charlotte ritter yazar profili

charlotte ritter kapak fotoğrafı
charlotte ritter profil fotoğrafı
rozet
karma: 5923 tanım: 531 başlık: 12 takipçi: 61
at times we crack only to let the light in.

son tanımları | başucu eserleri


en hüzünlü kelime

başlığı görünce ilk aklıma gelen: anne. neden bilmiyorum.
devamını gör...

aşk hayatını bir görsel ile anlat

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hele ninna olasan

çok güzel bir yorumu için buyrunuz:
(bkz: evlerinin önü yonca)
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

bu kim ya*
devamını gör...

içindeki çocukla aran nasıl sorusu

bazen çok konuşuyor ve benim hiç tahammülüm yok.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

hiçbir şeyi toparlayamayacak kadar dağıttığım bir yerde miyim? neden dönüp dönüp aynı duyguya saplanıp kalıyorum? allah'ım beni neden bu kadar güçsüz ve dayanıksız yarattın? zamanı durdursan ve bir süre uyusam, önümüzdeki birkaç on yıl mesela, olmaz mı? o sırada kimse aramasa sormasa konuşmasa, olmaz mı?

gözümü aydınlık bir sabaha açsam sonra, tüm kaygılarımdan kurtulmuş olarak, olmaz mı?
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

kendisine bakınca dünya hassas kalpler için bir cehennemdir sözü geliyor aklıma. ne olursa olsun bu dünya o kadar üzülmeye değmez. kendisine iyi baksın, hiçbir şey ve kimse değmez.
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

what kind of sound, ı think ı can hear
a lily-white lily calling
she seems to yearn to darken skin and hair
ı really know, without her force
you would be falling
you wouldn't need to breathe
my sinner air
now listen

this day'll be grey, so take my advice
and wait for the dawning
wait for the rise of light tomorrow morning
look for the highest place in space
to rest and stay
you've got to chase the early rising sun
next day

devamını gör...

buz gibi karadut suyu

kaliteli ve hakiki karadut suyu, urmu dutundan yapılır. urmu dut suyu, gaziantep'in coğrafi işaretli şerbetlerinden birisidir.* urmu dutu, iri ve koyu mor, ekşi meyvelere sahip bir karadut çeşididir. 100 kg duta 20 litre kadar su eklenerek yapılır ve kıvamlı bir yapısı vardır. çok lezzetli olduğu gibi çok da faydalıdır. koyu kırmızı-mor meyvelerde olduğu gibi antioksidan deposudur.

gaziantep'e yolunuz düşerse mutlaka deneyin, asla orman meyvesi aromalı yapay içeceklere benzemiyor, benim antep dışında içtiğim dut şerbetleri hep öyleydi çünkü. zincirli bedesten'in hemen yanında şerbetçi bir abi var seyyar satan (meyan, dut ve limonata satar), onların dükkanları da var ama ismini hatırlayamadım.* oradan içebilirsiniz, afiyet olsun :)
devamını gör...

patagonyalı

doğumgünüymüş bugün. mutlu ve de kutlu olsun, sıkıntıların geride kaldığı bir yıla başlamış olursun dilerim. neşe diliyorum bol bol, hassas kalbinin incinmediği bir yeni yaş diliyorum.
(vee, ben de severim hemşehrimi, çok teşekkür ederim:))
devamını gör...

charlotte ritter

#3584094
sayın yazar. kişisel algılamışsınız fakat özellikle birisine yazmadım. zaten bende engellisiniz siz, hesabım kapalıyken sözlüğe baktım ve konu ilgi alanıma girdiği için hesabı açtım ve yazmak istedim. genel olarak, yeşil kapitalizm eleştirisi yapıyorum; ki sizin argümanlarınız tam da eleştirdiğim görüşün retoriğine sahip. bu açıdan yapabileceğim bir şey yok.

konumuz kesinlikle ithal veya yerli et, bunların üretimleri sırasında salınan gazların farklılık göstermesi falan değil. bambaşka, daha genel bir şeyden bahsediyorum. kapitalist çevreciliğin politik ekonomisi yani konumuz, basit ufak başlıklar değil. ayrıca aç oku dediğiniz konular benim doktora tez konum, her gün düzenli olarak açıp okuyorum yani, müsterih olun.

ayrıca hiçbir zaman 'hayvansever' görünmek gibi bir derdim olmadı, kendimi de asla 'hayvansever' olarak tanımlamam. çünkü tam da bundan bahsediyorum, 'hayvansever', arka planında yeni nesil çevreciliğin yerleştirildiği bir kimlikleştirmedir, politik bir yönü vardır.* kedi sevmek ve insanın doğal bir canlı olarak doğasına uygun bir beslenme rejimine sahip olmasını savunmak arasında bir çelişki olduğunu da düşünmüyorum. ama geri dönüştürülemeyen tek kullanımlık plastik bardaklarda içecek tüketip, 'take away' kültürüne adapte olurken çevrecilik iddiasında bulunmak tam anlamıyla tutarsızlık.

ve lütfen, teorik konularda konuşacak altyapınız yoksa bu toplara girmeyin. karşınızdaki insanın sabrı ve zamanı olmayabilir. derdimi anlatabilmek için bende kalanları ben az önce harcadım çünkü, daha da yazılmasın lütfen.

edit: katılıyorum. aynı perspektifte değiliz, neyse ki.
devamını gör...

mutfakta sinir eden durumlar

kafam kadar böcekle karşılaşmak, kısa süreli bakışmamız, sonra ona yağ çözücü sprey ile müdahale etmem, bir canlıyı kimyasal silahla öldürmenin vicdanımda biz azaba yol açmamasının verdiği rahatsızlık, manyak gibi her tarafı çamaşır suyuyla dezenfekte edeyim derken kendimi de kimyasal silahla zehirlemem vs.
devamını gör...

sözlük yazarlarının yaşadığı son saçma olay

sabah kan alınırken acemi olduğunu daha kapıdan girmeden anladığım görevli abinin, iğneyi kolumda petrol boru hattı döşermişçesine sağa sola çevirip bir türlü damarı bulamaması, en sonunda bayılacak gibi olup 'ya abi allah aşkına mahvettin beni, bırak' dememle diğer hemşirenin müdahale etmesi, tepki göstermemem için saçma sapan muhabbet açmaları, burcumu sormaları, yorum yapmaları, muhabbetin sarması...* en son boğa burçlarının alınganlığına geldi adam da abi kolumu morarttın ya daha alınmayayım mı akdjfh
devamını gör...

26 mayıs 2025 ilhan şeşen'in hayatını kaybetmesi

anlat ki çözülsün dilim ben rüzgarım demeliyim
rüzgarlığı anlat bana senin gibi esmeliyim

üzüldüm be..
devamını gör...

karbon ayak izi

1 kg sığır eti yaklaşık olarak 27 kg co2 salınımına neden olur. bir insan haftada 1 kg sığır eti yiyerek 80 yıl yaşasa neden olacağı emisyon miktarı yaklaşık olarak 112 bin ton kadar. bir milyarderin tek bir yatı ile bir yılda yaptığı tüketim ise yaklaşık olarak 20 bin ton gibi bir sayıya denk geliyor. yani siz bulabilirseniz haftada 1 kg et yiyerek, bir milyarderin birkaç senelik lüks tüketimine karşılık bir emisyona neden oluyorsunuz. kendisini çevreci olarak pazarlayan bill gates'in bile tek başına karbon ayak izi normal bir vatandaşınkinden 3000 kat daha fazla.

endüstriyel hayvancılık tartışılsın, yeni ve çevreci üretim teknikleri geliştirilsin vesaire bunda sorun yok. fakat, en zengin yüzde 1'lik kesim karbon emisyonunun yüzde 15'ine neden olurken (ki bu oran en yoksul yüzde 66'lık kesiminin iki katı emisyon oranı anlamına geliyor), hepçil bir canlı olarak en temel gıdası et olan insanların temel beslenme rejimine hiçbir sınıfsal parametre gözetilmeden saldırılması tam anlamıyla egemen ideolojinin çalışıyor olduğunu gösterir. aynı şey kağıt pipet hassasiyeti vs. zırvalıklarında da var. gerçekten de starbucks'ın bardak tutacaklarını* vermeme nedeninin maliyetleri düşürüp kârı maksimize etmek değil de çevreyi korumak gibi masumane bir amaç olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi?

evet büyük resmi görebilenlerden olarak* ben et tüketmeye devam edeceğim. kusurabakmasınlar da, abramovich iti yatında keyif yapabilsin diye, gates pisliği helikopter kullanabilsin diye ben temel ihtiyaçlarımı karşılamaktan vazgeçmeyeceğim. hatta bu sene kurban da kesiyorum, kavurma yemek isteyenler buyursun gelsin.*

madem düzen değişmiyor, hep birlikte tükenir gideriz bu kadar basit. ama yapısal sorunlar çözülmeden tutup da insanlara yok et tüketme, yok plastiği bırak, yok araba kullanma diye bireysel tüketim alışkanlıklarını değiştirerek bir şeylerin değişeceğini düşünüyorsanız fena hâlde yanılıyorsunuz. böyle yaparak ancak zaten konforu yerinde olan birilerinin daha uzun süre konforlu yaşamasını sağlamış olursunuz, yoksul kesimlerin konforundan çalarak tabii, daha doğrusu onlara ödeterek. başka da bir işe yaramaz. nitekim, yaramıyor da.

sonuç olarak dünyada korkunç bir eşitsizlik var. durum böyleyken, yeşil kapitalizmin zırvalıklarını allayıp pullayıp satabilmesi karşısında gerçekten sinirlerim zıplıyor. çevre veya konu ne olursa olsun sorunlu bir alan varsa bilin ki sorun en temelde sınıfsaldır. ve eğer konforlu sınıfta olanlar bir şeyleri vicdan (!) gibi hassas bir noktadan konuşuyorlarsa iki kere* düşünmek gerekir.

alın bir de haber bırakayım buraya:
www.theguardian.com/environ...
devamını gör...

diyelim ki o bunu okuyor

*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üstteki yazara alternatif kullanıcı ismi ver

başıma ne geldiyse bu başlık yüzünden geldi.*
neyse, üstteki yazar kardeş, isim önerim: hommeétrange.
devamını gör...

geceye bir şiir bırak

şöyle bir şiirle karşılaştım az önce:

ز بس که وقف نظر کرده ام بعارض تو
شدست در نظرم هر چه هست آن تاریک
کسی که در نگرد آفتاب را پیوست
ز فر او شودش در نظر جهان تاریک

senin yüzüne o kadar çok bakmışım ki,
var olan her şey gözüme görünmez oldu.
sürekli güneşe bakan kişinin gözünde,
onun ışığından dolayı dünya karanlık olur.


son iki dizede bahsedilen olayı açıklayan bir kelime var latince'de: "orblute". bir ışık kaynağına bakıldıktan sonra bakılan her şeyde o kaynağın gölgesinin görülmesi anlamına geliyor. bu kelimeye george sand'ın adını şu an hatırlayamadığım bir kitabında rastlamıştım. kitabı chopin'i çok sevdiğim ve hakkında her şeyi öğrenmek istediğim için okumuştum, çünkü george sand chopin'in son nefesine kadar sevdiği kadındır. neyse, bu kelime bende bir yer edindi, önceki mahlasımdı hatta. kelimeyi çok sevdim, çünkü bence insanın aciz yaşantısını anlatıyor. biz yaşadığımız süre içerisinde parlak bir gölgeyi hakikat zannedip büyük bir yanılgıyla geçiriyoruz ömrümüzü. insan nisyan ile mi malüldür bilmiyorum ama, galat ile meşhur olduğu kesin.

neyse sözlük, iyi geceler.
sana da orblute.
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

devamını gör...

geceye bir bilgi bırak

izlandaca en zor dildir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim