clockworkorangea yazar profili

clockworkorangea kapak fotoğrafı
clockworkorangea profil fotoğrafı
rozet
karma: 802 tanım: 84 başlık: 16 takipçi: 16
Vive L'anarchie !

son tanımları


şintoizm

büyük japon yazar yukio mişima'nın benimsediği dindir*.
devamını gör...

polinom

her polinom bir fonksiyondur fakat her fonksiyon bir polinom değildir.

(bkz: fonksiyon)
devamını gör...

antonio de oliveira salazar

portekiz'in 36 yıllık faşist, aşırı muhafazakar başbakanıdır. salazar'ın üç f'si diye bir söz dahi vardır. salazar, halkı üç şeyle uyuttuğunu itiraf eder: futbol, fado*, fatima*. salazar'dan bu yana iktidarların uyuşturucuları pek değişmemiş anlaşılan.

(bkz: light faşizm)
devamını gör...

1 mayıs işçi ve emekçi bayramı

1 mayıs, haymarket olaylarında işçilerin çalışma saatlerinin 8 saate düşürülmesini savunan anarşist eylemcilere devlet tarafından ateş açıldığı gündür. sanıldığının aksine sosyalist bayramı değil anarşist bayramıdır.

(bkz: albert parsons)
devamını gör...

ahameniş imparatorluğu

mısır krallığı'nı savaşta mağlup etmek için asker kalkanlarına kedilerin bağlatıldığı, surlardan kedilerin fırlatıldığı pelisyum savaşı'nın galibi imparatorluk. antik mısır'da kediler kutsal kabul edilirdi ve onlara zarar verenler ölüm cezasına çarptırılırdı.

bu imparatorluğun kralları sırasıyla:
achaemenes
teispes
1. kiros
1. kambises
babil fâtihi 2. kiros* (imparatorluğun asıl kurucusu kabul edilir)
2. kambises (pelisyum savaşını kazanan imparator)
1. darius (imparatorluk en geniş topraklara bu dönemde sahip olur)
xerxes -300 spartalı'daki meşhur imparator.
artaxerxes
2. xerxes
sogdianus
2. darius
2. artaxerxes
3. artaxerxes
4. artaxerxes
3. darius -bu dönemde imparatorluk makedon kralı büyük iskender'e yenilir ve bütün topraklarını kaybeder.
devamını gör...

modern dünyanın bunalımı

rene guenon'un modern batı toplumunu gelenekler* ve dinler yönünden yerdiği gelenekçi eseri. yazar, dinlerin ardındaki batınîliği kutsar. batı'nın bilimi yerine doğunun mistik ilimlerini öne çıkarır. etkileyici bir eserdir. size farklı bir pencere sunacaktır.
devamını gör...

firdevsi

10. yüzyılda yaşamış büyük iran şairi. kendisi iranlıların islam yüzünden unutulmuş tarihlerini şehname adlı eserinde uzun uzun anlatmıştır. insanlara bilgili, iyi, dinine bağlı biri olmayı, eşine saygılı olmayı, eğlenceden sakınmamalarını öğütlemiş ve her türlü zalimliği ve kötülüğü lanetlemiştir. ülkemizde bu kutsal şairin "emir timur mezarına işemişti" gibi lümpence muhabbetlerle bilinmesinin sebebi şovenist ahmak birtakım insanlardır. firdevsi iranı kalemiyle değiştirmiş büyük bir adamdı. ruhu şad olsun.
devamını gör...

ece üner

popülist tv borazanlarından sadece biri.
devamını gör...

şehname

iran ulusal şairi firdevsi'nin, iranlılara islam öncesi kültürlerini hatırlatmak için yazdığı 60.000 beyitlik eserdir.
devamını gör...

wikipedia

sanal, kapsamlı kâr amacı gütmeyen bir ansiklopedidir. birkaç madde yazmışlığım vardır.* bazı insanlar zannediyor ki bu wikipedia denilen sitede bir oluşum var, hep türklerin tarihini yanlış anlatıyorlar ki türkler, tarihini bilmesin. bu insanlar her yerde wikipedia zaten güvenilir değil diyen insanlar. e kardeşim eğer bilgi yanlışsa kaynağını göster ve hatayı gider. wikipedia bir lobi değil ki. istediğin maddeyi değiştirebilirsin. örneğin adam çıkıyor iskitler türktür wikipedia çarptırıyor diyor. ama bilmiyor ki wikipedia'nın ingilizce versiyonunda iskitlerin irani olduğuna dair 100'den fazla farklı kaynak belirtilmiş. senin elinde bu denli kapsamlı bir iskit tarihi varsa hodri meydan kardeşim. wikipedia'ya göster bakalım gücünü.

not: wikipedia'dan bir maddeyi kapsamlı inceleyebilmeniz için onun ingilizce sayfasını okumanız çok önemli. türkçe madde sayısı çok az.
devamını gör...

afganlar gaznelilerin torunları ve soydaşımızdır

murat bardakçı'nın söyledikleri kültürel ve tarihi bakımdan doğrudur fakat tam da bu zamanda yaptığı açıklama, tamamen art niyetle yapılmıştır. afganistan, yıllardan beri acı çeken bir coğrafyadır, taliban öncesi döneme bakarsanız o da iran gibi çok kadim ve modern bir ülkedir. türkiye cumhuriyeti'ni ilk tanıyan ülkelerdendir hatta.

soğuk savaş döneminde abd, taliban ve benzeri islami terör örgütlerini fonlayarak komünizme karşı mücadele verdiğini zannediyordu; tabii taliban abd'nin vermiş olduğu tankların namlularını bizzat abd'ye çevirdi ve bölgenin anasını ağlattı.

ama türkiye, bu ekonomik durumda gerici, cihadçı insanları sınırdan kafasına göre sokmaktadır. bazı art niyetli ahmak insanlar dışında kimsenin ırkçılık yaptığı yok, bu denli fazla bir nüfusumuz varken, boğuştuğumuz onlarca sorun varken neden üstüne daha fazla sorun ekleyelim. suriyeliler hala buradalar, yıllardır... üstüne türk olsalar bile afganları içeri yığmak saçmalıktır. nitekim pakistan bile kabul etmiyor mültecileri. ben mültecilerin hepsini geri çevirelim demiyorum, sıkı bir mülteci politikası uygulayalım diyorum.

ayrıca ilk entry'i yazmış yazara bir cevabım var. afganların hepsi taliban değil. talibancı olsa neden talibandan kaçsın. acı çeken insanlar için üzülmek, kardeşliği gerektirmez. ayrıca ırkçıların çok sevdiği adolf hitler, sıkı bir aryen ırk düşkünüydü. afganistan'a eskiden ariana denilirmiş. mülteci istemeyebilirsiniz ki ben de istemiyorum. ama bir halkın, bir milletin kültürüyle, ırkıyla o küçük aklınızla dalga geçmeye çalışmayınız...

afgan bir ırk mıdır onu da zahmet olacak öğreniniz...
(bkz: afgan)
devamını gör...

kendini sapyoseksüel sanan kadın

muhtemelen dikkat çekmeye çalışan,"ya ben çok zekiyim ya kendime göre biri lazım abii" mesajı vermeye çalışan kadındır. bu tatavayı bazı erkeklerde de görebilirsiniz.
devamını gör...

hareket ordusu

ikinci meşrutiyetin ilanı sonrası istanbul'daki birtakım mürtecilere özgürlük ve muasırlaşma battı ve 13 nisan 1909 tarihinde (hicri 31 mart) bir isyan başlatarak istanbul'u bir hafta zapt ettiler, frenk gömleği giyen erkekleri tartakladılar. halkı kışkırtarak kinlerini üst düzey subaylara ve gazetecilere kustular; birçok masum canı katlettiler ve bu durumu yıldız'daki padişah görmezden geldi. bu olaylar sırasında hüseyin cahit yalçın'ın yazıhanesini bastılar ve cahit yalçın'a benzettikleri bir kişiyi oracıkta öldürdüler. selanik ve edirne'deki vatansever osmanlı subayları bu duruma bir çare bularak olay yerine bir ordu tayin etmeye karar verdiler. 31 mart vakası cereyan ettiğinde isyanı bastırması için istanbul'a gönderilen askeri birliğin adıdır bu "hareket ordusu". birliğe ismini hareket ordusu kurmay başkanı* kolağası mustafa kemal paşa vermiştir. birliğin başkanlığını mahmud şevket paşa üstlenmiş ve meşhur konuşmasını işte tam bu ayaklanmayı bastırmadan yapmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


meşhur ses kaydı

nitekim irticacılar bastırılmış ve bazı azmettirici şahıslar infaz edilmiştir. bu olay ikinci abdülhamid'in tahttan indirilmesine ve yıldız sarayı'nın kapısının mühürlenmesine sebebiyet vermiştir.
devamını gör...

ruh adam

bir nihal atsız romanıdır.

hüseyin nihal atsız’ın “ruh adam” romanı, şüphesiz sembolik karakterler bakımından gerçeği dolaylı yoldan aktarabilen en başarılı romanlardan biridir. karakterlerin handiyse gerçek duyguları vardır ve gerçek acılar çekiyorlardır. ana karakter olan selim pusat'sa sahiden tüm insan duygularının çıkmazlarını “sembolik” olarak belirtecek biçimde yaratılmıştır. o ne duygusuz bir subaydır ne de yasak aşka tutulmuş esriktir. o insan duygularının çıkmazıdır ve kanaatimce pusat’ı incelemek bize duygularımızı sembolikleştirme konusunda yardımcı olacaktır.

öncelikle roman, bir bakıma nihal atsız’ın otobiyografisi olma özelliğini taşır. elbette her yazarın eseri kendi otobiyografisi olma özelliğini taşır çünkü yazar, tüm izlenimlerini kendi yaşadıklarından çıkarmak mecburiyetindedir. fakat “ruh adam” biraz daha spesifik örneklerle otobiyografikleştirilmiştir. mesela bedriye atsız hanım, romanda ayşe pusat olarak ele alınmıştır. ikisi de lisede edebiyat öğretmenliği yapmaktadır. ayrıca atsız’ın da askeri tıbbiye’de arap asıllı olduğundan teğmen mesut süreyya efendi’ye selam vermediği gerekçesiyle tıbbiyeden atıldığını biliyoruz. aynı şekilde kitapta da selim pusat, kralcı olduğu gerekçesiyle askeriyeden atılır, apoletleri sökülür. kitapta şaşılacak bir örnek vardır, nihal atsız henüz altı-yedi yaşlarındayken kadıköy’deki bir fransız okulunda ilk mektep tahsili görürken, teneffüs sırasında, kendisinden üç-dört yaş büyük bir rum çocuğuyla kapışır. rum çocuk atsız’ın kafasını duvara vurmuştur ve atsız’ın yaralı kafasından kan fışkırmıştır. ruh adam romanında yüzbaşı şeref’in başından daima kan sızıyor olmasının arka planında işte atsız’ın çok küçükken yaşadığı bu kanlı hatıra vardır.

belirtmek isterim ki tutunamayanlardan selim ışık, aylak adamdan c. gibi selim pusat da bir antikahramandır. “ruh adam” kitabındaki selim pusat karakterine bakacak olursak, kendisinin aslında bölünmüş kişiliklerin sentezi olduğunu iyi anlarız. roman her ne kadar iki tema (aşk, çekilecek ceza) üzerine kurulu olsa da, pusat’ın iç çekişmeleriyle doludur ve bu çekişmeler; pusat’ta nevrozlara sebep olmaktadır.

bu nevrozları incelemeden önce romanın akışına göre pusat’ın ruh halini bölümlere ayırmalıyız. pusat’ın üç farklı aşamadan geçtiği (ilk önce güzellik, aşkı vs. önemsemeyen ve sadece askeri olgulara önem veren biri; sonrasında güntülü, leyla, ayşe çizgisinde dolanan âşık biri – atsız, pusat’ın bu davranışıyla askeri ve vatanî meseleler varken kendini aşk ve sevgi gibi geçici heveslere adayan dönemin türk gençliğini tasvir etmiştir- ve son olarak bu iki zıt durumun karşılaştığı son bölüm) açıkça sezilebilir. diyalektik açıdan bakıldığında hegel’in “tez-antitez-sentez” fikrini andırıyor bu durum ve atsız’ın, pusat’ın ilk durumu(tez) ve ikinci durumu (antitez) için ikisine de 12 bölüm ayırması tesadüf olamaz. burada değinmek istenen şey, kişinin öz çatışmasıdır. selim pusat’ın bu iki özelliğinin çatışması o denli büyümüştür ki mahşer sahnesinde israfil, pusat'a "selim pusat’ın gönlünün içindeki feryatlar o kadar acı ve gürültülü idi ki insanlar duysa hep ölür, benim sûrumu öttürmeme lüzum kalmazdı." der. bu çatışma elbette bir uzvî rahatsızlığa sebep olmalıdır ki oluyor zaten. pusat ateşler içerisindeyken yek’ in ayrı bir arketipi olan doktor key ona hastalığının “aşk” olduğunu söyler. bu anlattıklarım bir kişilik bölünmesinden çok zamana bağlı olarak psikolojinin değişimini gösterir bize.

pusat’ın içinde aslında iki farklı “ben” i daha vardır ve bu “öteki benler” akıllara başarılı psikanalist (gbzk: sigmund freud)'ü getiriyor. romanın ilk bölümüne bakarsak, burada kaderi bedbahtlaştıran bir aşk masalı anlatılır. yüzbaşı burkay’ın açığma-kün’ e aşkı… -aslında atsız’ın değindiği noktalardan biri de aşk ile kaderin birbirlerine girişik ve bir o kadar da girift olmalarıdır- bu uygur masalı’nda burkay’ın içindeki od’ un sönmesi için onu şeytanlar başı madar’a götürürler fakat aşk burkay’ın gözünü bürüdüğü için o, madar’ a uyarak açığma kün'e olan aşkı için ev arkadaşını tereddüt etmeden kurban eder. evdeşinin bedduasıyla da lanetlenmiştir üstelik. yüzbaşı rütbesini beş paralık etmiştir. esasta, buradan sıkı bir psikastenik kuramı çıkarabiliriz. “id-ego-süperego” çatışması… ego dediğimiz tabii ki selim pusat ve burkay’ın (şüphesiz ikisi de aynı “ruhun adamları” dır.) ana kişiliğidir. hikayedeki id –kişinin hayvani dürtüleri- madar ve yek’ tir. (yek’in diğer arketipleri de dahildir buna: doktor key ve osman fişer) bu karakterler, insanların içlerindeki kötülüğün ne kadar güçlü ve engellenemez olduğunun delilidir. son olarak, toplum ahlakının kişi bireyselliğini etkileyerek oluşturduğu “süperego” ise burada şeref’tir. şeref, kendini orduya verip evlenmeyen ve selim ile birlikte hareket ettiği için tek amacı olan ordudan atılan, en sonda da kendi “şeref” i ile intihar eden bir “subay süperegosu” dur. (bilindiği gibi mete hikayesinde selim ile aynı ruhu paylaşan yüzbaşı sevdiği kadını oklamamıştır ve mete’nin emrine karşı çıkmıştır. bu sebepten ”aşk” a romanda yasak gözüyle bakar karakterler. tıpkı kafka’nın “dava” sındaki gibi). bu kavramların tek bir vücutta dengesizce çatışması ise bir tür nevroza sebep olmaktadır. bu nevrozu pusat’ın yüzbaşı kubudak ile vuruşmasından kavrayabiliriz zira pusat kubudakla vuruşurken tek kişi olan kubudak birden beş kişiye dönüşür. bunlar kubudak, yek, leylâ’nın nişanlısı, şeref ve nihayet kendi gençlik halidir. kişiliğiyle çatışan bütün karakterler, pusat’a savaş açmıştır âdeta. zaten pusat’ın bu savaşın yeniği olduğunu kitabın sonunda duvardaki gençlik fotoğrafının mistik bir şekilde kayboluşundan anlayabiliyoruz.

kitaptaki aşk bile belirli sembollerle, arketiplerle açıklanmıştır. bunlar ayşe, leyla ve güntülü’dür. güntülü, gençlik ve güzelliği; ayşe, merhameti; leyla ise soyluluğu temsil eder.

kitaptaki metafiziksel ögeleri bağladığım nokta ise bilinçdışıdır. tıpkı dostoyevski’nin “öteki” sindeki gibi “ruh adam” da da geçen tüm mecazi ögeler pusat’ın zihnindeki birkaç emareden ibarettir. zaten kitap da silik bir sonla biter.

türk edebiyatı’nın en önemli eserlerinden biri olan “ruh adam”, aslında bir aşk ya da bir ordu romanından ibaret olmadığını ve atsız, psikolojik gelgitlerini romandaki karakterlere yansıtıp bilindiğinin aksine “ruh adam” ın sembolist bir eser olduğunu tüm edebiyat âlemine kanıtlamıştır.

(bkz: sembolizm)
devamını gör...

özgürlük eşitlik kardeşlik

fransız devrimi'nin başlıca sloganıdır. slogan, ittihatçıları da etkilemiştir. hürriyet, müsavat, uhuvvet diye osmanlı türkçesine çevrilmiştir. aslı: "liberté, égalité, fraternité"dir.

(bkz: kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet)
(bkz: ittihat ve terakki)
devamını gör...

afgan

"afgan" bir ırk değildir. türkiyeli gibi bir kavramdır. afganistan'ın çoğunluğunu peştunlar ve tacikler oluşturur. ikisi de iranî kavimlerdir. %20 gibi bir nüfusu da türkîler oluşturur. ülkemizde afganistan, son 30 yıldaki islamlaşma süreci yüzünden arap ülkesi zannedilmektedir.
devamını gör...

biz nazım'ın tarafıyız siz türklerden başka herkes düşman diyen nihal atsız’ın tarafısınız

taraf tutmuyorum. ikisinin de siyasetini sevmem ama edebiyatlarına hayranım.
devamını gör...

sait molla

nutuk'ta sık sık kendisinden bahseder kemal paşa. ingiliz muhipleri cemiyeti'nin kurucusu ve ingiliz ajanı rahip frew'nun emir eridir. kendisi rahip frew'dan ödenek alarak milli mücadele karşıtı isyanlar çıkartmaya çalışmıştır. kürt teali cemiyeti ile gizli ortaklığı bulunmaktadır. milli mücadele başarıya ulaşınca kendisi vatan haini ilan edilmiştir ve molla, yurt dışına kaçmıştır. kıbrıs'ta kemal paşa aleyhine propagandalarla uğraşmıştır. vatan hainidir. anlayacağınız siyasal islamcıların kurnazlıkları ve oyunları, tarihin her döneminde var olmuş ve hiçbir zaman son bulmamıştır.

(bkz: mustafa kemal atatürk)
(bkz: nutuk (kitap))
(bkz: ingiliz muhipleri cemiyeti)
(bkz: yüzellilikler)
devamını gör...

die eisenfaust am lanzenschaft

2. haçlı seferindeki şövalyelerden bahseden alman halk şarkısı. hristiyanlık adına savaşanları yüceltir.

(bkz: haçlı seferleri)
devamını gör...

reinhart dozy

reinhart pieter anne dozy, 21 şubat 1820'de leiden'de doğmuş hollandalı bir şarkiyatçı*. protestan bir aileye mensuptur. okuduğu leiden üniversitesinde şark dilleri uzmanı hendrik engelinus weijers ile tanıştı ve onun sayesinde arapçasını geliştirdi. weijers'ten ibranice, keldanice ve süryanice dersleri de aldı. şark tarihi üzerinde çalışmaya karar verdi ve geneli araplar ve islamiyetle ilgili olan çalışmalar yarattı. 1857 yılında profesör oldu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bizim için önemli olan kısım, dozy'nin çalışmaları ve neler söylediğidir. avrupa tarihi açısından en önemli çalışması "histoire des musulmans d’espagne" isimli yapıtıdır. avrupa kütüphanelerindeki endülüsler ile alakalı neredeyse bütün eserleri incelemiş olan dozy, bu yapıtta endülüslerle ilgili bütün birikimini bizlere aktarmıştır.*

dozy'nin bizim tarihimiz açısından en önemli eseri ise "tarih-i islamiyet" adlı kitabıdır. kitabın asıl ismi "essai sur l’histoire de l’ıslamisme"'dir; bu kitap, 1908 yılında osmanlı aydınlarımızdan abdullah cevdet tarafından çevrilmiş ve kahire'de yayımlanmıştır. kitapta hz. muhammed ve kur'an-ı kerim hakkında dinî duyguları rencide edecek, sert ifadeler bulunduğu için bu çeviri; osmanlı'da büyük yankı uyandırmıştır. hatta, bu kitap tıbbiyeli bazı gençleri o kadar etkilemiş olacak ki içlerinde dinî duyguları sarsıldığı için buhran yaşayıp intihar edenler olmuştur. kitaba dönemin aydınlarından cevaplar gecikmemiştir, örneğin materyalizm karşıtı düşünür ismail fenni ertuğrul'un "kitâb-ı izâle-i şükûk" adlı eseri. yoğun tepkiler sonucu ismail hakkı paşa kabinesi bu kitabın yasaklanmasına karar vermiştir ve kitap toplatılıp galata köprüsü'nden denize atılmıştır. abdullah cevdet bu çevirisinden dolayı allah düşmanı* addedilmiştir. anlayacağınız bu kitap dönemin "şeytan ayetleri"ydi.

(bkz: endülüs emevi devleti)
(bkz: abdullah cevdet)
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim