archie bunker yazar profili

archie bunker kapak fotoğrafı
archie bunker profil fotoğrafı
rozet
karma: 14782 tanım: 1997 başlık: 321 takipçi: 14
Nabukadnezar'ın gotünün gılıyım.

son tanımları


mustafa denizli

kariyerinin neredeyse tamamını altay'da geçirmesine rağmen, sadece son senesinde top koşturduğu galatasaray'a yardımcı teknik direktör olarak atanması ve jupp derwall gibi marka bir ismin yardımcılığı görevine getirilmesi ilginçtir. burada kulübün sadece masonik yapısı değil aynı zamanda yahudi lobisinin gücü ortaya çıkıyor.

mustafa denizli, çeşme'de köylü bir ailenin çocuğu olmasına rağmen, izmir'in tanınmış tacirlerinden yahudi bir ailenin kızıyla evlenmiş ve o noktada sadece sınıf atlamakla kalmamış, muhtemelen inanç istasyonunda da ilginç bir vagona girmişti.
devamını gör...

elena çavuşesku

hem kişilik, hem kariyer, hem kocası üzerindeki etkisi, hem de çirkinliğiyle romanya'nın rahşan ecevit'i diyebileceğimiz, romanya eski dikatörü nikolay çavuşesku'nun kendisi gibi kara cahil eşi.

bu kadın, ilkokul mezunu bile olmamasına rağmen romanya'daki komünist diktatorya döneminde ulusun annesi unvanının yanı sıra kimya doktorluğunu da kariyerine eklemişti. cehaletleri ve görgüsüzlükleri tüm dünyada alay konusuydu. ayrıca başta buckingham sarayı olmak üzere davet edildikleri ülkelerde, kaldıkları konutlardan değerli eşyaları çalardı. yine o meşhur ingiltere ziyaretinde, kraliçenin onurlarına verdiği davette, nikolay çavuşesku'nun ikram edilen yemekten yemesine izin vermeyerek, büyük bir skandala sebebiyet vermiştir.

nikolay çavuşesku, elena'nın onayı olmadan tek bir karar alamamaktaydı. romanya'nın alt yapısı uygun olmasına rağmen elena'nın izin vermemesi yüzünden renkli televizyon yayınına ülke 10 sene gecikmeli geçmiştir. kendisine sorulduğunda '' o aptallara (halk) televizyon verdik. renklisini neden verelim. bu daha fazlasını istemeye alışmaları demektir'' diye akıllara zarar bir cevap vermişti. 21 aralık 1989'da kocasıyla beraber bir duvar dibinde kurşuna dizilirken askerlere ''ben sizin annenizim'' diye bağırıyordu.
devamını gör...

annie lennox

(bkz: eurythmics)'in solisti, tüm zamanların en etkili vokallerinden birisi. ayrıca altın oran açısından bakıldığında kendi devrinin en güzel kadını olduğunu değişik yerlerde okumuştum. grubun beyni olan dave stewart ile bir dargın bir barışık ilişkileri, profesyonellikte karar kıldıktan sonra, tam da bittiler derken 2000'lerin başında yarattıkları (bkz: i saved the world today) ile tekrar listelere damgalarını vurmaları filmlere konu olacak cinstendir. evet, (bkz: sweet dreams)'i sevmiyorum. annie ablamızın türk versiyonu rockçı serpil olmasa da annie'nin yandan yemişi olmaya pek yaklaşmıştır.

unutulmaz performansların birisi de freddie mercury tribute konserinde david bowie ile seslendirdiği, daha doğrusu david'in ayak uydurduğu (bkz: under pressure) şarkısıdır. fakat annie lennox en iyi olmayı yine burun farkıyla kaybetmiş ve kendilerinden sonra sahneye çıkan (bkz: george michael) (bkz: somebody to love) yorumuyla annie lennox'a ebediyen ikincisin demiştir.

devamını gör...

erich honecker

sovyet desteğiyle kurulan doğu almanya'nın ilk devlet başkanı olan walter ulbricht'e karşı son derece stratejik ve sinsi yöntemler uygulayarak, kendisini liderlik pozisyonundan alaşağı etmiştir. bir yanda politbüro içerisindeki etkisini arttırırken bir yandan da sscb yetkilileriyle arayı sıkı fıkı tutarak sadık bir hizmetkar olacağının teminatını vermişti. ulbricht'i 1971'de politbüro marifetiyle görevinden azlettirdikten sonra göz hapsindeki ulbricht'e doğum gününde bir ziyarette bulunmuştu. parti kodamanlarının da hazır bulunduğu bir ziyaret sabahın 8'inden önce yapılmış ve ziyaretten az bir vakit önce ulbricht'in hizmetçileri aranmıştı. dolayısıyla ulbricht giyinmeye fırsat bile bulamamış ve tek merkezden idare edilen doğu alman basını, ulbricht'i doğum günü tebriklerini otururken ve sabahlıklı haliyle servis etmişti. onun ne kadar zayıf ve yetersiz bir adam olduğunu göstermek istiyorlardı.
devamını gör...

o rolde oynamak için doğmuş denilen oyuncular

a clocwork orange- malcolm mcdowell

muhsin bey- şener şen

kahyanın karısı- şahin k.
devamını gör...

ne me quitte pas

youtuber şokopop tarafından büyük emeklerle hazırlandığı belli olan zeki müren belgeseli'nin son bölümünde cenaze görüntüleri eşliğinde bu şarkının müren tarafından seslendirilmiş aranjmanı çalınmaktadır.

devamını gör...

çirkin ve tipsiz olduğu halde fotoğrafını paylaşan tipitip

hadi çirkin neyse de tipsiz olmak çok kötü. sakın tipsizler fotoğraf atmasın.
devamını gör...

chp'nin alevi partisi olması

koskoca atatürk'ün partisi azınlık mezhepçileri tarafından kontrol ediliyor ve şimdi bu klik islamcı akp ile iş birliği yaparak, sonsuza kadar bir alevi partisi olmayı seçecek. böylece kendi çiftliklerinde, muhalif daha doğrusu laboratuarda üretilmiş sarı bir muhalefet olmanın konforuyla yaşayacaklar. bu ülkenin esas derdini çeken orta ve dar gelir grubundaki dürüst ve namuslu sünni türkler de adı konulmamış otoriter rejimin idaresi altında ölene kadar inim inim inleyecekler. şu rezaleti bir izleyin. şakkulu dergahı mı lan burası ?

x.com/TayfayaVideo/status/1...
devamını gör...

kawaguchi

japonya yasalarındaki boşluklardan yararlanarak misafir işçi statüsünü uzatma yoluyla burada kalan ve sayıları binlere ulaşan kürtlerin asayişi bozucu eylemlerde bulunduğu japon kenti.
devamını gör...

vefa

türk kökenli bir alman vatandaşı almanlarda ısmarlama kültürünün neden olmadığını açıklarken alman mentalitesinin derinliğinde ''iyilik'' hissinin karşılıksız ve beklentisiz olması gerektiğine dair düşünce yatar diyordu. örneğin pek çok türk'ün alman arkadaşlarıma kahvaltıda bir şeyler götürdüm veya filan gün bunu ısmarladım ama onlar bir kez daha etkinlik veya dışarıda yeme durumu olduğunda ellerini ceplerine atmadılar dediğini duymuşuzdur. işte sebebi nobranca da olsa almanların onu iyilik olarak kabul etmeleri ama buna karşılık verme ihtiyacı hissetmemeleridir. doğru mu tartışılır ancak oğluna kızına yapılan takı merasiminin videosunu izleyip, kim ne taktıysa, o kişinin düğünü olduğunda bire bir aynı değerde takı takan türklerin zihniyetinin tam tersi bir yerde olduğu açık.

bizlerde vefa bir aldı verdi hesabıdır. don corleone'nin kendisine borçlandırmak için yaptığı stratejik iyiliklerin karşılığının beklenmesi türklerdeki vefa anlayışının temelini oluşturur. biz, genelde bize ileride faydası olacak kişilere iyilikte bulunuruz. bunun dışındakiler, toplumda görünmezler, mazlumlar, itilmişlere yapılan yardımlar ise ancak zekat, sadaka, infak kategorisine girer.

hem zihinsel özürlü hem de konuşamayan bir gencin acılar içerisinde kıvranması ve bağırmasına rağmen doktorların bir şey bulamadığına dair bir haber okumuştum. sonunda problemin çürümüş dişlerinde olduğu açığa çıkmış ama ailesinin bunu yaptıracak durumu yokmuş. kim bilir kaç hafta devlet hastanesinden randevu bekledikten sonra bu cevabı aldılar. türkiye gazetesi'nde yazan bu haber üzerine ben çocuğun diş masraflarını elimden geldiğince karşılamak için ilgili haber birimine telefon açtım. zira türkiye gazetesi kapalı devre bir yapıdır ve neredeyse okuyucularını bile tanırlar. inanın bir kaç kez oradan oraya aktarılmama rağmen, ciddi olduğuma karşımdakileri inandıramadığım gibi bir tanesi şaka yaptığımı ve gazeteden olduğunu tahmin ettiğim birinin adını söyleyerek, numarayı kesmem gerektiğini söyledi. çok dindar personel bana inanmamıştı.

vefa, sizin toplumda görünmez ve saydam olduğunuzda kimseden alamayacağınız ve beklemeye hakkınızın olmadığı bir davranış biçimidir. hesabınız tapi ise yani borcunuz ile alacağınız yoksa, ne kapınız çalınır ne de kimsenin kapısını çalma ihtiyacı hissetmezsiniz. yeter ki eksiye düşmeyin, vefa bir yana, kalan etinizi ve tüylerinizi de lime lime ederler. insanoğlu bu dünyadan alacaklıdır. hacısı da, dinsizi de çoğunlukla böyledir. hepimizin alacağı ise bir şinik topraktır.
devamını gör...

yul brynner

alain delon, jean-paul belmondo, john wayne, charlton heston gibi yull breyner de benim çocukluğumda babamla izlediğim filmlerin favori oyuncularından birisiydi. dolayısıyla çocukluğumuzdan bir parçadır. hele ki birkaç sene önce dizisi yapılan west world'ün orijinal sinema versiyonunda, efsanevi kötü kovboyu oynadığı performansı beni çok etkilemişti.

tam emin olmamakla beraber sinemaya broadway'den geçtiğini tahmin ediyorum. kral ve ben'i tiyatroda oynamış, sonra da sinemada aynı rolü üstlenmiş, bu performansı da onu dünya starı yapmıştı. adını hatırlamadığım beni çok etkileyen bir filmi de ingiltere'ye iltica eden bir rus ajanını oynadığı bir filmiydi. sığındığı taraf da ona güvenemediği için, sonunda ölüyordu.

yakın arkadaşı olan (bkz: marlene dietrich) günlüğüne yull'un aids'ten öldüğünü tahmin ediyorum yazmıştı. öldüğü dönem aids'in dünyayı kasıp kavurduğu bir zaman olduğu için asparagas da olabilir. her şeyiyle çok karizmatik bir adamdı. büyük oyunculuğu tartışılır ama tam bir stardı.
devamını gör...

bazı insanlar suçlu doğar

merhum cumhurbaşkanı kenan evren'in söylediği, benim de yüzde yüz katıldığım bir vecize. suç, kısmen çevresel faktörlerin şekillendirmesiyle bireylerde ortaya çıksa da esasen kan, soyda asalet, genetik yatkınlık birinci dereceden etkilidir. bunun bilimsel tetkiki de 12 eylül'den sonra hapishanelerde
(bkz: ayhan songar) ve (bkz: turan itil) tarafından yapılmış, raporlandırılmıştır.
devamını gör...

mustafa özcan

mustafa özcan fethullahçı değildir. kendisi, seyyid salih özcan isimli birinci kuşak nurculardan birisinin oğludur. aslen urfalı ve arap kökenli olan aile, risale-i nur hareketinde saygı görseler de, çok da bir etkileri yoktur.

mustafa özcan'ı islamcılık hastalığına düçar olduğum günlerde arada okurdum. bence kendisi gayet radikal zihniyette birisidir. alamet-i farikalarından birisi, said-i nursi hazretleri'nin de zaman zaman ilgilendiği cifir ve ebced hesabıyla kafayı bozmuş olmasıydı. hatta her hicri yılbaşında bu sene bin dört yüz bilmem kaç, mehdi aleyhisselam'ın çıkışına şu kadar kaldı, çok alametler belirdi kabilinden şeyler yazardı. duygusal yaşım, dokuzun üzerine çıktığı için artık bu tür herzeler ilgimi çekmiyor.
devamını gör...

30 mayıs 2025 taylor swift'in albüm master'larını satın alması

orijinal masterin hakkının kendisinde olması mevzusu çok büyük bir şey. jamie foxx'un oynadığı ray filminde, ray charles, ahmet ertegün'ün atlantic records'undan ayrılırken gitmemesi için ricacı olununca '' orijinallerin de hakkını bana veriyorlar. bunu siz verebilir misiniz '' deyince, ahmet ertegün cevaben '' üzgünüm bu imtiyaz frank sinatra'da bile yok.'' şeklinde cevap veriyor. hoş bu bağyan bir ray charles değil ama devir de başka bir devir.
devamını gör...

erkan taşdöğen

bursa bülbülü filminde fahrettin aslan'ı oynadığı 2 dakikalık performansı öyle müthiştir ki siz bile gazinocular kralı karşısındaymış gibi soğuk soğuk titremeye başlarsınız.
devamını gör...

gıcık olunan sözlük yazarı

- belli bir partinin fanatikleri
- belli bir takımın beyinsizce fanatikliğini yapanlar
- kürtçüler
-islamcılar
- ak gezenlere gıcık değilim, onlar zaten engelli
- vücudu güzelmiş gibi teşhir eden, daddy issues mağduru kızlar ve kadınlar
- milliyetçi arap partisi taraftarları ( onlar galiba hicaptan buralara giremiyor)
- bil cümle meriçler
- fotoşoplu resim kullanarak kimlik tahrifi yapan, alter egolu kadınlar. geçen bir tanesi başka bir vücuda kendi kafasını monte etmişti.
- imla kurallarından habersiz olanlar
- kendisini tiklemeyen kadın yazarın dikkatini çekmek için provokatif başlık açan veya nick altında yaltaklanıcı entry giren.
- islamcılar ve kürtçüler demiş miydim ?
devamını gör...

kemal kılıçdaroğlu

''benim olanı geri almaya geliyorum'' diyen piromuz. yakışır sana dedem, gel de şu kürsüler ve meydanlar şenlensin.
devamını gör...

abdülaziz bin baz

vehhabiliğin et, kemiğe ve şekle bürünmüş haliydi. ramazan el buti'nin canlı yayında bunu bir rezil etmişliği var ki herifin normalde orada ölmesi lazımdı ama burası ihl sözlük değil, yazmaya değmez.
devamını gör...

brian de palma

yönettiği filmler carrie- günah tohumu, scarface ve the untouchables ama net bir şekilde kötü bir yönetmen olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

mario puzo

baba romanının 70'lerin başında yapılmış türkiye'deki ilk baskılarındaki çeviride puzo, siyahlara karşı oldukça sert ve ırkçı ifadeler kullanırken, yazarın yine türün meraklılarına tavsiye edebileceğim omerta adlı son romanlarından birinde bu sert dil yumuşamış hatta önemli yardımcı karakterlerden birisi bir siyahi olmuştur. bir de toprağı bol olasıca çok sağlam bir kumarbazmış.

son bir bilgi, aslında mario puzo coppola ile beraber baba 3 felaketinden sonra seriyi tamamlamak için vincenzo'nun ailenin başına geçtikten sonra diğer ailelerle mücadelesiyle, genç vito corleone'nin 30'lu yıllardaki atılım yıllarının dönüşümlü olarak ele alınacağı bir dördüncü filmin senaryosu üzerinde çalışıyorlarmış. 99'da puzo ölünce, coppola artık devam etmenin anlamının kalmadığını düşünmüş.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim