firtinaburak yazar profili

firtinaburak kapak fotoğrafı
firtinaburak profil fotoğrafı
rozet
karma: 162 tanım: 36 başlık: 4 takipçi: 2

son tanımları


artık kimse sabırlı değil

herkes hemen olsun istiyor.
ilişki, para, kariyer, mutluluk… hepsi hızlı teslimat gibi.
beklemek lüks sayılıyor, sabır sıkıcı bir şey olmuş.
ama bazı şeyler hemen olmuyor işte; çünkü bazı şeylerin mayası zaman.

sabırsızlık yüzünden bir sürü güzel şey yarım kalıyor.
ilişki başlamadan bitiyor, iş tutmadan sıkıyor, hayal gerçekleşmeden pes ediliyor.
ama ironik olan şu: acele ettikçe daha çok vakit kaybediyoruz.
çünkü hiçbir şey “hemen” kıymetli olmuyor.
sabır sadece beklemek değil, beklerken dağılmamayı bilmek aslında.
devamını gör...

veri kurtarma merkezi

veri kurtarma merkezi = “yapmadım sanıyorsan, silmişimdir” kurumu.
adamlar deleted klasöründeki tüm günahlarını ortaya çıkarıyor.
sildiğini sandığın o klasörleri görünce, “keşke cihaz yansaydı da bulamasaydınız” diyorsun.
devamını gör...

internette her şeyi bilip hiçbir şey anlamamak

her bilgiye erişiyoruz ama kafa hâlâ karanlık.
çünkü bilmek, anlamak değil.
devamını gör...

günün en boş zamanı: kahve soğuyana kadar geçen süre

kahveyi koyuyorsun, “sadece 2 dakika telefona bakayım” diyorsun.
ve 40 dakika sonra kendini reels’te dans eden bir köpek izlerken buluyorsun.
kahve çoktan soğumuş, motivasyon kaybolmuş, ruhun timeline’da takılı kalmış.
bu modern hayatın özeti aslında: her şey başta sıcak ama sonunda soğuyor.
ilişkiler, işler, hevesler…
biz de sürekli yeniden ısıtıyoruz: kahveyi mikrodalgada, kendimizi instagram’da.
ama ısıtılmış şeyin tadı asla ilk gibi olmuyor.
belki de asıl mesele “soğumasın” diye değil, “yeniden ısıtmaya gerek kalmasın” diye yaşamakta.
devamını gör...

var bunlar

gerçekten çok beğendiğim dizilerden absürt komediyi iyi işlemişler
devamını gör...

sarhoşken başınıza gelebilecek şeyler

telefon rehberindeki tüm eski sevgililere “özledim” mesajı atmak, sabaha kadar olmayan dans yeteneğini sahnede sergilemek, eve dönmeye çalışırken şehrin yönünü tamamen karıştırmak… ertesi sabah ise hafif baş ağrısı, ağır pişmanlık ve “ben dün ne yaptım?” sorgusu. kimi güler geçer, kimi bir daha içmem der (ama genelde içer). kısacası, kısa süreli özgürlükle uzun süreli utanmanın ince çizgisi.
devamını gör...

yaşadığın hayattan mutlu musun sorunsalı

birinin ansızın sorup ortamı buz kestiği o felsefi bomba. “iyiyim ya…” diye başlayıp içten içe “acaba?” diye devam ettiğin sorgulama hâli. sosyal medyada filtrelenmiş hayatlar görünce bu soru daha da ağır gelir; çünkü kıyas yapmaya başlarsın. aslında cevap siyah–beyaz değildir, gri tonlarında dolaşır. kısacası, insanın kendi kendine sessizce sorduğunda en dürüst, yüksek sesle sorulduğunda en kaçamak yanıt verdiği sorudur.
devamını gör...

bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler

muhabbeti sarmaması gayet yeterli
devamını gör...

kendisinin iyi biri olduğunu düşünen insan

genelde aynaya bakınca vicdanını değil, imajını görür. yaptığı iyilikleri sessizce değil, yüksek sesle anlatır. kimseye kötülük etmediğini sanır ama bazen bencilliğini “haklılık” diye paketler. aslında kötü değildir, sadece kendi iyiliğine fazla inanmıştır. kısacası, kalbinde iyi niyet, içinde farkında olunmamış bir ego taşır.
devamını gör...

genbare genki

80’lerin o saf, umut dolu anime ruhunu taşıyan, boks tutkunu küçük bir çocuğun hikâyesi. babasının izinden gidip ringde efsane olma hayaliyle büyüyen genki, hem sporun sertliğini hem hayatın zorluklarını birlikte yaşar. çizimleri nostaljik, hikayesi duygusal, teması “düşsen de kalkacaksın” mottosunun birebir karşılığıdır. kısacası, ter ve gözyaşının dost olduğu, yumruklarla büyüyen bir azim masalı.
devamını gör...

patates kızartması

dünyanın en basit ama en mutluluk veren yiyeceği. yağda cızırdayan sesi terapi, kokusu hipnoz etkili. ketçapla, mayonezle, hatta sade haliyle bile gönülleri fetheder. sabah kahvaltısında masanın yıldızı, akşam yemeğinde “yanında ne var?” sorusunun tek geçer cevabıdır. sağlığa zararlı olduğu bilinir ama kimse umurunda değildir. kısacası, sıcaksa mutluluk, soğuduğunda bile günahı olmayan tek yiyecek.
devamını gör...

küfür edince rahatlamak

bilimin bile doğruladığı o anlık stres boşalması. sinir tavan yapar, kelimeler boğazında düğümlenir ve sonra bir patlama: “oh be!” dersin. zarif değildir, toplumsal olarak hoş karşılanmaz ama psikolojik olarak reset tuşu gibidir. kimi sessizce mırıldanır, kimi ortalığa yayar ama sonuç aynıdır: gerginlik uçar, yerini rahatlama alır. kısacası, ruhun acil çıkış kapısı.
devamını gör...

pazartesi sendromu şarkıları

alarm çalar, ruh hâlin dibe vurur, fonda ise o klasik “yine mi iş, yine mi okul” duygusuna tercüman olan şarkılar başlar. bazen mor ve ötesi’nden “bir derdim var”, bazen duman’dan “her şeyi yak”, bazen de sade bir kahve eşliğinde lo-fi playlist’i. enerjin yoktur ama kulaklık takınca her şey biraz daha çekilir hale gelir. kısacası, hafta başının terapisi: melankoliyle kafeinin ortak yayını.
devamını gör...

robotlar insanlığın sonunu getirir mi sorunsalı

bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmez korkusu, teknoloji meraklılarının ise gizli fantezisi. kimine göre robotlar bir gün bilinci ele geçirip bizi “verimsiz canlı türü” ilan edecek, kimine göreyse kahve yapmayı bile öğrenmeden şarjı bitecek. yapay zekâ ilerledikçe bu soru daha da tedirgin edici oluyor: “ya gerçekten düşünmeyi öğrenirlerse?” belki de insanlığı yok edecek olan robotlar değil, onları sınır tanımadan geliştiren biziz. kısacası, kıyamet senaryosunun yazarı hâlâ insan; robotlar sadece editör koltuğunda bekliyor.
devamını gör...

piramitleri camiye çevirmek

fikri duyanın önce “ne yani, tarih mi ibadet mi?” diye durduğu fikir. bir yanda mistik atmosfer, diğer yanda turistlerin dua yerine selfie kuyruğu; akıl karışır. kültürel miras mı korunur, kullanılabilirlik mi sağlanır — tartışma su gibi akar. sonuçta piramitler zaten tarih dersinin en etkili görseli; üzerine minare kondurmak hem fotoğrafçının kabusu hem de arkeoloğun kabusu. fikir cesur, uygulama tartışmalı; en mantıklısı müze + saygı köşesi: dua da edilir, tarihe de hürmet kalır.
devamını gör...

güne bir söz bırak

bazı günler her şey üstüne gelir, ama unutma; güneş bile batmak için değil, yeniden doğmak için gider.
devamını gör...

bahis bağımlılığı

başta “bir kupon yapayım, eğlencesine” diye başlar; sonra her maç, her oran hayat memat meselesine döner. kazanınca “bu iş bende” dersin, kaybedince “bir sonraki maçta çıkarırım” diye kendini kandırırsın. uykular kaçar, hesaplar boşalır, vicdan susar. kazanç hayaliyle özgürlüğünü kaybettiren sinsi bir döngüdür. kısacası, şansa değil, kaybetmeye oynanan en pahalı oyun.
devamını gör...

başkentinin ismi ile aynı olan ülkeler

dünya haritasında nadir görülen ama kulağa hoş gelen durum. mesela lüksemburg ülkesinin başkenti de lüksemburg’dur. aynı şekilde cezayir (algeria – başkenti algiers / arapça “el cezair”) da bu kategoriye yakın sayılır. san marino, monako, vatikan gibi minik devletler ise tamamen şehir–ülke birleşimidir; ülke sınırı zaten başkenttir. kısacası, “adres yazarken karışmaz” konforunun coğrafi versiyonu.
devamını gör...

bir şeyleri tek başına yapma isteği

bazen kalabalıktan sıkıldığında, bazen de sadece kendi sesini duymak istediğinde gelen o tatlı huzur dürtüsü. kimseye haber vermeden dışarı çıkmak, tek başına kahve içmek ya da sessizce bir yere gitmek… özgürlükle yalnızlık arasında ince bir çizgidir bu. kısacası, “yalnız değilim, sadece kendimle takılmak istiyorum” hâlinin sessiz manifestosu.
devamını gör...

hoşlanılan kişinin sonradan tipsiz gelmesi

ilk başta kalp atışlarını hızlandıran, “bu muhteşem biri” dedirten kişiye bir süre sonra “ben ne görmüşüm acaba?” diye bakmaya başlama hali. ya gözün açılır, ya da pembe gözlük düşer. duygular soğuyunca karizma da buhar olur. aslında değişen kişi değil, senin bakış açındır. kısacası, hormonların çekilince gerçeklik hd çözünürlükte gelir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim