dün dışarıda herhalde 7-8 kişinin elinde gördüm. hangi çiçek olduğunu anlamamıştım. instada paylaşanlardan gördüm, nergismiş meğer. noluyor, yine nasıl bir ritüel mitüel zart zurt var?
#3333900 buldum. anocin. öncekine göre daha kısa sürede yoğun bir uyku getiriyor. daha temiz ve derin uyuyorum sanki. uzun uzun ve çok canlı rüyalar görüyorum. melatoninin bu etkisini okuyordum hep ama bende hiç olmuyordu eskisini kullanırken.
alıp hemen yatağa girmek gerekiyor. karanlıkta olmak gerekiyor. bir şeylerle uğraşıyorken nasıl uykuya dalınabilir zaten. telefonu da bırakmak gerekiyor aslında ama ben bırakmıyorum. telefonla ne yapıldığı önemli ama. sosyal medyada gezmek ya da mesajlaşmak uzatıyor uykuya dalma süresini. ben dizi açıyorum, o yüzden çok etkilemiyor. tam tersi odaklandığım bir şeyin olması daha iyi geliyor olabilir.
ünlülerin paylaşımları o kadar komik ki. sanki kadın öldü. "ayşe'm", kalpler, böcekler. yerinde olsam çıktığımda hiçbirinin suratına bakmam, böyle mi arkamda durdunuz diye :d
ne online ne de yüz yüze terapinin sizin için sonucunun ne olacağını başkasının deneyimi belirleyemez. size bağlı, terapiste bağlı, ekole bağlı... bir sürü faktör var. biri diğerinden iyi ya da kötü denemez.
online zaman kazandırır, konforludur. farklı şehirlerden, ülkelerden terapist bulmanızı sağlar. gizliliği korumayı, rahatsız edilmeyecek bir ortamda olmayı gerektirir. ortam koşullarınız uygun değilse yüz yüze almalısınız. uygun olsa da evdekiler duyar diye çekiniyorsanız, anlatacaklarinizi önemli derecede etkileyecekse, rahat etmeyecekseniz yüz yüze almalısınız. evde tek olsanız bile yüz yüze daha iyi paylaşım yaparım, daha rahat ifade ederim kendimi diyorsanız yüz yüze almalısınız.
sosyal medyada paylaşım çılgınlığının üst düzeylerden bir örneği.
ya umarım haberciler oteli görmek için geldiklerini görüp çekmiştir. umarım kendileri o fotoğrafı çektirmiyordur. gerçi oteli görmeye gitmenin başka ne sebebi olacak. bu düzey paylaşım çılgınlığının, buradan kendilerine atfedecekleri önemin altında yatan psikolojiyi düşünmek bambaşka bir mesele.
yeni tv dizisi. hadi ben 2 gündür izliyorum, bu başlık nasıl açılmadı 1 aydır.
tv dizisi izlememciler; bunu da beğenmezseniz zaten hiçbirini izlemeyin. hatta bı 10 yıl daha izlemeyin. çünkü tv'de bundan üstü ne zaman görülür meçhul. gerçekler, söylentiler ve hayal gücüne dayanıyor. konu, karakterler, kadro çok iyi. çocuk oyuncular bile çok başarılı.
cevataki misin nesin şımarık, bencil. senden bi halt olmaz diyeceğim de halikarnas balıkçısı olmuşsun nasıl olduysan. karısıyla ilişkisi de tam vitrin ilişkisi. sadece dışarıdan görüntü güzel, aşk ve tutku doludur dersin ama ya savaş ya seviş, saçma sapan.
aliye'nin yetişkinliğini galiba hazal kaya oynayacakmış. çok çok büyük hata yaparlar. herkes ekşide, youtube yorumlarda yardırmış zaten istemiyoruz diye. iticilestirecekler güzelim karakteri.
bakın eve her yatılı erkek misafir geldiğinde kendi evimde ben rahatsız oluyorum. bıktım. meselemiz hijyen. bir cem özkök, bir kadir ezildi beklemiyorum gerçekten. çok basit: tuvaletten çıkınca el yıkamak, dışarıdan gelince el yıkamak, yiyecek bir şey yapmadan önce el yıkamak vb. şeyler. istediğiniz kadar yakışıklı olun, eliniz yüzünüz düzgün olsun, güzel kokun, güzel giyinin... bunları yapmıyorsanız pissiniz arkadaşlar. duş muş bile demiyorum ya.
80 küsür yaşında, hayatını köyde geçirmiş, okuma yazma bilmeyen, şalvardan başka bir şey giymeyen dedem gece defalarca tuvalete kalkar ve her seferinde o uyku sersemligiyle bile mutlaka elini yıkar.
ha böyle kadınlar da yok değil tabii ki. onlardan da tiksiniyorum. fakat benim ciddi bir erkek misafir sorunum var ya bu hayatta... sevgilimin/eşimin böyle pis olmasına tavrım ne olur düşünün artık.
çok huzursuz, tetikte uyudum. uykuya dalmamak için direndim. birkaç kere dalacakken kaygıyla uyandım. depremden sonra da 1 ay 6 7'ye kadar sabahlamıştım. o kadar kötü değil bu sefer, sürer mi bilmiyorum da ama sebepler aynı. hiç benimle ilgili bir sebep değil, bu ülke yüzünden. yangın, deprem, sel fark etmez. ortak olan şey, onlar için canımızın hiçbir değerinin olmaması.
nesly'e yakın birini tanıyorum gerçekten. taç, giyim tarzı, yalı çapkını, üni... çok iyi gözlem sonucu düşünülmüş karakterler. hepsine insta hesabı da açmışlar, çok iyi
anladığım kişiyse bana da 2 yıl önce mesaj atmış ama normal, entrylerime karşılık mesajlar. yalnız bi mesajında "aldatmak dişilik meselesi değil, kişilik meselesidir" yazmış. katılıyorum.
(yanlış kişiyi anladıysam ve kendisi bu entryi görüp kendisi olduğunu anlarsa sorry şimdiden.)
böyle bi şey olduğunu yeni öğrendim. gerçi tam anlamadım. boşanma durumunda tamam. ölüm durumunda eşin ailesinden ya da nikah olmadan önce de alınıyormuş meğer. imam nikahı sırasında herkesin duyacağı şekilde söyleniyor diye canlandı gözümde. öyleyse ayıp...
neyse, evlensem de büyük ihtimal imam nikahı yapmayacağım için beni ilgilendirmeyen durum.
3. sezonu başlayan, ispanyol yapımı netflix dizisi. gayet keyifli bir dizi. her sezon öncekinden daha iyi gidiyor. orijinal bir konusu var.
"dizi, 40 yaşın üzerindeki dört erkeğe (fernando gil, raúl tejón, gorka otxoa ve fele martínez) odaklanıyor. ataerkilliğin sonu gittikçe yaklaşıyor ve bir erkeklik krizinin ortasında bu arkadaşların yeni gerçekliklerine alışmaları gerekiyor. onları acıklı hale getirecek yeni kurallara sahip daha eşitlikçi bir toplum."
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.