sorun belli çözüm elbette var. hizmet kardeşlere gidiyorsun tertemiz misss gibi acılı tava siparişini verip acılı ayranını içiyorsun. zaten gerisi çözülüyor.
günaydın sözlük. bir denizdeyim gibi uyandım. biraz da geç kaldım. 3 dk sonra aşağıya inmeliyim, flamingolu şans çorabımı bile giydim.
yetişmeliyim bu gemiye. bu bahara bu ülkeye.
(bkz: press) filminin 38 saniyesinde istemsizce eşlik ettiğim sözlerini bir zamanlar ezbere bildiğim (bkz: rojen barnas)ın şiirinin civan haco tarafından yorumlanması.
anlayan için geçmişi, çocukluğu hatırlatan, anıları canlandıran bir ülke.
sözleri
kürtçe | türkçe
çeviri: selim temo
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
gava ku stêrk
li esmana stûxwar,
gava ku ney û blûr û tembûr
û dehol û zirna sar bûn.
û cobar
ne dixuşin di nivînên xwe de seraser
sosin û beybûn û rihan
ne d’bişkifin di bûtikê de.
tariyên giran
tûj û kûr
bi zûrezûr û bi orîneke jakaw
bê fikare, bê paxav dihelişî dikumişî li ser welatê min.
bi giyanek pola
min navê xwe kola
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
wek bebelisk
wek moraz
wek bagarek gurr
min eniya têkoşînê
min di eniyek de şer kir li hember xwînxwara
bi dilawerî
bi bîrûbawerî
min têkoşîn û berberî kir
û min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez welatparêz im,
ez mirovperwer im,
ez li ber bircên diyarbekra rengîn
şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im
ez bavê tûjo me lo!…
şoreşger im.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
dema şefaq da di sîpan de dema ku lêvên esmên
di singa sîpan de sor dikir bi beşerûkî.
ez di deriyê niştîmanî de ketim hundir
min deriyê neteweyî bi zerzenga xemiland
û li ber deriyê serxwebûnî şer kir.
bêweç ma bû baxçeyê
deriyê felatî min tê de şaxên serbestiyê çikand
tovê xawêndariyê werkir.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im pêşmergekî bê nav û bê nîşan û qevdekî ji pincara welat im.
ez duh şehîd bûm îro, nûhat im.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yıldızlar
boynu bükük gökteyken
ve
ney ve kaval ve tanbur
ve davul ve zurna
soğuduğu
zaman
ve nehirler
uğuldamazken yataklarında, baştan sona
süsen ve papatya ve reyhan
tomurcuk açmazken daha.
koyu karanlıklar
keskin ve derin
hıçkırarak, vahşi bir böğürtüyle
kaygısız
hesapsız
çöküyor
sendeliyordu
yurdumun üstünde hâlâ
çelik bir ruhla
kazıdım adımı
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
fırtına gibi
tipi gibi
kasırga gibi
açtım mücadele cephesini
savaştım kan emicilere karşı
bir cephede
yiğitçe, imanla
mücadele ettim
karşı çıktım
ve
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yurtseverim ben
insanseverim
burçları önünde ala renkli diyarbekir’ın
şeyh said ata
ve doktor fuad’ım
bavê tûjo’yum ben lo!..
devrimciyim ben ha!
kazıdım adımı
diyarbekir burçlarına
sîpan’da
tan ağarırken
göğün dudakları
sîpan’ın göğsünde kızarırken
tebessümle
ben
vatan kapısı’ndan girdim içeri
ben
ulus kapısı’nı çelenklerle süsledim
ve dövüştüm bağımsızlık kapısı
önünde
çorak kalmıştı kurtuluş kapısı’ndaki bahçeler
ben oraya
özgürlük fidanları diktim
serptim onur tohumlarını da.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
şêx said atayım ben
doktor fuad’ım
isimsiz bir pêşmergeyim ben
ve vatanın bir tutam madımakı.
dün şehit düşmüştüm
yeniden geldim bugün.
“ unutamam o güz ikindisini
her yanda alı al bir mutluluk
terli bir at gibi gülümseyiverdi
düşle gerçek arası dörtnala
bir koşudan sanki çoğala çoğala
gelip yitivermişti çarçabuk
beyaz kulelerle bayraklar ortasında “
“ yaşamın kendisi değil kutsal olan. kutsal olan adil bir yaşam, kutsal olan onurlu bir yaşam, kutsal olan güvenli bir yaşam, kutsal olan haysiyet sahibi bir yaşam !…
onurlu yaşamak ya da yaşamamak meselesi.
adaletli yaşamak ya da yaşamamak meselesi “
yaşamla ilgili ne zaman aklıma bir şeyler gelse bu sözlerini hatırladığım; şahsına münhasır, insan hakları savunucusu, avukat
2017’den beri cezaevinde.
ilerde adalet bakanı olmasını beklediğim şahsiyet.
welat ( vatan)
roj ( gün)
dûrî ( uzaklık)
şev ( gece) temalarını bu albümde kendine özgü tarzıyla yorumladığını söyleyebilirim. bu albüm bence tek gidilen uzun yol albümü. binalardan sıyrılıp dağlara, ovalara doğru giden bir uzun ince bir yol şarkısı.
bu albümdeki dil ji min bir, dûrî, gula deviye eserleri bir tık daha çok seviyorum.
benimde yaşadığım durumdur. kimlikte üç nisan ilginç bir şekilde kız kardeşiminde üç nisan, ne zaman doğum günleri merak edilse ayak üstü anneme sorarım
daye ez kija roj hatime dünyayê, te bîra te ? cevap: kuremîn tu weka çi dibeji tu saxi saxi. tu çi bikî bi roje xwo. gava tu hati dûnyaye havin bu dûnya zav germ bu. em vî çaxe decûn tutûne.
kürtçe bu cevabı verir.
bir yaz günü, tütün biçme zamanında doğduğumu söyler.
çok üstelediğim bir durum değil. genel olarak özel günleri sevmediğim için kutlamadığım gündür.
“ şu hayata bir bakınız: güçlülerin küstahlığı ve asalıklığı, zayıfların cahilliği ve ağzı var dili yok halleri; etrafta sınırsız yoksulluk, darlık, yozlaşma, sarhoşluk, ikiyüzlülük, yalan…
oysa bütün evlerde, caddelerde sessizlik ve sükûnet egemen. şehrimizde yaşayan elli bin kişiden bir tanesi bile çığlık atmıyor, isyan etmiyor. biz yiyecek satın almak için pazara giden, kendi saçmalıklarını konuşup dinleyen, evlenen ölülerini sessiz sessiz mezarlığa taşımaya çalışan, gündüz yemek yemek yiyip gece uyuyan insanlar görüyoruz.
oysa acı çeken insanları, hayatta, kulis arkalarında olup biten korkunç şeyleri görmüyor, duymuyoruz.
her şey sessiz ve sakin; ortada sadece dilsiz istatistiklerin protestosu var: şu kadar insan aklını oynattı, şu kadar litre içki içildi, yetersiz beslenmeden şu kadar çocuk öldü vb …
açıktır ki, böyle bir düzen aslında gereklidir.
çünkü mutlular, mutsuz kişiler sustuğu için kendilerini mutlu hisseder. eğer bu suskunluk olmasaydı mutluluk imkansız olurdu.
bu genel bir hipnotizmadır. “
cıtroen c2
tanıdığım üç tane ingilizce öğretmeni üçü de cıtroen c2’ye biniyordu. tuhaf bir şekilde üçü de kadındı. bence kadınlar bu bölümün hakkını veriyor.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.