1.
analitik psikoloji
carl gustav jung'ın analitik psikoloji sistemi yaptığı tanımlamalarla başta çok basit gibi görünse de aslında analiz yapmaya çalışanlar için basit değildir.iyi tarih bilgisi ve arketip,monomit bağlamı oturtmak,kişinin doğduğu zamanda toplumun durumu,ailenin yapısı çok önemlidir.zaten amaç bireyin kendi tarihini inceleyip bilinçdışındaki psişeyle koordine olmasını sağlamaktır.buda benim gördüğüm kadarıyla bir ömür sürer.bilinçdışındaki tanınan olgu şimdiki zaman içerisinde bilince taşındığında eşzamanlılıkta yaşanır.her insan kendine has olduğu için ve tamamıyla bilebilmek mümkün olmadığı için spesifik örnekler veremiyoruz.c.g jung
personamız egomuzun alanında topluma gösterdiğimiz benliğimizdir.çoğu zaman insan kendini bundan ibaret olduğunu sanır fakat bu insanın nitelenmiş,bölünmüş halidir.yani bir ben var benden içeri cümlesi aslında yunus emre'nin bunu farkettiğini gösteriyor.
gölge arketipi, genelde çok meşhurdur ve nedense heryerde çok kullanılır.burayı biraz daha gölgeleyelim klasik örneklerden ziyade;
gölge ilkel benliktir,hayvani tarafımız.bastırmayla geçiştirilmez ve bilincine varılması gerekir.kendimizde iyi sandığımız şeylerin ardını analizle,hemcinslerimize yargılayarak yansıttıklarımızı incelemekle farkedebiliriz.burada ayrı olarak rüyalara değinecek olursam; rüyalar direkt bilinçdışının alanı ve tüm psikanaliz yöntemlerinde en önemli olgu.uyuduğumuzda bilincimiz kapalı olduğu için bilinçdışına alan kalıyor ve psişe aslında rüyayı görenin diline göre işliyor ve kolektif bilinçdışına.gölge rüyalarda korktuğumuz şeyler olarak,genelde hemcinsimiz olarak veya kolektif gölge sembolleriyle karşımıza çıkar.gölgenin analizlerle farkedilmesiyle kişi canlılık kazanır.
*
anima/animus:ikisi de bilinçdışını tümüyle kapsayan arketip olduğu için tanımlaması en zorudur.anima erkeğin bilinçdışı aslında dişil olduğunu,animus ise kadının bilinçdışının erkekler olduğunu ifade eder.bilinç ve bilinçdışının birleşimi zıtların birleşimi olarak bütünleşmeyi sağlar.anima ve animusu özellikle karşı cinse yansıttığımız hatalı anlam ve tutumlarla yavaş yavaş tanıyabiliriz.
personamız egomuzun alanında topluma gösterdiğimiz benliğimizdir.çoğu zaman insan kendini bundan ibaret olduğunu sanır fakat bu insanın nitelenmiş,bölünmüş halidir.yani bir ben var benden içeri cümlesi aslında yunus emre'nin bunu farkettiğini gösteriyor.
gölge arketipi, genelde çok meşhurdur ve nedense heryerde çok kullanılır.burayı biraz daha gölgeleyelim klasik örneklerden ziyade;

gölge ilkel benliktir,hayvani tarafımız.bastırmayla geçiştirilmez ve bilincine varılması gerekir.kendimizde iyi sandığımız şeylerin ardını analizle,hemcinslerimize yargılayarak yansıttıklarımızı incelemekle farkedebiliriz.burada ayrı olarak rüyalara değinecek olursam; rüyalar direkt bilinçdışının alanı ve tüm psikanaliz yöntemlerinde en önemli olgu.uyuduğumuzda bilincimiz kapalı olduğu için bilinçdışına alan kalıyor ve psişe aslında rüyayı görenin diline göre işliyor ve kolektif bilinçdışına.gölge rüyalarda korktuğumuz şeyler olarak,genelde hemcinsimiz olarak veya kolektif gölge sembolleriyle karşımıza çıkar.gölgenin analizlerle farkedilmesiyle kişi canlılık kazanır.
*
anima/animus:ikisi de bilinçdışını tümüyle kapsayan arketip olduğu için tanımlaması en zorudur.anima erkeğin bilinçdışı aslında dişil olduğunu,animus ise kadının bilinçdışının erkekler olduğunu ifade eder.bilinç ve bilinçdışının birleşimi zıtların birleşimi olarak bütünleşmeyi sağlar.anima ve animusu özellikle karşı cinse yansıttığımız hatalı anlam ve tutumlarla yavaş yavaş tanıyabiliriz.

devamını gör...