yaşar kemal - ince memed 3
ilk ikisini geçen sene okumuştum. olaylar aynı ilerliyor hissi verdiği için ara vermiştim.
bende bir anda birden çok okuma huyu da var. aynı zamanda;
sezgin toska - ekokurgu
robert graves - tanrı claudius
aleksandr puşkin - yüzbaşnın kızı ve tüm öyküyleri
clarissa estes - kurtlarla koşan kadınlar
evin önünde ağaçlık alan olmasından mıdır yoksa ısı yalıtım malzemelerinden dolayı mıdır bilmiyorum ama hayatımda görmediğim örümcek böcek türleri görüyorum evde. öldürsen öldürmüyor da vururken çat çat ses çıkarıyor.
dinledikten sonra durup dururken "bence sen de samsunlusun benim gibi" diye bağırasım geliyor. sanki düğünde dans müziği olabilirmiş gibi geliyor bana.
(bu bencesi zaten ksksksk)
kafam bulandığında, canım sıkıldığında, kendimi çok karamsar hissettiğimde buradayım. illa kendimden bir şeyler buluyorum burada. gerek yapılan tanımlar olsun, gerek kendimi dışarıda ifade edemediğim konular için tanım yazmak olsun. burası gerçekten çok iyi geliyor insana.
içmeye niyetlenip tutmayı dahi becerememişimdir. etrafımda içenler var, içebilirler. içenin içmeyene saygısı olmalı denildiği kadar içmeyenin de içene saygısı olmalı. bunu şöyle açıklayabilirim: "biz içmiyorsak karşıdaki kişi içiyorsa onu darlayarak 'bırak şu mereti içme be' veya 'ebeveynine/büyüğüne hiç bırak demiyor musun?' diyerek çocuklara görüş aşılatmanının hiçbir anlamı yoktur. çünkü içen kişi ne biz dediğimizde ne de çocuk dediğinde şakka ve danak sigarayı bırakmayacaktır. kendi de farkındadır içmesinin iyi olmadığının ama kendisi bırakmak istediği zaman bırakır ya da bırakmak istemezse bırakmaz"
yangının haberlere yansımasından önce arkadaşımdan haber aldım ve yangının izmaritten kaynaklı olduğunu söyledi. gece ise rüzgar hızı 60 km/h'a ulaşacakmış. tek temennim bir mucize olup yangının sönmesine katkı yapacak bir şeyler olması.
douglas stuart - shuggie bain
yukio mişima - yıldız
f. nietsczhe - neden bu kadar akıllıyım?
alphonse daudet - portakallar
filiz tutku aydın bezikoğlu - geçmişten geleceğe kırım
çocukken bunun iyi bir eylem olmadığını anlatan "ağzını şapırdatma lütfen" adında magnetli kitap almışlardı. herhalde evde bir tek babam eline alıp etkilenmemiş olmalı. uyardığımızda bile bahanesi "bizde genetik bir şey bu" oluyor.
dün mahallede gezen arabadan kilo ile kitaplarınız, ansiklopedileriniz alınır diye anons yapıldı. satmak istediğim kitapların hepsi yanımda olmadığı için böyle bir fırsatı kaçırdım umarım tekrar uğrarlar.
eskişehir'de başka kağıt, kitap toplayan var mı bilen varsa söyleyebilir.
çözümünü bulabilen yazsın. üst entrylerde ayrıca astigmattan bahsedilmiş. bir metre öteyi görememenin yanında ben çizgi çekerken de yamuk çiziyorum ve laboratuvar derslerinde mikroskop kullanırken büyük zorluklar yaşamıştım.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.