aura yazar profili

aura kapak fotoğrafı
aura profil fotoğrafı
rozet
karma: 148742 tanım: 5921 başlık: 159 apolet: 7 takipçi: 144
♠️

son tanımları | başucu eserleri


yazarların kullandığı parfümler

versace yellow diamond.
hediye alacaksınız 90 ml lütfen.
devamını gör...

coup de grace ile merhamet vuruşu

on air
devamını gör...

neden bu kadar takipçisi olduğunu anlamayan yazar

kullanmayı bilirsen, x kromozomu erkolarda da var aslanım.
devamını gör...

boğa burcu

mükemmelliğin tam karşılığıdır.
insanlar ikiye ayrılır: boğa kadınları ve öbürsüler.
evet.
devamını gör...

kuzguncuktaki vişne

doğum gününüz kutlu olsun sayın vişne.
devamını gör...

kadın yazarların en son yaptığı yemek

bugün yemek yapmadım. çok mutluyum. ama omlet başlığında tarif verirken hafif gerildim.
devamını gör...

coup de grace ile merhamet vuruşu

#3786716
dostum, uygulamadan açtığım için kaçak radyo başlığını görmedim tanımı girerken. eğer kaçak yayın yapmak isterseniz ben programı 22ye erteleyebilirim. iki saat yaparsınız.
devamını gör...

coup de grace ile merhamet vuruşu

#3786708
işte sorumluluk bilinci, işte liyakat...
devamını gör...

coup de grace ile merhamet vuruşu

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sevgili sözlükdaşlar, arkadaşlar, kankalar, romalılar, yurttaşlar!!!

her cumartesi olduğu gibi bu akşam da saat 21:00 gibi sözlük radyosunda online olmayı planlıyorum.

tüketim alışkanlıklarımız, dizi-sinema evrenindeki dönüşümler, zaman ve tahammül probleminin insanı ele geçirmesi gibi konular kafamda dönüyor. bunları da konuşmak için sevgili dostum bubbles of death* bana eşlik edecek. sohbet diyorum ama agresyon da yaşanabilir. her türlü çapsız sürprize gebe bir program çünkü:d.

neyse iste, sağdan soldan, oradan buradan rasgele bir muhabbet ve rasgele müzikler olacak. yoğun ve yorgun bir hafta geçirdim, keyif almaya bakacagım. bu yüzden istek parça calabilecegimi sanmıyorum.

yoksa mani, yoksa engel; gel hayırsız, hadi dön gel
devamını gör...

demet akalın sözlüğe üye olsa kullanacağı nick

popsıtar1234.
devamını gör...

omlet

yumurta ile yapılan bir tava yemeğidir. tarif için içerisine koyulan malzemeler değişkenlik gösterse de aşağı yukarı malzemelerin misyonu aynıdır. adı fransızca'dan gelir ama hikayesi çağlar öncesine dayanır.

antik persler, yumurtayı kırıp içine çeşitli malzemeleri ekleyerek yaptıkları kuku omelet* tarzı bir tarifle modern omletin zeminini hazırlarlar. yumurtanın hem kolay pişmesi hem de besin değeri bakımından zengin olması, askerler ve krallar tarafından çokça tercih edilmesini sağlar. orta çağ avrupa'sında omlet; şekerli, tatlı dolgulu ya da etli baharatlı seçenekleri ile sofralara yerleşir; ancak asıl formunu 16. yüzyıl fransa'sında yakalar ve "omlette" ismini de bu aşamada alır.

bir efsaneye göre napolyon bonapart, bir gece ordusu ile toulouse civarında bir hana uğrar. han sahibi onlara cinaslı bir omlet yapar; napolyon bu lezzeti oldukça sever ve ertesi sabah askerleri için devasa bir omlet hazırlatır. bu vesileyle omlet, askerlerin sıradan bir kahvaltı seçeneği olur.

günümüz modern mutfağında ise omlet, her kültürde kendine has yorumlanabiliyor. örneğin; ispanyol omlet klâsik omlet tekniğinden farklı olarak daha ziyade çırpılmış (scramble) olarak hazırlanır ve içine fırın patates parçaları eklenir. japonlar da tabii ki durur mu, yapıştırır pirinci.

ama biz kendi işimize bakalım:

yumurtaya süt veya süt kreması veya yoğurt ve dilenen baharatlar eklenilerek omlet harcı yapılır. yakışacak baharatlar; tuz,karabiber, isteğe bağlı pulbiber, rendelenmiş muskat olabilir.

yumurta sayısına göre (örnegin 3 yumurta için 1,5 tatlı kaşığı) gereken miktarda süt/krema/ yoğurt eklenip, iyice homojen bir karışım oluncaya kadar çırpılır. gerekirse süzgeçten ya da blenderdan geçirilebilir.

omlet karışımını hazırladıktan sonra tavada, yaklaşık 1-1,5 yemek kaşığı yağı ısıtıp, üzerine omlet karışımını dökülür ve tavaya tamamen yayıldıktan sonra, orta ateşte bir spatula yardımı ile hafifçe aşındırılarak üstteki çiğ yumurtanın alta geçmesi sağlanır. genel bilinenin aksine, omletin üst kısmı kuruyana kadar pişirilmez. eğer yumurtayı çok iyi pişmiş tercih etmiyorsanız çevirmenize gerek yoktur. iyi pişmiş seviyorsanız da, çevirmeden önce üst kısmın tamamene yakın kuruduğundan emin olun. uygun tava kullanıldığında o kadar zor bir şey değildir ters yüz etmek. ille de zorlanınca ve ille de çevirmek gerekiyorsa, şovu bir kenara bırakıp geniş bir spatula yardımı ile çevirebilirsiniz ya da omleti bir tabağa aktarıp, tekrar tavaya ters yüz ekleyebilirsiniz. imkânlar daraldıkça çareler artar.

bu aşamadan sonra omleti ister sade olarak ister içine bir takım malzemeler ekleyip, katlayarak sona erdirebilirsiniz. örneğin ben bazen omleti ikiye bölüp iki kerede pişiriyorum. ikinciyi pişirirken üstüne malzemeleri ekleyip, ilk pişirdiğim omleti de üzerine örtüyorum. böylece yarım ay değil, dolunay şeklinde dolu dolu bir omlet elde ediyorum.

bu kadar tüyo ile bence yaparsınız, hâlâ yapamayacak olan varsa, allah aşkına o ocağı batırmasın, parası neyse verelim, çıksın bir restorantda yesin.

edit. yazım yanlışları.
devamını gör...

kadınların sarışın ve mavi gözlü erkek takıntısı

kumral dururken esamesi okunmaz sarışının, esmerin arkadaslar. burada bir anlaşalım önce. sonra, her ayırd edici özellikte yakışıklı/güzel ve lelele tipler bulunabileceğini sakince kavrayalım. mesela kıvanç tatlıtuğ yakışıklı bir bey. ama bu bey, kumral ya da esmer olsaydı da yakışıklı olurdu bence. kenan imirzalıoğlu da yakışıklı bir bey; ama ille de esmerken yakışıklı. sarışın ve kumral da çalışmaz o yüz hatları. mesela biri de var kumral ve yakışıklı. esmer olsa keko, sarışın olsa çiğ olabilirdi ama allah kahretsin kumral ve yakışıklı.
devamını gör...

eskiden sevilip şimdilerde nefret edilen şeyler

nefret, çok güçlü bir duygudur ya. eskiden sevip şu an en fazla soğumuşumdur bazı şeylerden. genellikle nefret, kontrol altına alamadığım ve zoraki maruz kaldığım şeylerle kodlu benim zihnimde. bunları eskiden de sevmezdim.
devamını gör...

günaydın sözlük

sensin günaydın!
rüyamda madeni 200 tl gördüm... tim burton, rahat bırak kardeşim beni... sal artık.
ben senin bildiğin gotiklerden değilim tamam mı?!?!
devamını gör...

borderline kişilik bozukluğu

çok kullanışlı bir "sözlük yazarı" hastalığıdır. kılıf olmadığı çapsızlık yok.
devamını gör...

bağlaç kullanmayı sevmek

duygusal bağ kurmadım ama seve seve kullanıyorum. çünkü dilbilgisi.
devamını gör...

salatalık vs hıyar

"salatalık", salatayı keşfetmiş ama ilk defa "hıyar" ile karşılaşmış insanoğlunun, yeni keşfin bir parçası olarak hıyarı ısırması ile fresh ve sulu yapısından dolayı yalnızca salataya, söğüşe ve cacığa eklenebilecegi için; ama hâlâ söğüşü ve cacığı keşfetmemenin cahilliği ile acelece ve çok da düşünmeden "salatalık" deyip geçtikleri hıyardır.

"hıyar" da, söğüş ve cacık keşfinden sonra ve epey düşündükten sonra buldukları isim... baktılar üç isim olacak, "ne o öyle ispanyol gibi?" deyip,bambaşka bir isim olarak seçilmiş bence. köyün imamı seçmiş olabilir.
devamını gör...

varoluş sancısı çektiği halde insanın bu dünyadan gitmek istememesinin sebebi

“insanın en büyük talihsizliği, yaşamaya devam etme yeteneğidir.”
ama bir bakima da en büyük mucizesi budur. büyük çogunluğumuzun, üzerine iki beden bol gelen ilk travmada intihar etmemiş olması gibi.

en ilkel haliyle canlılar, öncelikle "yaşama" dürtüsü ile hareket eder. bu, evrimsel açıdan, milyarlarca yıl öncesinden genlerimize kazıdığı bir dürtüdür. yani bir bakıma yaşamak, doğanın bize en katı komutudur; nefes almak ve acıkmak gibi.
yaşamına devam etmek için bir hayvan avından ve avcısından hızlı olmaya, bitkiler güneşe uzamaya meyleder. ancak insan sadece biyolojik bir canlı değil; düşünen, sorgulayan, anlam arayan bir zihne sahiptir. bu yüzden de yaşama içgüdüsü ile bilinç arasındaki çatışma insana mahsustur.

bu durumda, varoluş sancısı çeken biri hâlâ yaşamaya devam ediyor ise, bir noktada bu ilkel yaşama dürtüsü galip geliyor olabilir. zihnin zifiri karanlık, sisli katları arasına sızan bir damla ışık, bedenine yaşaması gerektiğini fısıldıyor olabilir. belki de bu anlamsız cendereyi kabullenmiş, işten eve dönerken bir kedinin sırnaşması, bir çocuk ile göz göze gelmesi, bir yağmur damlasının yüzüne dokunması "hâlâ devam edebilirim"e inanmasina sebep olabilir. bağ kurmaya meyilli yapımız, bu etkenlerin arasında sayılabilir. sonuç olarak, evrimsel kodlarımız, zihinsel boşlukta bile bedenin yaşamaya devam etmesini sağlar. bu ilkel dürtü, yalnızca bir içgüdü değil; aynı zamanda belki de insanlığın en büyük trajedisi ve en büyük umududur.

yani evet, anlam bulamayan zihin yenilebilir; ama bedende kayıtlı yaşam arzusu, tuhaf bir şekilde her sabah bizi yeniden yüzeye çıkarabilir. bu bazen bir galibiyet gibi görünür, bazen de kaderin bir cilvesi. ama her iki durumda da, bu çatışma insan varlığının en dramatik sahnelerinden biridir.
devamını gör...

normal sözlük

dgko.
devamını gör...

kulaklık takıp yürümelik denilen yollar

genellikle, aslında kulaklık takmadan yürümek gereken yollardır. bulmuşsun etrafı yemyeşil, cıvıl cıvıl seslerin olduğu, rüzgarın ince ince uğuldadığı belki dalga seslerinin kumsalı dövdüğü yolu; nasıl bir vizyonsuz olmak lazım ki bu atmosferi bölmek ister kişi.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim