1 kg sığır eti yaklaşık olarak 27 kg co2 salınımına neden olur. bir insan haftada 1 kg sığır eti yiyerek 80 yıl yaşasa neden olacağı emisyon miktarı yaklaşık olarak 112 bin ton kadar. bir milyarderin tek bir yatı ile bir yılda yaptığı tüketim ise yaklaşık olarak 20 bin ton gibi bir sayıya denk geliyor. yani siz bulabilirseniz haftada 1 kg et yiyerek, bir milyarderin birkaç senelik lüks tüketimine karşılık bir emisyona neden oluyorsunuz. kendisini çevreci olarak pazarlayan bill gates'in bile tek başına karbon ayak izi normal bir vatandaşınkinden 3000 kat daha fazla.
endüstriyel hayvancılık tartışılsın, yeni ve çevreci üretim teknikleri geliştirilsin vesaire bunda sorun yok. fakat, en zengin yüzde 1'lik kesim karbon emisyonunun yüzde 15'ine neden olurken (ki bu oran en yoksul yüzde 66'lık kesiminin iki katı emisyon oranı anlamına geliyor), hepçil bir canlı olarak en temel gıdası et olan insanların temel beslenme rejimine hiçbir sınıfsal parametre gözetilmeden saldırılması tam anlamıyla egemen ideolojinin çalışıyor olduğunu gösterir. aynı şey kağıt pipet hassasiyeti vs. zırvalıklarında da var. gerçekten de starbucks'ın bardak tutacaklarını
* vermeme nedeninin maliyetleri düşürüp kârı maksimize etmek değil de çevreyi korumak gibi masumane bir amaç olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi?
evet büyük resmi görebilenlerden olarak
* ben et tüketmeye devam edeceğim. kusurabakmasınlar da, abramovich iti yatında keyif yapabilsin diye, gates pisliği helikopter kullanabilsin diye ben temel ihtiyaçlarımı karşılamaktan vazgeçmeyeceğim. hatta bu sene kurban da kesiyorum, kavurma yemek isteyenler buyursun gelsin.
*
madem düzen değişmiyor, hep birlikte tükenir gideriz bu kadar basit. ama yapısal sorunlar çözülmeden tutup da insanlara yok et tüketme, yok plastiği bırak, yok araba kullanma diye bireysel tüketim alışkanlıklarını değiştirerek bir şeylerin değişeceğini düşünüyorsanız fena hâlde yanılıyorsunuz. böyle yaparak ancak zaten konforu yerinde olan birilerinin daha uzun süre konforlu yaşamasını sağlamış olursunuz, yoksul kesimlerin konforundan çalarak tabii, daha doğrusu onlara ödeterek. başka da bir işe yaramaz. nitekim, yaramıyor da.
sonuç olarak dünyada korkunç bir eşitsizlik var. durum böyleyken, yeşil kapitalizmin zırvalıklarını allayıp pullayıp satabilmesi karşısında gerçekten sinirlerim zıplıyor. çevre veya konu ne olursa olsun sorunlu bir alan varsa bilin ki sorun en temelde sınıfsaldır. ve eğer konforlu sınıfta olanlar bir şeyleri vicdan (!) gibi hassas bir noktadan konuşuyorlarsa iki kere
* düşünmek gerekir.
alın bir de haber bırakayım buraya:
www.theguardian.com/environ...
devamını gör...