demir baybars yazar profili

demir baybars kapak fotoğrafı
demir baybars profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 52699 tanım: 12164 başlık: 594 apolet: 5 takipçi: 91
hey there i am using whatsapp

son tanımları | başucu eserleri


kadına şiddet

flatliners

ilk film iyidir. yeniden çevrimi izlemedim. ilk filmle ilgili bilgi başlıkta var.
devamını gör...

gerçek çay tiryakilerinin bildiği püf noktalar

(bkz: çay erdal bakkalda içilir)
devamını gör...

yazarların aldıkları en iyi nasihat

(bkz: altın kara gün dostudur)
devamını gör...

telefonu açmadığın halde arka arkaya arayan yaratık

umarım helallik istemek için arıyordur yoksa işi zor.
devamını gör...

amerikan film terimleri sözlüğü

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çok film izliyorum. merak edip indirdim.
devamını gör...

rubenis vantilatör

evde kullandığım ürün. bu ürün daire şeklinde ve içinde metal bir pervanenin dönmesi ile soğutur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ürünün tek sıkıntısı var gürültülü. evde sürekli bir helikopter geziyormuş gibi. ben de kumtel marka kule tipi olanlardan aldım.

ikisini de tavsiye ederim.ikisi de 2000 lira bandında alınabilir fiyat performans ürünü.
devamını gör...

korku filmlerinde hayatta kalma rehberi

her zaman katilin tek kişi olmadığını hatırlayın. muhtemelen bir ortağı vardır. olmadı ikizi vardır.

başta kendini öldü gösteren ama ölmemiş olan kurban falan olabilir kurbanlar öldüyse bir tane de siz kafasına sıkın nasılsa ölmüş.hiç değilse 10 filmlik çığlık serisinde hayatta kalmanız kesin.
devamını gör...

evden dışarı çıkmayı istememek

hava çok sıcak zaten. ben ders çalışıyorum. dışarıdaki hayat çok umrumda değil. geçen cumartesi starbucks'a gittim. 2 kahve 2 frappuccino içtik.

tatlı falan da yesek 1000 lira bırakıp çıkardık. benim eskisi gibi takılmaya ekonomim elverişli değil sizi bilmem.
devamını gör...

birinden soğuduğunu anladığında yaşanılan burukluk

birinin gerçek yüzünü görmüş olduğunuzda bir an için boşluğa bakıyorsunuz. burukluk işte tam da o boşluk.
devamını gör...

türkiye yüzde 99 müslüman bir ülke değildir

amerika’nın ankara büyükelçisi ve aynı zamanda başkanın suriye özel temsilcisi diyor ki millet sistemi iyiydi.

önceden kimse kim müslüman kim hristiyan çok önemsemezdi. önceden dediğim doksanlı yıllar. dönem dönem aykırı çıkış yapan bir patrikhane yetkilisi olurdu ve 3-5 gün gündem olup unutulurdu.

artık bu % 99 olayı ete kemiğe dayandı. hani bir film var . * evet artık müslüman olmayanlara yer yok.
devamını gör...

mültecilere çocuk yapma yasağı getirilmesi

bir insanın çocuk sahibi olması onun iradesiyle hareket ederek karar vereceği bir durum. devletin bebek yapmayı teşvik etmesi de yasaklaması da aynı ölçüde absürt bir konu.

mülteciler olarak açılmış bir başlık ama hukuki statü olarak mülteci diye bir kavram söz konusu değil. geçici korunmaya tabi olarak gelenlerin hukuki statüsü farklı.

bu statüde olanların hukuken geri dönüşleri gerekli şartlar sağlandığında gerçekleşmeliydi. israil suriye üzerinden iran savaşını yürüttüğü için artık güvenli kabul edilerek geri dönecek bir yerimiz kalmadı diyecekler ve çok da haksız sayılmazlar. bizim geri gönderme gibi bir düşüncemiz yok.

hele ki artık bu ülkede üç asli unsur olarak türklerin yanında arap ve kürt olarak adı geçen suriyeliler bu saatten sonra hiçbir yere gönderilmez.
devamını gör...

yazarların kullandığı tüm cep telefonları

yurt dışından getirilen cihazlar türkiye'de çalışmıyor. türkiye'de satılmış ama eskidiği için kullanılmayan ya da servislere gidip tamir edilemeyen çöp olmuş telefonların bilgileri bu yurt dışı telefonlara tabir caizse çakılıyor.

devlet bu durumun önüne geçmek için 1 yıl (önceden bu süre 7 yıldı) boyunca sinyal almayan telefonları kullanım dışı bırakma kararı aldı.

eğer elinizde eski bir telefon varsa yani diyelim ki iphone 14 kullanırken 15 aldınız ama eski telefonu da satmak yerine yedek telefon olarak kullanırım dediniz.

işte o iphone 14 çekmecede 1 yıl sinyal alamazsa ölüyor. ölüyor derken kapanıyor. kapanınca sadece 1 telefon hattı için açtırmak üzere devlete başvuru yaparsanız sadece size özel açılıyor ama başkası kullanamıyor.
devamını gör...

zulme başkaldırmayan toplumların sonu çöküştür

çok eski bir tartışma var. özgürlük vs güvenlik. yani devletler diyor ki biz gözetim toplumu kurup fiziki dünyada ve sanal alemde her hareketinizi anlık olarak takip edip kayıt altına alacağız ama karşılığında tüm teröristleri de takip etmiş yakalamış cezalandırmış olacağız.

bu denklem tam olarak böyle çalışıyor mu çalışmıyor mu tartışması yapmıyorum. kurgusal ve kuramsal olarak eğer halka sorarsanız halk bu soruya ne cevap verir diyorum.

bu da bizi maslow'a getiriyor.

tüm toplumu bir bütün olarak ele alalım. bu toplumun tamamının seçmen olarak karar verdiğini düşünelim.

yani halk (seçmenler) yasaların yapım sürecine hem yasayı yapanları seçerken hem de yapım sürecinde yaşanan tartışmalara taraf olup yönünü tayin ederek katılsın.

yasayı yapan vekilleri de ülke genelinde değil bölge bölge isim isim aynı muhtarlık seçimi gibi halk seçsin ve seçimler de hem eşit adaletli hem de hilesiz olsun.

yani öyle bir düzen olsun ki özgürlük mü güvenlik mi diye sorulduğunda seçmen benim iradem neyse bu irade bundan sonra uygulanacak düzeni kuracak diyebilsin.

küresel politikalar, istihbarat servisleri veya ülkelerin gizli ajandaları veya ulusal çıkarların uluslararası ilişkiler alanında kazanım olarak elde edilmeye çalışılması olmasın.

şöyle düşünün nasıl tetiği çekince mermi ateşleniyor ve namluyu terk ediyor öyle mekanik bir sistem düşünün.

bu sistemde toplum güvenliği önceler. bugüne kadar inanılmaz derecede iyi işleyen demokratik laik sosyal hukuk devleti miydik.

hayır hiçbir zaman değildik ve ideal anlamda da olmayacağız. bu bir soyutlama yani bir hedef sadece.

özetle sadece ülke ekonomik olarak kötü olduğunda diğer kötü şeyler batıyor çoğunluğa.

toplumun %98 için evi arabası maaşı varsa geri kalanı için uğraşmak zorunda hissetmiyor. %98 belki çok ciddi bir oran gibi gelebilir ama istatistik olarak bir toplumda nüfusun sadece %2 'si ortamaladan zeki.

özgür olmak zulüm görmemek gibi dertleri olanlar bu %2 sadece. eğer ekonomik durum iyiyse % 98 köle gibi de çalışşa umursamaz.
devamını gör...

türk yılmaz marşı

böyle bir marş varmış. tarih öğretmenliği alan bilgisi sınavında sorusu geldi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

willem dafoe

bazı kanalları takip ediyorum. milyonlarca dolarlık sözleşmelerle filmlere imza atan yıldız oyuncuları gözlemliyorum.

bizim gibi değiller. bizde benim gözlemim elbette ama çok sınırlı sayıda oyuncu dışında kalanlar oyuncu değil ünlü.

kastettiğim medyada görünür olmayı seçiyorlar. magazin basını onları sürekli takip ediyor. her yaptıkları olay oluyor vs.

şu adam gibi mütevazi olup aynı zamanda mükemmel oyuncu olan bizde kaç kişi vardır merak ediyorum.

dünya çapında oyuncumuz yok gibi. batı dünyasının projelerinde oynayan benim bildiğim ingilizcesi iyi olduğu için de tercih edilen haluk bilginer var.

bence olay sadece yetenek meselesi değil.

türkiyede dizi ve film sektöründe profesyonel iş ahlakı çok sınırlı sayıda projede görülebilir.

bazı aktörler kendi dizilerinde kendi aldıkları ücretten tüm sete mont bot vs alıyor haberlerini okuyoruz. bu durum gerçekse bunu sağlaması gereken yapım şirketi de değil.

düşünün set işçisi var ama ayağında botu yok sırtında montu yok. tehlikeli sahnede güvenlik önlemi alalım dese sesini duyan yok.

netflix de gelse başka platform da sipariş üstüne dizi film vs yaptırsa aynı taşeron düzeni devam ediyor çünkü yapımcılar sinemacı değil.

siyasi bir şey yazmak istemiyorum. sendikal haklara da girmek istemiyorum. batıda senaristler bile grev yapıyor. bile diyorum çünkü diğerleri ölüyor. gerçek anlamda mecazen değil.

biz de dalga geçiyoruz. neymiş tükenmişlik sendromu varmış diye gülüyoruz. insani olmayana o kadar alışmışız ki.

insani olmayan şartlara oyuncular maruz kaldığında kendini neden yetiştirmek istesin ki adam veya kadın. adam reklamsız 3 saate yakın bölüm çekiyor her hafta. aynı sahneyi tekrar tekrar çekecek zaman mı var.
devamını gör...

partlar

kimin kim olduğunu belirleyen temel kriter hangi dili konuştuğu bence. bence derken genel kanı bu yönde.

türklerin iran coğrafyasında yaşadığı dönemde isim olarak türk adını kullanmaları meselesi önemli.

yani kendilerini isim olarak nasıl adlandırdıklarına bakarak etnik kökenler hakkında fikir sahibi olmak mümkün.

elbette tek başına isim yeterlidir demiyorum. benim dediğim kendine türk demeyen hatta gittim türklerle savaşıp onları yendim diye yazdıran hükümdar türklerden başka bir halk olarak bahsediyorsa kendini türk görmediğini söyleyebiliriz.

bilinen en eski türk devleti hunlar ki onların da federasyon olduğunu biliyoruz. hunlar yıkıldıktan sonra juan juanların egemenliği altında yaşayan bir grup konar göçer halkın juan juan devletinde kagandan sonra hanedan dışında yönetimsel anlamda ikinci adam alan yabgunun doğu wei devleti ile ittifak yaptığını ve juan juan kaganını devirip kendini il kagan ilan ettiğini yazıyor chou shu 50. bölümde.

yani diyorum ki 552 den önce türk diye bir şey var mı yok mu bilmiyoruz çünkü adına türk diyen kimse henüz yok.

hunların bir kısmı daha sonra adına türk dediği için hunlar türk dersek hunların da içinde olan unsurları da türk kabul edecek duruma geliriz.

milattan önce 209 yılında tahta çıkan mö-tu c'han-yü öncesi hakkında çin yıllığı yok. sadece ataları 1000 yıl öncesine kadar gider deniyor ama bu ataları iranlı mı başka millet mi bilmiyoruz.

antropolojik olarak kıyaslamak lazım. türkler yani göktürkleri kuran hun kökenli aile part olabilir zira karahanlılar kendini afrasiyapoğulları devleti olarak isimlendirir.

karahanlı adını biz koymuşuz öyle bir şey yok yani. lale devri gibi. neyse, afrasiyap ya da efrasyap eğer alp er tunga ise o da iskitse, iskitler de türkse, iskitler de partların devamı ise partların türk olma ihtimali var.
devamını gör...

uhud savaşı'nda tepeyi terk eden okçular

birebir aynısını yazamam ama mealen denmiş ki kargaların cesetlerimizi yediğini bile görseniz buradan ayrılmayın gibi net bir cümle kurulmuş.

askerlikte mantık yoktur denir. herkes bunu olması gerektiği gibi anlamaz. askerlikte tek bir mantık vardır.

bu mantık da kurmay başkanın* yani harekatı planlayan ve stratejiyi kuran kişinin aklıdır.

mesela mustafa kemal'e itiraz edilebilirdi. ben size ölmeyi emrediyorum dediğinde, ne münasebet paşam * biz niye ölelim ki, zaten cephane bitmiş ben ne yapayım, mermi verdiniz de ben mi atmadım. " deseydi o asker bugün bu satırları belki de başka bir devletin vatandaşı olarak yazıyordum.

boğazları ve çevresini * stratejik bölge olduğu için ya ruslar ya ingilizler ya da komisyon falan yönetirdi ama türk devleti olmayacağı % 1000 olurdu.

hintli müslüman olup ingilizlerin altında yaşayanların hali ortada. yani bende öyle keşke yunan galip gelseydi de dinimiz elden gitmeseydi durumu hiç olmadı.*

* özgür değilsin be ne dini. *
devamını gör...

bunca iğrençliğe ve acıya müdahale etmeyen tanrı

şimdi öncelikle şunu ifade edeyim ki bu konularla amatör olarak ilgileniyorum ve kaynak sorarsanız gösteremem.

mesela bir hızır / ilyas* anlatısı var. anlatı diyorum çünkü diğer türlü türünün ne olduğunu yazmam gerekir ama o bilgi bende yok.

bu anlatılarda geçen bir anektod var. musa peygamber bazı şeyleri anlamıyor ve hızır / ilyas ona izah ediyor.

izah ederken de diyor ki bak açıklarım ama seninle de yolumuz biter. peygamber olduğu halde anlayamayan birinden bahsediyor olduğumuzun da altını çizeyim.

detaylı yazmayayım ama geminin delinmesi, duvarın yapılması, çocuğun enterne edilmesi gibi hadiseleri izah ederken deniyor ki sen bunların hikmetini anlamadın / anlamazsın.

bu projeksiyonu tanrı perspektifi işe genişletilmiş olarak ele alırsak, biz olup biteni anlayamayız. görünüşte kötü gibi olan durumlar aslında iyidir gibi bir alt metin çıkıyor.

böyle anlamalıyız demiyorum. ben böyle de bir bakış açısı var diyorum.
devamını gör...

açıklama yapmayı bırakmak

bu sene öğretmenlik mesleğine giriş şartları değiştirildi. öğretmenliğe girişte milli eğitim bakanlığı akademisi sistemi getirildi.

bu sınav ilk defa uygulandığı için önceki sınavlarla kıyaslama imkanı yok.

önceden genel kültür genel yetenek olarak 120 soru ve eğitim bilimleri olarak 80 soru vardı. öğretmenlik alan bilgisi testi de 75 soruydu.

milli eğitim akademisine giriş sınavında 80 soru ve öabt olan branşlarda 50 soru soruldu. soru sayıları tamamen farklı olduğu için alacağınız puanı sayısal olarak yordama imkanınız yok.

hadi diyelim ki ösym soruları görüntülemeye açınca işaretleme yaptığınızı düşündüğünüz seçenekler üzerinden tespit ettiğiniz net sayısı noktası ve virgülüne kadar aynı geldi.

hadi bu netlerle gerçeğe yakın bir puan / sıralama da hesap ettiniz diyelim. bu imkansıza yakın ama tamam diyelim.

kontenjanların açıklanmış olmadığı ortamda sıralamanızı bilmenin bile bir anlamı yokken size atanır mısın gibi bir soru soruluyor.

eskiden burada açıklamaya çalıştığımdan çok daha detaylı olarak izah etmeye çalışırdım ama artık sadece hayırlısı olsun inşallah diyorum.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim