yıllar önce neymiş bu diyerek izlediğim zeki demirkubuz filmi. hastalıklı durumları aşk diye sunan, bağımlı bekir'inin de takıntılı uğur'unun da antisosyal zagor'unun da gına getirttiği vasat ötesi film. çarpık aile yapılarını da hayata karşı hiçbir amacı olmayan karakterleri de baygınlık geçirmişti bana.
1922 doğumlu, sesi operaya aşırı yakışan dinlerken duygudan duyguya sürükleyen parçalara sahip ses sanatçısı. son inka prensinin soyundan geldiği sanılmaktadır. youtubeda birbirinden hoş parçalarını bulabilirsiniz.
kendilerine yapılan eleştirilerin ve getirilen yasakların gereksiz olduğunu düşündüğüm grup. müzikleri bana hitap etmese de sahne showlarına ve hedef kitle oluşturma çabalarına saygım var. bir çok insan 18 yaş altı ergen kitleye karşı olumsuz cinsellik barındırdıklarını ifade ermiş. ancak sormak istiyorum cinsellik yaşamak için 18 yaş sınırı mı var? 12-18 yaş arası cinsellik yaşamıyor mu? ya da cinsellik yaşamayı neden kötü kabul ediyorsunuz? daha küçük yaştaki çocuklarınızı internetin zararlarından korumak sizin göreviniz ancak 12-18 yaş arasına da cinsellik yaşama diyemezsiniz. zira siz isteseniz de istemeseniz de onlar bir şekilde kendilerini tatmin eder. cinsellik tü kaka değil! barışın artık bu içgüdüsel tepkiyle.
bi bayan anlatmıştı istenmeyen misafirleri geldiğinde bulgur pilavı yaparlarmış ana yemeğin yanına. içecek olarak da su koyarlarmış sofraya. misafir pilavı yedikçe susarmış. suyu içtikten sonra da bulgurlar midede şişer ve karın ağrısı yaparmış. misafirler de kıvrana kıvrana evi terk edermiş :)
eksik diş, stres, aksiyete, çene eklemi sorunları gibi birçok sorun nedeniyle meydana gelebilir. dişleri korumak amacıyla diş doktorları gece plağı veriyor. bunun yanında psikiyatriste de görünülmesi gerekebilir, anksiyete ve stres için.
maksimum gorki-ana
lise sonda okumuştum. depresyonun dibindeydim ama farkında bile değildim. tıbbi destek de almıyorum. o yıllardaki buhranımın şiddetini ana kitabı daha da arttırmıştı.
başrollerinde gene wilder, richard pryor ve kevin spacey'in oynadığı komedi filmi. zekice kurgulanmış espirileri ve aksiyonlu sahneleri olan film severlere öneririm. engellerin zorluk olmaktan çıkarılıp da kuvvete dönüştüğünü vurgulayan, yer yer adalete de ince göndermelerde bulunan bu filmi ailecek izleyebilirsiniz. daha ilk dakikasından itibaren insanı istemsizce güldürüyor. biri kör diğeri sağır iki bireyin dostluğu nasıl olur merak ediyorsanız muhakkak izlemelisiniz. ayrıca filmin adı türkçe'ye tam yerinde çevirmişler. * puanım 9/10
huzur sokağı isimli tırt kitabı islamcı kızların elinden düşmeyen sözde yazar. hastalıklı düşüncelerini beyinleri gelişim çağındaki gençlerin aklına sokmayı başarabilmiş bir eğitim zaiyatı. şule tarzı denilen türban bağlama şeklini geliştirerek modaya uyum sağlamıştır.
kitaplarını okuyana da okutturana da sabır ve acil şifalar diliyorum.
özgüven buralara kadar düştü mü? dedirten başlık.
yalnızlığı severim. alırım kitabımı uzanırım koltuğuma istediğim kadar okurum. sonra canım sıkılır dizi açar izlerim. ama insanlarla hareket edince özgürlük alanım kısıtlandığı için rahat hissedemiyorum. bu konuyu da özgüven meselesi olarak değil de kendine yetebilme olarak ele almak gerek diye düşünüyorum.
alfa ayının kabileleri kitabına yeni başladığım, bilim kurguya farklı bir bakış getirmiş yazar. diğer kitapları da kütüphanemde var. artık bittikçe sırayla okurum.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.