checker way yazar profili

checker way kapak fotoğrafı
checker way profil fotoğrafı
rozet
karma: 2593 tanım: 47 başlık: 29 takipçi: 79

son tanımları


ekşi sözlük

son olanlardan sonra ismini ak-şi sözlük yapsa sırıtmayacak olan sitedir. kendilerine yeterince saydırdık bence.
devamını gör...

yıldırım demirören

bir tür ülke turnusolüdür kendisi. beşiktaş'ın başındaki başarısız yılları ve kulübü ekonomik olarak içine soktuğu korkunç durum derhal unutuldu. bu takımın kimin yüzünden feda meda yaptığı da unutuldu. sanki adam hiç başkanlık yapmamış gibi kabul ediliyor. kimse bahsetmiyor bu adamın başarısızlıklarından. niye? cevabı basit: çünkü tüpçü iktidar paydaşlarından biri. ondan sonra kulüp menfaatleri vs diyorlar. lan ne menfaati
devamını gör...

yengeç hüseyin

savaş yurttaş tarafından canlandırılan ve genelde hurdaaa, bakııır, demiiir, eskiler alırım eskiciiiie diye bağırarak sokaklarda dolanan bizimkiler karakteriydi. şehre sonradan gelmiş taşra kurnazını temsil ederdi. hazine arazisine çökme, değerlenecek araziye gecekondu dikme, çöpçatanlık ve bilumum ıvır, zıvır iş peşinde koşturup zengin olmaya çalışırdı. ama hiçbiri tutmadığından hep eskiciliğe devam ederdi.
devamını gör...

chp'nin halkla bütünleşememesindeki temel sebep

aksine toplumun belli sınıflarıyla bütünleşmiştir. bu yüzden hiçbir zaman tek başına iktidar olamasa da belli bir oy oranını ilk serbest seçimlerden bu yana alır. ama daha çok toplumun şehirli ve okumuş kesimlerine hitap eder.

eğer halktan kasıt chp'ye oy vermeyenler ise bunun da sebebi açık. insanlar kültürel olarak kendilerine benzeyen kişi ve partilere oy verirler. yani türkeş'in dediği gibi asıl olarak ''fikirlerinin iktidar olmasını'' isterler. ekonomi, dış politika, köprüler, okul yapımları vs hepsi ama hepsi bundan sonra gelir. önemli olan ''bizden'' birisinin varlığıdır ve o kişinin ve partinin ''bize'' hitap etmesidir.

mesela demirel çoğu zaman gereken ekonomik kalkınmayı sağlayamadı. ama daha kalabalık olan sağ seçmenin önemli bir kısmı yine de ona oy verdi. çünkü halk onda ve partisinde kendisinden bir şeyler buluyordu. bu demirel'in şivesi olabilir, hal ve tavırları olabilir veya söylemleri olabilirdi. erdoğan taraftarlığı da böyledir. aynı şekilde chp'li olmak da böyledir. herkes kendi kültür ve yetişme tarzına göre yönlenir ve bunda ısrarcı olur.

chp'nin sağ yani daha çok köy ve kasaba çevrelerine açılamama sebebi partinin yapısıyla ilgiliydi. sağ partiler o alanı hep daha iyi kapladılar çünkü onlar teşkilat olarak daha tabandan, daha dipten yükseldiler. chp ise uzun zaman yeteri kadar tabana inemedi. toplumun daha üst katmanlarını hedefledi ve orada kaldı. ecevit dönemi gibi istisnalar haricinde buna çok önem de vermedi. 89 yerel seçimleri, dsp'nin yükselmesi gibi olaylar ise aslında bu bütünleşememe hikayesinin -bazen- çok gerçekçi olmadığını bize göstermiştir. ancak bunların da sürekliliği olmadı ve bu partilerin yükselişi konjonktürel olarak kaldı.

2019 ve 2024 yerel seçimlerinde ise chp sağ seçmene benzeyen ve hitap eden adaylarla ve sağ sosyal politikalar ile seçimlerde büyük kazanım elde edebildi. yardımlar, kent lokantaları ve sokak gezileri chp için önemli bir devrimdi. bunu yapınca da karşılığını aldılar. yani temel sebep chp'nin yönelmek istediği çevreye benzemek isteyip istememe durumu.
devamını gör...

arrival

sci-fi işi sinemada bir süredir bitti. artık sadece birkaç kalıbın üstünden birbirinin benzeri hikayelerle film çekiyor holivud. mesela:

-büyük nükleer savaş sonrası fakirliğin hüküm sürdüğü amerika'da bir genç birden totaliter yönetime kafa tutmaya karar verir.......
-bir uzay görevi esnasında tarak kürek gezegenine araştırmaya giden bir ekip birden uzay gemisinde beklenmeyen şeylerle karşılaşır....
-mars filmleri. bir araştırma için mars'a inen dört kişilik ekip bir yerden sonra yaşam ve ölüm üzerine bir döngüye kapılır....
-arrival tipi klişeler. bu sefer uzaylılar misafirliğe gelir ve oradan yürünür. bunlardan korkanlar olur bir de yakın davrananlar. sonra uzaylılar eyvallah der çeker giderler....
- cyberpunk klişeleri. bir android birden insan geçmişi olduğunu hatırlar ve bilmem kaç ışık yılı uzaktaki vatanını aramaya koyulur. bu sırada aşık olur ve soru gelir: aşık olunan kişi de android mi?
-yapay zeka klişeleri. insanlığın kaderi yapay zekaya bağlıdır ve yapay zeka birden çıldırır ve insanlığı yok etmeye karar verir. buna karşı koca dünyada kimse mücadele etmeyi beceremez ve iş sivilcesi yeni sönmüş bir velede kalır.

birkaç istisnası hariç tamamen baydı bu kalıplar ve ortaya çıkan filmler.
devamını gör...

ekşi sözlük

çoook nitelikli yazar aradıklarından ve böööyük kriterler kovaladıklarından (!) yazar olması 2-3 seneyi bulan mecra. parayla hesap satılması mı dersiniz, sitenin bir taraftan muhalif gibi görünürken bir taraftan troll hesaplarını şaaak diye onaylamasını mı dersiniz ne ararsanız vardır burada. bir de uzun uzun açıklama yaparlar sonra ''yapmadık be yapmadık. vallahi de billahi de sizin için çalışmaya devam ediyorusss'' diye. aynen.
devamını gör...

instela

insan yelpazesi çok genişti oranın. süzme kekolar da vardı, acayip entel insanlar da. bütün gün makara yapan kadınlar da vardı, iş hayatını günlük gibi yazanlar da. melankolinin dibini yazanlar da vardı , yaqui ve a sami gibi makara yazarlar da. manyağı da çoktu, gerçekten konuşulmaya değer kaliteli insanı da.

siyasi tayfasında özellikle dumrul ve anabacı vokke dikkatimi çekerdi benim. dumrul anarşist takılıyordu ve çok uzun yazılar yazardı sürekli. anabacı vokke bazen makara yapar, bazen hdp solu bakış açısıyla siyasi yazılar yazardı ve bazı girileri kafa açıcı olurdu. birkaç sol tayfa daha vardı. bir de sağ-ulusalcı olup bunlarla sayfalarca kavga eden yazarlar vardı.

sohbet çeşitliliği de vardı orada. kimi ölüyorum bitiyorum yazardı bir giride. altta zülfiqar isimli adam durmadan kur'an ayeti paylaşırdı. üstünde lö şuhane bir fotoğraf atardı ortalık ayağa kalkardı. yani buradaki gibi anahtar kelime yalnızca espri yapmak ve hehehe değildi orada. daha değişik bir ortamdı orası.

güzel insanlar tanıdım orada ve özlüyorum o ortamı.
devamını gör...

ahmet davutoğlu’nun yeni imajı

senelerdir yapamadığı pr'ı sarı saçlarıyla yaptı adam ssfsddf
devamını gör...

müge anlı ile tatlı sert

bu ve buna benzer programlara çıkan absürt insan tipleri eskiden sadece flash tv'deki yalçın çakır'ın programında görülürdü. şimdilerde ana akım kanallarda hem de günde 3 saat falan görünüyorlar ve programlar reyting rekorları kırıyor. inanılmaz lan.
devamını gör...

uzun tanımları kimse okumuyor

ne olduguna göre değişir. mesela bilgi tanımlarını pek okumazlar. ama nickaltı savaşı varsa oradaki 700 bin satırlık giriyi bile okurlar. çünkü insanlar eğlenmek ve kafa dağıtmak istiyorlar.
devamını gör...

murat soner

videoları eğlendirici ve güzeldir ama bir yerden sonra sıkar. hep aynı eleştiriler, hep aynı bakış açıları, hep aynı dalga geçme şekli, hep aynı ses tonlamaları falan. içerikteki eleştiriler de herkesin düşündüğü eleştiriler olur genelde.
devamını gör...

polis akademisi (film)

tvlerde arada veriliyor ancak sansürlü. mesela meşhur gay bar sahnesi daha sahne başlamadan hatta ondan birkaç dakika önce falan kesilmiş oluyor.

yine teğmen harrison'ın atın mabadına girdiği sahne, bilumum öpüşme sevişme sahneleri hatta fazla argo olan kısımlar da kırpılıyor. e böyle olunca da tadı olmuyor pek.
devamını gör...

geri dönülmek istenen dönem

tvlerde rtük denetiminin gevşek olduğu 90'lar. özellikle geceleri underground bir hava olurdu tvlerde. bir kanalda okan bayülgen bir sürü konukla geyiğini çevirirdi saatlerce. başka gün beyaz show olurdu. derken bir kanalda yıldo belden aşağı geyiği ile neee hahha der kafa yapardı. müzik kanallarında türlü türlü acayip insanlar programlar yapar ve absürtlüğün dibini sıyırırlardı... hangi kanalı açacağını şaşırdı insan. yetmezdi bir de erotik filmler tutti fruttiler... ve daha neler neler...

şimdi konuşa konuşa pinpon abdullah beyin kaçamaklarını, yorgancı ahmet ağabeyin beş çocuklu karısının balıkçı hüsnü emmiyle kaçmasını falan izliyos. üç saat dizi bakıyoz. neredeeeeen nereye...
devamını gör...

turgut özal ile tayyip erdoğan

turgut özal 70'lerde sağ cenahta kendisine yer arayan parlak bir ekonomi bürokratıydı. kültürel olarak muhafazakar olsa da modern yönleri de olan bir politikacıydı. eşi açıktı ve amerika'da kariyeri olan birisiydi. tarikata bağlı olsa da batı kültürünü kendine göre bilen ve anlayan biriydi. bürokrasi günlerinden sonra milli selamet partisinden siyasete girmeye yeltenmiş ancak bu olmamıştı. sonrasında adalet partisine girmeye çalışmış ancak demirel ile buluşması yine bürokrasi sayesinde olmuştu ve meşhur 24 ocak kararlarının mimarlarından biri kendisiydi. sonra 12 eylülcü generaller neo liberal olmasından mütevellit onunla çalıştılar ve sonra ona anapı kurdurdular. yani özal demokrattı ama askerlerden korkuyordu diye bir durum yoktur. sadece birlikte çalıştılar ve iyi anlaştılar. neo liberal açılımlar türkiye'ye önemli kazanımlar getirse de yozlaşmaya da beraberinde getirdi vs.

erdoğan ise daha farklıdır. bir kere yükselişleri farklıdır. ikincisi erdoğan özal gibi statüko ile birlikte çalışmamış tersine mücadele etmeyi seçmiştir. neo liberal bakımdan özal'dan daha ileridedir. partisi özal anapına göre daha net bir ideolojiye (islamcılık) oturur ancak belli konjonktürlere göre milliyetçi veya liberal kimlikler de kazanır. özal daha soft ve dar kapsamlı politikalar giderken erdoğan'ın belli konularda ileriye dönük ve kapsamlı değişiklikleri içeren politikaları mevcuttur. özal'ın anapı dönemin batılı neo liberal sağ partilere benzemeye çalışırken akp popülist söylemleri ile birçok yabancı popülist partiye örnek olur. velhasıl benzer noktaları olduğu gibi benzemeyen noktaları da mevcuttur iki liderin.
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

uzun yılların ardından sana da elveda, sana da! yakışıklı ve dik duruşunu ve o zekanı özleyeceğiz. ayrıca sevdiklerimizin teker teker ölmesi/gitmesi ve öbür tarafta çoğalıyor olması da çok tatsız bir duygu.
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

allahaısmarladık beyaz :) sabah ve öğlen yürüyüşlerimizi, güçlü duruşunu ve dostluğumuzu çok özleyeceğim. biz bu hayatta aradığımızı bulamadık ve seninle kaderimiz bu yönden ortaktı. bu yüzden de seni ayrı seviyordum. başka bir hayatta ve başka koşullarda yeniden karşılaşmak ve bu sefer çok mutlu olmak umuduyla.
devamını gör...

suriye olayları hakkında yazarların düşündükleri

türk ve dünya medyasının sunduğu argümanların aksini düşünüyorum.

olayın herkes tarafından söylendiği gibi abd-israil zaferi olduğunu düşünmüyorum. keza rusya-iran tarafının yenilgisi olduğunu da düşünmüyorum. yirminci asrın başında birçok yerde görülen ''gizli anlaşma'' türevi, birden fazla devletin bir tür onayı ile yeni bir dengeye geçildi ve bunun detaylarını ileride göreceğiz.

iddia edilenin aksine esad rejimi çok uzun yıllardır bütün ülkeyi değil yalnızca ülkenin üçte birine hükmediyordu. birkaç şehir ve sahil tarafında hakimiyeti vardı. çölde ışid ve belli noktalarda abd işgali bulunuyordu. güneyde golan tepelerinde israil işgali vardı. kuzeydoğu bölgesi amerikan destekli kürtlerde yani pyd kontrolündeydi ve batı ise türkiye ve onun desteklediği smo kontrolü altındaydı.

ayrıca müttefik ''kisvesi'' ile rusya ülkede etki ve üslerini çoğaltmış, asker ve savaş aracı getirme imkanı bulmuştu. ancak abd'ye ''rağmen'' değil. paylaşımın bir gereği olarak. keza iran da esad sayesinde ülkede etkisini olağanüstü arttırmış vaziyetteydi. yine hizbullah burada etkisini arttıran örgütlerden biriydi.

yani belli ülkelerin himayesinde belli yerlerde çatı yapılanmalar (htş, ışid,ypg vs) bulunmaktaydılar. bu çatı yapılanmalar hamileri olmadan ayakta durma kabiliyetine sahip değillerdi. keza esad rejimi de kendi hamileri olmadan ayakta durma gücüne sahip değildi. dolayısıyla suriye'de olanlar suriye devleti tarafından değil tamamen dışarıdan belirleniyordu.

bugün anladığımız kadarıyla htş denilen örgüt esad rejiminin yerine geçirildi. yani hedeflenen şam'da bütün ülkeyi yöneten bir idare değil. çünkü htş pyd ile iyi geçiniyor. ayrıca sanılanın aksine israil ile de arası kötü değil ve rusya'ya karşı da bir düşmanca tutumu henüz bulunmuyor. hım. demek ki esad rejimi gibi yalnızca bir tarafa yaslanarak değil, bütün taraflara yaslanarak ayakta duracak bir yapı gibi görünüyor.

peki cihatçılığı ile bilinen bir örgütün bir devletin başına getirilmesine batı ve israil neden izin verdi? birincisi şu an itibariyle bu örgüt batı ve israil'e sorun çıkartacak bir güçte değil. ikincisi cihatçı geçmişi olan bir örgüt değil de demokratik bir parti başa getirilirse o zaman hangi gerekçe ile buraya müdahale edebilirler ki? bu tip bir örgüt hem israil hem batı'nın bölgedeki varlığı için bir neden olarak görünüyor.
nitekim israil'in son günlerdeki işgal ve artan saldırıları hemen hiçbir yerde hiçbir etki bile uyandırmıyor.

rusya ise zaten var olmayan bir rejimi asker ve para desteği ile ayakta tutma külfetinden kurtuldu. ayrıca rusya'nın sıcak denizlere inmesine artık gerek yok. çünkü son bir iki senede, ki sebebi şimdi anlaşılıyor, afrika'da etkisi çok artmış vaziyette. özellikle geleneksel olarak sahel bölgesinde at koşturan fransa'nın pat diye oradan çıkarılması, yerine wagner aracılığıyla rusya'nın geçmesi, aynı zamanda bir yer değiştirmenin de habercisi.

yani ver ukrayna'yı al suriye'yi gibisinden basit bir olay değil bu. daha global, daha karmaşık bir denklem ile rusya suriye'deki etkisini azaltmayı kabul etmiş gibi görünüyor ki bence karlı bir alışveriş yaptılar. iran ise buradan çıkarak büyük ihtimalle gücünü zaten sallantıda olan iç politikaya ve batı ambargolarını hafifletmeye ayıracak gibi gözüküyor.

amerika ve israil kısmında ise ağırlığı tamamen israil çekiyor. geçmişte amerika'nın yaptığı savaş, işgal ve ve operasyonları israil üstlenmiş durumda. yani israil amerikan proxy gücü gibi hareket ediyor ve amerika'yı hem propaganda lincinden hem de bir ton para harcamaktan kurtarıyor. artık orta doğu bölgesinde istediği yeri işgal eden bir amerika olamaz ancak israil olabiliyor. son günlerde israil'in suriye'nin bütün silah gücünü kırması, hava savunma sistemlerini ve silah üretim yerlerini vurması da bölgede israil'in tam hakimiyet kurması adına bir hamleden başka bir şey değil.
devamını gör...

geceye bir 90'lar şarkısı bırak

bir ara misafirliğe gidiyorduk bir eve. ilk orada dikkatimi çekmişti o pıoneer bilmem ne marka müzik seti. ama gerçekten setti bu. böyle kocaman bir dolabı vardı, içinde kasetin vsnin konduğu bir ana teyp kısmı, iki alt rafta yine değişik, değişik makineler. bir de kaset konan bir kutusu. bu şarkıyı da işte ilk o teypte duymuştum.

devamını gör...

that's football

mark goldbrigde'in premier lig gündemini ve takımları yorumladığı youtube kanalıdır. overlap ve sky sport premier league kanallarının aksine herhangi bir stüdyo ve profesyonel yayın yapmaz, videoları genelde evinde çeker. ancak kanal diğer büyük kanalların aksine işin show kısmına kaçmadan çok doğru ve gerçekçi yorumlar yapıyor.
devamını gör...

the overlap

spor temelli bir youtube kanalı. kanal premier lig alakalı videolar yayınlıyor ve birkaç farklı içeriği seyirciye sunuyor. dört eski premier lig futbolcusunun bir mekanda yıldız isimlerle yaptığı sohbet, stüdyoda taraftarların da katıldığı program ve daha birkaç farklı formata kanalda rastlamak mümkün.

benim favorim dört eski yıldızın konuk ağırladığı program. formatta eski manchester united futbolcuları gary neville, roy keane, eski arsenal yıldızı ıan wright ve eski liverpool defansı jamie carragher bir bar-restaurant benzeri mekanda konuk ağırlayıp sohbet ediyorlar. tabii konuklar da aynı programın dörtlüsü gibi premier ligin eski babaları ve şimdiki yıldızları oluyor. bir taraftan yemekler, içkiler gidip geliyor, bir taraftan sohbet yürüyor.

sohbet genelde mükemmel bir seviyede ilerliyor. yeri gelince geyiğin dibine vuruluyor, yeri gelince acayip ciddi bir ortam oluyor. garry neville çay ve içki servisi yapıyor arada sfsfsf roy keane sürekli yemek yiyor ve tonton amca modunda takılıyor. ıan wright programın rasim ozan'ı modunda bazen fantastiiiqueee! falan diyor. carragher biraz paparazzi ve ofansif soru peşinde koşuyor. ama programda ana kontrolde neville oluyor genelde.

programın en güzel yönü zaten sohbetteki bu güzel vites ayarı. seviyeyi de, seviyesizliği de güzel ayarlıyor herifler. bizdeki gibi eeehehehehehe sen de verdin mi agaaaa hühohoho modu ile bir iki saat geçmiyor.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim