana söven kişi, benim gözümde her sokakta her gün gördüğünüz kişilerden biridir,bana söven kişi, yeterince donanımı olmadığından olacak, sövgülerden medet uman, ucuz kahramanlıklarla sürekli gündemde olan biridir.
bu yüzden o kişi, benimle ilgili olarak da bu kez hekimliğe özenmiş;“beyni sulanmış” diyerek sınırlarını çok aşmıştır.dün sövdüklerine bugün sarılarak ilkesizliğiyle şaşırtıcı yaşamsal çelişkilere düşen ve hiç güvenilemeyen birini ciddiye almam.
böylelerine verilecek en iyi yanıt, onları hükmen yok saymaktır.
buradan
devamını gör...