durustolmakbukadarzorolmamalı yazar profili

bana bu duyguyu hissettiren bazı müzikler var ama müzik deyince aklınıza çalgılı türkülü sözlü bir şey gelmesin sadece müzik. bu bazen bir youtube videosunun sonunda oluyor bazen başında genellikle jenerik olarak kullanılıyor ama beni o kadar çok etkiliyor ki anlatamam. örnek vermek gerekirse buradan dinleyebilirsiniz. başlangıcını bu gün bir videoda duydum ve bana şöyle hissettirdi. gök gürültülü sağanak yağmur yağan soğuk bir havada asfalt yolda yürüyorum ve etrafımda sadece binalar var ama kimse yok sanki dünyada tek kalmışım yürüyorum ama nereye gittiğimi de bilmiyorum ve burada yürürken o an tek istediğim şey geçmişte yaşadığım güzel anılara dönmek istiyorum. dönmek istediğim anılara değişiyor müzik değişik olabiliyor ama yürüdüğüm yol hep aynı.

kaybedenler kulübü film repliğidir. sinirliyken ölüsüne bile küfür ettirebilecek bir kelimeyken, mutluyken duymak istemeyeceğiniz bir kelime olur kendileri. duygusal bir anınızda sorulursa sizi düşüncelere daldırabilme özelliği vardır. belli bir yaştan sonra sorulursa da onu zaten çevrenizden ve sevdiklerinizden dolayı o kadar iyi tanıyor olacaksınız ki gerçekliğini kabul edip artık dalga geçerek yada kabullenmiş olarak tepki verip gayet sakin bir şekilde "her şey yalan" sözcüğünü söyletecektir. peki sizce ne olabilir ?

zaafınız neyse onu kimseyle paylaşmayın.. şuan herkes ramiz dayıda ki hamit gibi çok tehlikeli.

çok çabuk sinirleniyor olmam.

ben burada tanışıp evlendim. yani olabiliyor bilginize.

rasti rusti.

bunun için öncelikle insanlığın tanımı yapmak gerek diye düşünüyorum. normal olması gereken insan nasıl olunuyor ? yani örneklemek gerekirse bir aslan ceylanı yakalayıp yediğinde kötü bir aslan mı oluyor. yani belki iyi bir insan olmak, insanlık için lüks bir seçim. belki de iyi değil de kötü olmamak yeterlidir. gerisi domino taşı misali yerine oturur gibi saankiii.

bazen her şeyi herkesi salın siz aramayın siz çağırmayın selamı siz vermeyin her şeyi salıp geçip bir kenardan izleyin.

abartıldığı için.. garson bile yok kendin alıyorsun içeceğini. daraşmalık masalar kalabalık gürültü... ayy sayarken bile irite oldum. altı üstü bir kahve abi abartmayın köpürtmeyin...

" gündem " kısmının batmaya başlayan market rafları gibi seyrek olması. türki'ye gibi bir ülkede gündem nasıl bu kadar az olabiliyor çok enteresan. hani bakkala da girersin alışveriş yapasın gelmez ya işte bana da o hissiyatı veriyor.

"bataklığa batmış bir partinin son çırpınışlarını hayretle izliyorum" dediğim olaydır...

bir partide genel başkan olmanız ve senelerce onun başında durabilmeniz sizi sevilen yada istenilen birisi yapmaz. halkın sesine kulak vererek kendi partisinden bile olmayan 2 aday gösteriyor ama noter kadrosu bunu tartışmak konuşmak yerine mührünü çıkartıp kk onayı için hazırda bekliyor. meral hanım başkanlık koltuğunu bile hiçe sayarak başka partiden aday sunabilirken böyle bir cesaret gösterebilirken mansur beyden de aynı cesareti beklerdim açıkçası... halkın sesine kulaklarınızı tıkamanın hiç zamanı değildi... yarın kk hdpkk ile anlaşınca da aynı kulaklarınız tıkanacak mı o zaman göreceğim gerçekten sizden cesaret göstermenizi beklerdim çok üzgünüm....

sözcüğün anlamı diğer kişilerin çıkarlarını kendi çıkarlarınızmış gibi düşünmek korumak kollamak.
artık yoruldum... trafikte karşının hatasını absorbe etmekten.. insanların vurdum duymazlığından yoruldum. herkes(çoğunluk) sanki tek kendisi yaşıyormuş gibi hareket ediyor. herkesin üzerinde bir aptallık var uykudan uyanma hali gibi söylenmeden hareket edilmesi gereken konularda bile aptala yatıyor insanlar. yav kardeşim ben seni düşünmek zorunda mıyım ben mi senin canını malını düşüneceğim bıktım artık bu işgüzarlardan insana kendisini aptal hissettirmelerinden bıktım... adam trafikte önüme geçmek için viraja dar giriyor karşıdan araba gelse kafa kafaya vuracaklar ve ben durup sağ şeridi açık bırakıyorum kaçabilsin diye... ben onu ondan daha çok düşünüyorum. ama mecbur muyum kardeşim.. bazen kendime kızıyorum gir sende yoluna karşıdan araba gelirse vursun kafa kafaya ... yav bakın sadece trafik değil market alış verişinde sağına soluna bakmadan yürüyen insanlar.. her hangi bir hastane sırası devlet dairesinde sırada vs öne geçmeye çalışmalar... hastam var sanki biz pide kuyruğuna girdik yav bakın tek tük olsa alttan alırsın ama kardeşim düşünün şuan kendinizi düşünün bunların hepsini yaşıyorsunuz.. "mesela ufak bir örnek 2 şeritli yolda sağa dönüş kırmızı yanıp sönüyor ama ileriye gidiş kırmızı yanıyor .. ileriye gidecek adam sağa girip duruyor ve sağa dönebilecek olanların önünü tıkıyor" bakın bunlar artık varlık olmaya başladı evrimleşiyorlar düşünmek yok başkası yok hayvan (aşağılamak için söylemiyorum) gibi kendini düşünüyor kolaylaştırmıyor düzene uymuyor ayrıca zorlaştırıyor bir şey söylesen haksız olursun sopayla iner falan yaniii neyse yazamıyorum güzelce uyarmak gerekir... son olarak aranızda böyle davranan insanlar varsa size tavsiyem dikkat edin.. herkesin bir sınırı var sabrı var umursamazca yaşayabilirsiniz ama insanların hayatına tecavüz etmekten vazgeçin.. herkesin bir sınırı çizgisi var beraber birbirimizin hayatını kolaylaştıracak şekilde tatlı tatlı yaşayıp göçüp gidelim lütfen istirham ediyorum...

bence arkadaş demek zaten çıkar ilişkisi gibi bir şey her sohbet muhabbet ettiğiniz kişi arkadaşınızdır. iş arkadaşı, ev arkadaşı, oyun arkadaşı gibi yani bence arkadaşlarınızı gözünüzde fazla büyütmemenizi öneririm.. mevzu dost gerisini sallayın.

iş yerlerinde çalışan gerçek emekçi insanların öne çıkması gerekirken yaptığı ufacık işi çok işmiş gibi gösterebilenlerin öne çıkması... bunu fark ettiğim de büyük hayal kırıklığına uğramıştım. hatta şunu da ekleyebilirim dürüst çalışmak çok zor müdürü de müşterisi de yalan duymak istiyor...

evimde ki resmine bakınca bazen gurur bazen sevinç bazen hüzün yaşadığım kişidir.. lider olarak gördüğüm tek insandır.. gönül isterdi ki onun zamanında onun askeri olarak yaşayabilmek ama tabi ki bazı şeyler elimizden gelmiyor maalesef.. gurur ve sevinç gibi bir çok duyguyu hissetmemin sebebi bu güzel ülkeyi o zorluklara rağmen kurtarıp korumuş olmasıdır... hüzünüm ise hani yanlış bir şeyler yaptığınız da yada elinizden bir şey gelmediğinde sevdiğinize bakarken boynunuz bükülür üzülürsünüz ya biraz utanır biraz çekinirsiniz heh işte o resmine bakınca aynı öyle hissediyorum o kadar zorluklara rağmen koruduğu vatanı bu güzel ülkeyi biz rahat zamanlarımız da koruyamaz hale geldiğimiz düşüncesi beni onun resmine bakarken boynumu büktürüyor... atamın bir lafı vardır " umutsuz durumlar yoktur umutsuz insanlar vardır ben hiç bir zaman umudumu yitirmedim " bazen gerçekten umudumu yitirmiş oluyorum ve bu durum da beni gerçekten üzüyor... emanete ihanet etmiş gibi hissediyorum ve kendime kızıyorum onca uğraş çekilen eziyet senin için miydi sen bu musun ataların senin için mi hayatını verdi diye kendime çok kızıyorum... şuan ki durumun zor olduğunu biliyorum hatta belki de atamın yanında asker olup can vermek bu durumdan daha kolay göründüğü için " keşke yanında asker olabilseydim diyorum " kolaya kaçıyorumdur diye düşünüyorum ve tekrar kendime kızıyorum... ama ne kadar ikileme düşsem de ne kadar kendime kızsam da sonuna kadar açtığın bu yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içiyorum...

ne mutlu türk'üm diyene...

evimize kuka arabasıyla lağım akıtıyorlar kapıdan da temiz olan eşyalarımız gidiyor. dediğim olaydır kiminin yatak odasına denk geliyor kiminin henüz bahçesinde kimininse komşusunun bahçesinde o yüzden fazla sesi çıkmıyor ama o lağım eninde sonunda tüm herkesin evini bahçesini mahallesini saracak sarmasa da kokusu gelecek gelmese de evinizden uzaklaştığınız da kokusunu alacaksınız... zarar göreceğiz bunların düzelmesi temizlenmesi sancılı olacak... kandırılmayın .. artık kandırılmayın....

arkadaşlar bunlar *ptal insanlar iq'ları düşük ve düşünemeyen insanlar. hani şöyle hesabını yapın bir hayvan nasıl yaşıyor karnını doyuruyor orman yanınca kaçıyor.. yani ölmemek için yaşıyor yemek yiyor bu kadar... şimdi bu ne hain ne düşman bundan hiç bir b*k olmaz.. ama şöyle zarar verebilir ve öyle zarar veriyorlar da.. hani 2 büyük köpek dalaşır birbirine gerçekten kavga edebilecek kıvamda karşı karşıya gelir ve diş gösterirler.. hani o sırada diğer köpeğin arkasından fino köpeği gelir havlar yada ayağını ısırmaya çalışır ve büyük köpeğin dikkatini dağıtır ya sonra karşısında ki gerçek zarar verebilecek köpek te ona zarar verir.. işte bunları o fino köpeği gibi düşünün dikkatimizi dağıtıyorlar faydaları yok zarar vermeye kalksa veremez ama dikkatimizi dağıtıp zarar görmemizi sağlıyorlar.. şöyle örnek verebilirim ( devlet ve hükümet ayrımı yapamayan insanlar var ) ne anlatabilirsin ne söyleyebilirsin söylediğinin ne kadarını algılayabilir. yazarken ben yoruldum okuyunca da siz yorulacaksınız sanırım ama kusura bakmayın durum bu.

bu kadar pot kırılıp ta bu kadar da toparlayabilen başka bir parti başka bir topluluk var mıdır bilemiyorum.. adam ağzıyla söylüyor sonra bu işi başka bir açıklamayla toparlayabiliyor.. sanki hiç daha öncesinde bu açıklamayı yapmamış gibi çok enteresan ya gerçekten çok enteresan...

araplarla hiç bir zaman ne demografimiz ne demokrasimiz hiç bir şeyimiz hiç bir zaman tutamazzzz.... araplar hain bir ırktır şimdi bana burada ırkçılık yapıyorsun diyecekler umurumda bile değil... adamlar her fırsatta bizi arkamızdan bıçakladılar her fırsatta osmanlıyı tomris hatunu say sayabildiğin kadar merak eden girsin internetten baksın..... yav dinde bile en çok peygamber gelen ırktır bunlar... aptal olup ta bu kadar uzun süre varlıklarını devam ettirebilmelerinin sebebi dünyanın onlara karşı sunmuş olduğu siyah altındır.. petrol olmasa b*kunda boğulacak yıkanmayan deve sidiği içen pislik bir ırktır...