derinsularda yazar profili

derinsularda kapak fotoğrafı
derinsularda profil fotoğrafı
rozet
karma: 1152 tanım: 42 başlık: 0 takipçi: 59

son tanımları


denizin sesi

kıyıya vuran dalgalarının sesine şiirler, şarkılar, romanlar yazılasıdır.
devamını gör...

kızgın yağ yanığı geçirme yolları

kesinlikle ve kesinlikle kantaron yağıdır. defalarca tecrübe etmek zorunda kaldığımızdan iyi bilirim.
devamını gör...

bir erhan güleryüz şarkısı bırak

"tohumunda ayrılık varsa aşkın, mahsulün gözyaşıdır, ağır ağır öder yürek susar yalan. yalan yalan değil benim sevdam seni sonsuza kadar seveceğim. yalan yalan yalandı her şeyin seni sonsuza kadar affedemeyeceğim."
devamını gör...

şermin yaşar

aynı gün doğduğumuz için dikkatimi çekmiştir kendisi, garip benzerlikler buluyorum bazen aramızda, mesela o da kelimelere takıntılı, ben de. benzer zamanlarda değişik konularda da olsa benzer inişler çıkışlar yaşıyoruz. yazılarını okuyorum sanki ben yazsam bu kadar olurdu diyorum. gözüm ara ara takılıyor sosyal medyadan sızdırdığı yaşamından satırlara bir an durup "çok mu benziyoruz ya" diye düşünüp geçiyorum bir sonraki sayfaya.
devamını gör...

yazarların en son okuduğu kitap

saatleri ayarlama enstitüsü - ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...

yazarların favori siyah beyaz filmi

yerli "sevmek zamanı"
yabancı "12 angry man"
devamını gör...

yazarların en son okuduğu kitap

ufak tefek yalanlar - kerstin gier
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şarkı

aysel elizade - yandırdın kalbimi
devamını gör...

yerli film önerileri

"kümes" diye bir film izlemiştim. ufuk bayraktar hasibe eren, selen domaç oynuyordu başrollerde. güzel ve etkileyici bir filmdi. bana aşinası olduğum köy hayatını fazlasıyla hissettirdi. iki karısı olan bir akrabımızın hayatıyla da fazlasıyla paralellik kurdum.
tavsiye ederim izleyin.
devamını gör...

geceye bir şiir bırak

yürüyorum sessizliğin tenha sokaklarında
karanlık kaldırımlar yokluğun kadar boş
bir köşede özlemin takılıyor ardıma
sönmüş akşam fenerleri içim kadar loş...
devamını gör...

sadece benim evimde var diyebileceğiniz kitaplar

"scarlett... alexandra ripley" bu güne kadar varlığından haberdar olanı bile tanımadım.
devamını gör...

yaran yanlış okumalar

ilkokulda kemalettin tuğcu'nun "küçük besleme" isimli kitabını son sayfasına kadar "küçük besmele" diye okuyup son sayfada doğrusunu idrak edip, kemalettin tuğcu'ya ne saçma şey bu ya diye çemkiren kendimi evet salak gibi hissetmiştim.
devamını gör...

metpamid

bütün çocukluğum istanbul'a on iki saat uzaklıktaki memleketimize her yaz yaptığımız otobüs yolculukları ile geçti ve beni bir kez bile araba tutmadı. sene kaç hatırlamıyorum yirmi yaşlarındayım sanırım. bir akrabanın memleketteki düğünü için babam, amcamlar ve onların kızları ile yola çıktık. otobüste yanımda oturan kuzenim elinde bu metpamid denen hapı tutmuş bekliyor. neyse aracın hareket etmesiyle bu ilacı içti ve naneli şeker ikram eder gibi bir tane de bana verdi. aman nolcak sanki dedim attım ağzıma. gerisini onlardan dinledim, sadece hayal meyal ışıklar, sesler, beni ittirip kaktırmalarını falan hatırlıyorum. öyle bir uymuşum ki baygın gibi hiç ayılmadan, molaya, tuvalete falan uğramadan. sarı kola içmeden, kek yemeden, uyuz bir film bile izleyemeden sadece ve sadece uyumuşum. gözümü otogarda zor açıp, yüzümü yıkaya yıkaya zor kendime gelmiştim. aradan çok zaman geçti bu anıyı, ilacı unuttum çoktan. bir kaç yıl önce mide bulantısı için bir doktor artık başka neyim vardı hatırlamıyorum bu ilacı vermiş bana içtim. sonrası çekyatta yine uyanamadığım tatlı uykular. üç çocuğumun anne kalk uyan artık diye beni çekiştirmeleri velhasıl bu ilaçla aramızda garip bir etkileşim var. ancak kendisiyle yollarımızı ayırdık. mide bulantısına da zencefil çok iyi geliyor.
devamını gör...

galip derviş

hiç bir yabancı yapımın yerli uyarlamasını beğendiğimi hatırlamıyorum. o yüzden çok sevdiğim, hayranı olduğum bitecek diye izlemeye kıyamadığım değerli monkumun yerli versiyonu çekilecek diye duyduğumda kendimce haklı olarak çok kızdım, öfkelendim. bir bu kalmıştı tadı kaçırılmadık diye epey söylendim. ancak galip derviş olmuştu ya, itici, sevimsiz, uyduruk olmamıştı. üstelik diğer karakterlerde hoş ve kabul edilebilir düzeydeydi. bir kaç bölüm izledim. monku ezbere bildiğim için hikayelerin sonunu heyecanla bekleyemedim sanırım. ama önyargılı davrandığımı kabul ediyorum. yine de monk sen bir tanesin.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar

okuduğum ve okudukça daha da beğendiğim kitap "the mirror" yazarı "marlys millhiser" türkçeye "düğün aynası" adıyla çevrilmiş. üç kuşağın hikayesi çok katmanlı bir olay örgüsüyle, birbirine bağlanarak anlatılıyor. zamanda yolculuk kavramına değişik bir bakış açısıyla yaklaşmış yazar. bedenden bilince bir akış ve değişim söz konusu. okurken bir an bile elimden bırakmak istemedim. ama sonlara doğru biraz aceleye getirilmiş gibi hissettim karakterler üzerinde daha eşit bir dağılım yapılarak anlatılsa daha iyi olurdu sanki. yine de heyecan hiç bitmiyor, akıcı ve eğlenceli bir kitap.
devamını gör...

üstteki yazarın mahlasını cümle içinde kullanmak

göz göze geldik bir an sonra hızla kaçırdık bakışlarımızı bir birimizden. apayrı yönlere ayrılırken yollarımız, ben bir kaç adım sonra ulaşacağım evimin sıcaklığına sığınacaktım. o ise soğuk ayazı yerken yakası açık gömleğinden içimde huzursuz bir tınısı kalacak esen rüzgarın, üzgünüm kağıt toplayan çocuk bir sonraki çöp tenekesinden keşke umut çıksa sana tomar tomar...
devamını gör...

90'ların en hisli şarkıları

çelik...hercai
devamını gör...

tekrar tekrar okunan kitap

ne zamanki canım hiç bir şey yapmak istemiyor, ruhumda bir bezginlik, açıp "robinson crusoe" okuyorum. kahramanımızın azmi, gayreti bana ilham veriyor. onun o ıssızlıkta, o yalnızlıkta her şeye rağmen düzenli ve planlı olarak günlük işlerini hiç aksatmadan yapması beni de harekete geçiriyor. gerçi adadaki ben olsaydım kesin yatardım. ne uğraşacam yazlık ev, kışlık mağara, keçi sütü falan. neyse günler çok rutine bağlayıp, içime sıkıntılar basıyorsa, ya "çalıkuşu"nun satırlarında feride'yi kovalıyorum. ya da henri charriere'nin peşine düşüp fransız guyanasından, trinidad adalarına oradan da venezuellaya uzanan yolculuğunda "kelebek"e eşlik ediyorum. eğer bir çabamın sonucunu almış, hedefime ulaşmışsam kendime ödül olarak monte kristo kontunu hediye ediyorum. edmond okumalara doyulmaz. ayriyetten çok amaçsızca da olsa yılda bir kez "rüzgar gibi geçti" yi okuma ritüelim vardır. dünyanın bana göre en sevimsiz kahramanı scarlett'in aşırı bencilliğiyle sarmalanmış bu romanda niyeyse vazgeçilmezlerimden.
devamını gör...

sözlük yazarlarının okuduğu en kötü kitaplar

kayıp gül mü neydi adı, yazarını da hatırlamıyorum zaten. ben niye böyle bir şeye maruz bıraktım ki kendimi diye kızmıştım bir de üstüne.
devamını gör...

ortamda hiç kimse tarafından dinlenmediğinin fark edildiği an

temsil sistemlerini dikkate alarak durumu değerlendirdiğimde, işitseli güçlü olanların zaten kendilerinden başkasının konuşmasına tahammülü olmadığından dinlememesi normal geliyor. ona başka yerde anlatabileceği bir malzeme sunmadığınız sürece neden sizinle vakit kaybetsin ki. görseli baskın olanın aklındakiler zaten ışık hızıyla geçip gidiyor, hangi birinin peşini bıraksın da size odaklansın. bir durun allah aşkına. sizi dinlese dinlese bir dokunsal arkadaş dinler ama o da kim bilir hangi hayalinin bulutlarının arasında kaybolmuş, daldığı düşler aleminde ödül mü alıyor ödül mü veriyor belli değil. yani çok ta kafanıza takmayın arkadaşlar.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim