cepyakasi yazar profili

espresso makinası markasıdır. alanında en iyisidir.

gaggia ikinci dünya savaşı sonrası ilk basınçlı pompa ve kaynamamış yüksek sıcaklıkta su kullanan espresso makinalarını imal etmeye başlamıştır. bu makinaların hazırladığı kahve üzerindeki köpükle bugün içtiğimiz espressodur.

(bkz: espresso)

yılbaşında ilk maaşımla kendimi şımartmak adına aldığım ve şimdilik çok memnun kaldığım alet. sağolsun son bir aydır kahvelerimin tat, kıvam ve yoğunluğu sayesinde kendimi her sabah cepyakasi olarak değil de francesca olarak hissetmemi sağlıyor kendisi.

(bkz: desperados) bana tatlı yaz akşamlarını anımsatıyor hep. tadı da güzel. alkol oranı çok düşük değil ve tadı güzel.

yaël naim - toxic, britney bebeğim seni çok seviyorum ama beni de anla lütfen

roket fırlatır gibi 5'ten geriye sayıp 0 dediğiniz an ayağa fırlarsanız üşengeçliğinizin önüne geçebilirsiniz.

zamanı şarkıya çevirmeme sebep olan durum en geç iki şarkı sonra evden çıkıcam veya 3 şarkı sonra ocağın altını kapatıcam gibi.

kulağımdaki her şarkı yer yüzünde 4 dk'ya bedel.

karşıdaki kişi deneyimliyse eğer french kiss'e girişir ve anlık olarak "iyyyk" olursunuz. bu yaşanıyor biliyorum, inkar etmeyin

korona kapitalizmi yendi

ellerim terliyor ve kulaklarım kızarıyor sanki yanıyorlar. keşke daha az görünen bir yerim kızarsaymış, kulak ney ya

daha bugün çoban yıldızı şarkısının orijinal sahibi olmadığını, danser encore isimli fransızca bir şarkıdan aldığını öğrenmeme rağmen yine de; teoman.

danser encore

kaçın. narsist kişilik bozukluğu olan birini farkettiğiniz an arkanıza bakmadan kaçın. yoksa olan size olur.

her zaman onlar haklılardır. tartışmayı, kendinizi savunmayı aklınızın ucundan beri geçirmeyin çünkü boşa vakit kaybı olur.

dışarıya karşı mükemmel gözükürler, dünyanın en tatlı en sempatik en anlayışlı insanıdırlar ancak gerçek yüzleri kapılar kapanınca gözükür.

gözünüzün içine baka baka yalan söylerler, suçlu olduklarında durumu öyle kendi lehine çevirirler ki siz özür dilemek zorunda kalırsınız. aldatırlar ama sizin suçunuz olur. sevgi, aşk, merhamet gibi insani duygular hissetmezler ve bencillerdir. düzenli olarak ayrılırlar. eğer bir arkadaş grubuna girerseniz tüm gece dizinin dibinde oturup, gıkınızı bile çıkarmayın isterler. aman oldu da birinin yaptığı şakaya falan mı güldünüz? eyvahlar olsun, buyrun cenaze namazına. eve gidince sen ondan hoşlandın, noluyor anlat, sen böyle birisin işte şöylesin sende o sinsilik var yaparsın diye başınızın etini yerler. her şeyin suçlusu sizsinizdir ve en güzel anlarınızda bile 180 derece dönüp tüm gününüzü mahvedebilirler. asla onsuz bir şey yapamazsınız, sizin özel hayatınız olamaz. eğer ki arkadaşlarınızla çıkarsanız, çıkası yoksa bile nispet olsun diye o da çıkar, eve gelince atacağı trip, işiteceğiniz bir çuval laf, hakaret ve ithamdan bahsetmiyorum bile. onu anlamaya çalışırken siz deli olursunuz, ben ne yaptım diye düşünürken bir deri bir kemik kalırsınız. bir de bakmışsınız ki sizi ailenizden, arkadaşlarınızdan uzaklaştırmış dünyadan tamamen soyutlamış...

kesinlikle kadın veya erkek olarak cinsiyet belirtmedim ama çoğumuzun aklında bir erkek figürü oluştu değil mi? ne yazık...

tavugubolkoyanusta

güzel bir yemek, kaliteli bir şarap, kendinle başbaşa vakit geçirmek...sevdiğin bir şarkıyı açıp tek başına dans etmek...tek başına sessiz sakin bir yerde yürüyüşe çıkmak...küveti doldurup, köpükler içinde düşünmek... ben kendi kendime iyi geliyorum sanırsam