1.
son tanımları
3.
geceye bir şiir bırak
"suya hapsedilmiş bakterilerle güzelleşiyor
ölümün en lacivert masumiyet hadisesi;
öğrencilerince taciz edilmiş
berbat bir ömür lisesi gibi artık
üniversiteye hazırlanıyor imparator.
katalizöre bir keşke edasıyla yaklaşan azılı vücut
önemini yitirmiş plastik bir tabut -ki
içindeki
kalıba ve ilahi kalabalığa
bütün etlerin hükmettiği şehvetle yalvarmakta.
uzun yol hevesiyle şahlanıyor sürat
sürat,
kendi dışındaki süratle hayale varmakta.
öyle bir hayal tasvir edin, hayatı ölümle suçluyor
ve eğildiği okyanusu içindeki ölü hayvanlarla avuçluyor
içiyor
içiyor
kana kana, kana yıkıla içiyor
derin bir oh çekiyor sonra,
ardından kaldırıyor başını ve hatırasını
tabiata dönüp
'affedersiniz ama, yanınızda fazla aşk var mı'
diye soruyor.
siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden,
kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor
insan bu, azat etmek de gerek
korkmayın, unutuluyor. "
ölümün en lacivert masumiyet hadisesi;
öğrencilerince taciz edilmiş
berbat bir ömür lisesi gibi artık
üniversiteye hazırlanıyor imparator.
katalizöre bir keşke edasıyla yaklaşan azılı vücut
önemini yitirmiş plastik bir tabut -ki
içindeki
kalıba ve ilahi kalabalığa
bütün etlerin hükmettiği şehvetle yalvarmakta.
uzun yol hevesiyle şahlanıyor sürat
sürat,
kendi dışındaki süratle hayale varmakta.
öyle bir hayal tasvir edin, hayatı ölümle suçluyor
ve eğildiği okyanusu içindeki ölü hayvanlarla avuçluyor
içiyor
içiyor
kana kana, kana yıkıla içiyor
derin bir oh çekiyor sonra,
ardından kaldırıyor başını ve hatırasını
tabiata dönüp
'affedersiniz ama, yanınızda fazla aşk var mı'
diye soruyor.
siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden,
kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor
insan bu, azat etmek de gerek
korkmayın, unutuluyor. "
devamını gör...
4.
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
yağmur yüklü kirpiklerim uyuklarken dar sokaklarda
karton kağıtlara rüzgarları
çizdiğim
oluyor yanlışlıkla
sarılıp uyumak istediğim varoş
kılıklı insanlıktan
beş kuruşa sonsuz sevgiler dilediğim
parçalar buluyorum
yol kenarlarında
yazı-tura attığım bozuk paralardan
payıma düşen hayat
beni annesiz bıraktı
çoğu zaman
çoğu zaman çıplak ayakla
dolaştım
can kırıklarının kestiği bir usturayla
kimi zamansa göz çukurlarımı
makyajla
kapattığım fotoğraflarda
defolu vazolara kırmızı güller
diktiğim
bir çizgiden
yokuş aşağıya inerken
mor laleleri ifşa ettim
kaktüsler boy verdi evin duvarında
çatlayan lambalarda
yarasaların
yuva yaptığı odalarda yaşadım
hiçbir yara bandı tutmadı ellerimi mesala
hiçbir diş sızlamadı
kalbim kadar
ve ben inatla cümlelerin eş anlamlarını
üflerken
kırışmış satırlara
bir ayağı topal şiirler yazdım
sararmış sayfalar da bilir adımı
ve hatta bütün kelimeler
zehirleyebilir artık beni
bundan böyle kalbim
hükümsüzdür.
karton kağıtlara rüzgarları
çizdiğim
oluyor yanlışlıkla
sarılıp uyumak istediğim varoş
kılıklı insanlıktan
beş kuruşa sonsuz sevgiler dilediğim
parçalar buluyorum
yol kenarlarında
yazı-tura attığım bozuk paralardan
payıma düşen hayat
beni annesiz bıraktı
çoğu zaman
çoğu zaman çıplak ayakla
dolaştım
can kırıklarının kestiği bir usturayla
kimi zamansa göz çukurlarımı
makyajla
kapattığım fotoğraflarda
defolu vazolara kırmızı güller
diktiğim
bir çizgiden
yokuş aşağıya inerken
mor laleleri ifşa ettim
kaktüsler boy verdi evin duvarında
çatlayan lambalarda
yarasaların
yuva yaptığı odalarda yaşadım
hiçbir yara bandı tutmadı ellerimi mesala
hiçbir diş sızlamadı
kalbim kadar
ve ben inatla cümlelerin eş anlamlarını
üflerken
kırışmış satırlara
bir ayağı topal şiirler yazdım
sararmış sayfalar da bilir adımı
ve hatta bütün kelimeler
zehirleyebilir artık beni
bundan böyle kalbim
hükümsüzdür.
devamını gör...
5.
en sevdiğiniz film replikleri
o, bin tılsımlı anın çarşafından ağır ağır geçirirken hayatını, bilemezdi üç tekerlekli bisikletin karanlığa takla atacağını...
devamını gör...
6.
seninle kuru ekmek bile yerim diyen kadın
hanım tuz diyince beyin mabadı buz kesermiș.
henüz tuzsuz kalmamış kadındır. toydur daha bir çocuk yetiştirmek ne demektir bilmiyordur.
fakirlik romantizmi toylukta olur.
zamanında bize de "1 lira ile mutlu olcaz" denmişti noldu o iș.
çaylar iptal usta
hesabı bana kitlediler.
henüz tuzsuz kalmamış kadındır. toydur daha bir çocuk yetiştirmek ne demektir bilmiyordur.
fakirlik romantizmi toylukta olur.
zamanında bize de "1 lira ile mutlu olcaz" denmişti noldu o iș.
çaylar iptal usta
hesabı bana kitlediler.
devamını gör...
11.
günaydın sözlük
16.
geceye bir şarkı bırak
dolunay cogzel gelsenize
moonlight sonata
bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir.
arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini ve muhakkak çalan kişiyi görmek istediğini söyler.
kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır. beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek.
kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.
*ludwing van beethoven - ” şevkatin büyüsü ”
moonlight sonata
bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir.
arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini ve muhakkak çalan kişiyi görmek istediğini söyler.
kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır. beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek.
kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.
*ludwing van beethoven - ” şevkatin büyüsü ”
devamını gör...
18.
geceye bir şiir bırak
çalıkuşu'nun z raporu
kedi ve kasımpatı kokuyor bütün sokaklar
dilinin dönmediği duaları sayıklıyor
zeyniler köyünde çalıkuşu şimdi artık zaman
yağmur yağıyor durmadan
ağlıyorum kaşarlanmış bir masumiyet olarak
bir çılgının
kedilerin ruhlarımızı okuduğuna inandırmaya çalışan herkesi
bir elimde tabanca
bütün dualarım delik deşik.
.....
mahalle kavgalarına karışmadan
kocaman bir kabakla boğuşuyorum bazen
doğruyor ve kızartıyorum onu
günler külkedisi, akşamları kömür yakıyoruz.
hikâyeme bir hayat yazmak istiyorum
pek inandırıcı olmayan
ruhuma ıhlamur yollamak istiyorum yün eldivenler
hikâyeme bir ölüm yazmak istiyorum
beni masalların ortasında bırakıp giden ruhuma
romantik radyo dinleyen o eski arkadaşıma
son bir kere daha limon ağaçlarından bahsetmek istiyorum
otobüs duraklarında yağmurlar bekliyor beni
yağmurla beraberliğimden doğan
birinci ve yüzbininci hayaletim
ucu ısırılmış bir simidin acısını durmadan
o kadar çok, o kadar çok hissediyorum.
fareler yeraltından fırlatılan havai fişeklerdi
haberler getiriyorlardı, hep kötü haberler
akşamları günahkâr yazar kasalar kadar
z raporları kadar uzun şiirlerim
elinde bir paket çubuk krakerle geçmişim
o eski arkadaşım yıkanmış midesiyle
iskambil kağıtları kusan,
zarlar maça kızı ve pis yedili sayesinde
kaç kere ölümle randevulaştı.
plastik çiçeklerle ziyaretine geldi hayat
semt pazarından alınma hırkasıyla,
ayolu, yanisi bol konuşmalarıyla
her bastığında gıcırdayan tahtalarıyla
öyle çok sevdim, öyle çok sevdim
binlerce kapıcı karısından birinin ismiydi sanki kader.
delirdiğim altyazı şimdi bütün aynalarda
vazgeçtim sonunda hep tura gelen uğur paramdan.
hikâyem ucuz, romanım basmakalıp
pembe kağıtlar aldım
hayatıma bir ölüm yazacağım
bir ölüm, pek de inandırıcı olmayan
yazık hiçbir şair bir çiy tanesi kadar bile sızmadı kâğıda
kayıp şiirlerim gül resimleridir şimdi.
yazık bir son mektup bile bırakmadan gitti
zeyniler köyünde çalıkuşu şimdi artık zaman.
didem madak
devamını gör...
20.
köpeklere verilebilecek isimler
argos
yunan mitolojisinde odysseus'un sadık köpeğinin ismiydi.
halk odysseus'un öldüğünü düşünmesine rağmen, argos 20 yıl boyunca sahibinin dönmesini beklemiştir.
savaştan dönünce odysseus bir dilenci kılığında olmasına rağmen onu tanımış ve kuyruğunu salladıktan sonra ölmüştür. hermes argos'u öldürdükten sonra kendine “argos-katili” adını vermiştir.
argos yunan mitolojisinde üç başlı köpek olarak bilinir.
canım oğlumun adı argos, hikayesi mutlu sonla biten bir çocuk, şimdi bir arkadaşımın bahçeli evinde yaşlılık günlerini huzur içinde geçiriyor.
yunan mitolojisinde odysseus'un sadık köpeğinin ismiydi.
halk odysseus'un öldüğünü düşünmesine rağmen, argos 20 yıl boyunca sahibinin dönmesini beklemiştir.
savaştan dönünce odysseus bir dilenci kılığında olmasına rağmen onu tanımış ve kuyruğunu salladıktan sonra ölmüştür. hermes argos'u öldürdükten sonra kendine “argos-katili” adını vermiştir.
argos yunan mitolojisinde üç başlı köpek olarak bilinir.
canım oğlumun adı argos, hikayesi mutlu sonla biten bir çocuk, şimdi bir arkadaşımın bahçeli evinde yaşlılık günlerini huzur içinde geçiriyor.

devamını gör...