1.
hun türkçesi
"hiung-nulara ilişkin dil gereçleri çin kaynaklarında çince yazı ile geçer. çoğu özel ada ya da unvan olan ve anlamları bilinmeyen bu sözcüklerin sayısı bir araştırmacıya göre 190'dır. ancak, çince'deki hunca sözcüklerin sayısı böylesine çok ve kesin değildir.
hunca'dan, değişik yabancı kaynaklarda, 30-40 sözcük, birkaç sözden oluşan bir tümce, bir ağıt çevirisi vardır. sözcüklerin çoğu askeri terimler, devlet örgütü sözleridir. bunlar çok kolay ödünçleme olabilir. çince'de geçen hunca sözlerin gerçek biçimini saptamak ise neredeyse olanaksızdır. çin yazısında l ve r ünsüzleri ayırt edilemez. ayrıca ö ve ü ünlüleri bulunmaz. bu nedenle, anlamları verilen yirmi dolayında hiung-nu sözcüğü ile on hecelik hunca ikiliği okuyup yorumlamak bilginler için büyük sorun olmuştur. nemeth, çeşitli kaynaklarda geçen hunca sözleri derler ve açıklamaya çalışır. bunlardan bir bölümünü türkçe'yle açıklamak ister. türkçe olması olası sözler şunlardır:
*akatziri: bir hun kabilesi. sözcüğün, eski türkçe büyük erkek kardeş anlamındaki aga/aka sözü ile ordu anlamındaki çerig kökeninden geldiği söylenir.
*atakam: bir hun ileri geleni. bu adın ata ile kam sözlerinden oluştuğu savunulur.
*dengizik: attila'nın oğlunun adı. sözcüğü türkçe açıklamak isteyenlere göre deniz sözünden gelir.
*irnek: attila'nın oğlunun adı. er kökünden geldiği öne sürülür.
*ilek: bey, han, hükümdar. ülke anlamındaki el sözüne -k ekinin getirilmesinden oluştuğu söylenir.
*karaton: kara kabile/oymak anlamına gelir. kırgızlardaki örnekleri için bozton, akton gibi örneklerle benzer.
*kimos: bir hun içkisi. sözcüğün kımız sözü olduğu söylenir. ancak, doerfer'e göre, bu içki hunlar gelmeden önce de avrupa'da vardır. bu yüzden kımız sözü ile ilişkisi bulunamaz. ve hun imparatorluğu bünyesindeki slavlara ait olduğu tahmin edilir.
*ki-ts'u: kız. türkçe kız sözü olduğu sanılır.
*krekal/rekan: attila'nın baş hatunu. arı ile karı sözlerinden oluştuğu söylenir.
*mundiukhos/muncuk: attila'nın babası. türkçe boncuk ya da moncuk sözü olduğu sanılır.
*oibors/baybars: attila'nın amcalarından biri. türkçe ay ve pars sözlerinden geldiği savunulur.
talat tekin, hunlar'ın dili adlı incelemesinde hunca'dan kalan sözcükleri türkçe olarak açıklamak ister. i.ö. 206-i.s.220 yılları arasında yedi (dört olması gerekiyor, sanırız bir yazım yanlışı, b.n.) yüz yıl sürecek bir imparatorluk kuran hiung-nular'ın kimliği ve dili üzerine bugüne değin on ayrı kuram ileri sürüldüğünü söyler. bu kuramlardan en çok yandaş bulanın hiung-nular'ın türk soylu oldukları ve eski bir türkçe konuştukları olduğunu vurgular. tekin'e göre aşağıdaki sözcükler türkçe'dir.
*ç'eng-li ku-t'u şan-yü : gök kutu ya da oğlu
*ku-t'u < kuo-d'uo: et* kut, kud, gut, hut omo* kutag, hutag
*şan-yü veya çen-yü< dian-giwo: d'abgu. cabgu: et yabgu.
*king-lu < king-lak hiung-nu'ların tören kılıcı, kıngrak, kıngırak sözü, televütçe, yeni uygurca ve kırgızca'da 'iki yüzlü bıçak', 'büyük bıçak' anlamlarında kullanılır. eğri, kıvrık anlamındaki kıngır sözünden türemiştir.
*yen-çi ya da yem-çi hükümdarın eşi, hatun. et abçi 'eş, hanım.
*teu-lo: mezar anlamına gelir, et tuplu/tublu
*tieh-fah: demir < teit-bat, tieba: tebär: et tämir.
*eu-ta: 'gözetleme yeri, pusu, siper, korunma yeri.'
*wo-lu-to, ao-t'ot: 'ordu karargahı'; et ordu, ordo, karargah.
tekin, t'opalar'ın dilini de hunca ile birlikte değerlendirir. t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu göçebe halk, i.s. 220 yılında hiung-nu imparatorluğu'nun yıkılışından hemen sonra, kuzey çin'de, şimdiki şansi ilinin kuzeyinde kurulur. bu hlak önceleri, büyük hsien-pi konfederasyonu'nun bir bölüğünü oluşturur. bu boyun öncüsü li-wei 248'de daha önce bağımlı olduğu mo-lu-hui ordusunun başçısını öldürür. iki yüz bin okçudan oluşan bir göçebe boylar birliğinin başına geçer. li-wei on yıl sonra çin'in kuzey sınır bölgesine yerleşir.ts'ao-wei imparatorluğu ile yakın ilişki kurar. t'o-palar bundan yarım yüz yıl sonra çin imparatorluğu'nun yıkılışı ile sonuçlanan büyük barbarlar eyleminin içinde bulunurlar. i.s. 450 yılından 550'ye değin bütün kuzey çin'e egemen olurlar.
çin kaynaklarında t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu halkın kimliği, daha doğrusu nasıl bir barbar dili konuştuğu da kesin olarak saptanamaz. t'o-palar'dan kalan kimi san ve özel adlarla bu gizem çözülmeye çalışılır. tekin, türkçe olduğu kanıtlanabilen t'o-pa sözcükleri olarak şunları verir:
çin kaynaklarında t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu halkın (tabgaçlar) kimliği, daha doğrusu nasıl bir barbar dili konuştuğu da kesin olarak saptanamaz. t'o-palar'dan kalan kimi san ve özel adlarla bu gizem çözülmeye çalışılır. tekin, türkçe olduğu kanıtlanabilen t'o-pa sözcükleri olarak şunları verir:
*k'o-po-çen: < k'â-pâk-çin 'kapı muhafızı', kapıcı: t'o-pa 'kapagçın: et kapagçı
*pi-te-çen: < pyi- (ya da b'yi-)-tik-çin 'yazıcı': t'o-pa 'bıtıgçin: et bitigçi.
*hsien-çen < gam-çin 'atlı ulak': t'o-pa 'd'amçin, 'camçın: osmanlıca yamçı. bu sözcüğün çince cam ya da gyam kökenli, 'posta istasyonu' anlamındaki yam sözcüğüne türkçe -çı ekin gelmesiyle türediği ileri sürülür. çok eski bir tarihte türkçe'ye geçtiği sanılır.
*hu-la-çen: < guo-lâk-çin 'hükümdarı silahla donatan, kuşandıran görevli, techizatçı başı: t'o-pa 'kurlagçın < kur+la-g-çın: et kur kursaş, ana türkçe "kurla", kuşandırmak.
*to-po-çen: < tâp'âk-çin piyade, yaya: t'o-pa ta:pakçın: ana türkçe ta-pan (ve ta:pak?) taban, ayağın alt kısmı.
*a-çen < a-çin t'o-pa sarayının mutfak kısmı: t'o-pa aşçın ya da alçın: et aşçı.
*hu-lo 'silah: t'o-pa kural: genel türkçe kural silah, alet.
*k'ih-wan-çen: < k'iet-mi an-çin 'çevirmen'.: t'o-pa kelmerçin: orta moğolca kelemürçi ay.
*muh-kuh-lü: 'kabakbaşlı, dazlak.: t'o-pa mukur, mukurıya da mukulig: omo. mukur 'kör, küt (bıçak vb.); boynuzsuz, kuyruksuz, yuvarlak. mo. mukulig 'yuvarlak'.
*teu-lu, tou-lu: < d'eu-luo 'töreye uymak, sadık olmak': t'o-pa törü, töre: et törü, örf, adet, yasa.
i.s. 329 yılında lo-yang'da gelişen bir olay nedeniyle on çince imden oluşan hunca bir beyit ya da tümce saptanır.bu hunca beyit, 20. yüzyıl başlarından beri bilinir. ancak, bugüne değin inandııcı bir açıklaması yapılmamıştır. beyit çok değişik seslendirmelerle, çok değişik biçimlerde açıklanmış, yorumlanmıştır. tekin, çin-şu'daki hunca beyiti pulleyblank'ın yazı çevrimine göre şöyle okuyup yorumlar:
sûx-keh the-let-kanf buk-kok goh- thok-tang
sü:kä tılıkang bugukgu tuktang
(düşmana karşı) savaşa çıkın, buguk'u (liu yao) tutun!beyit küçük bir düzenleme ile şu biçime sokulur ve daha düzgün bir anlam kazanır:
sü:gg (i)ti tılıkanf bugukgı tuktang
'orduyu düzenleyip çıkın, öncüyü tutun!'
ibrahim kafesoğlu, çin yıllıklarında hiung-nu dilinden tanrı, kut, böri, il, ordu, tuğ, kılıç gibi sözlerin geçtiğini bildirir. bunların, türkçe'nin en eski dil anıları olduğunu söyler. hun sözünün 'insan' anlamındaki türkçe kun sözü olduğunu savunur.
hunca, türk dili sayılırsa, ki-ts'u ve dengizih sözlerine göre türkçe'nin 'z türkçesi' kolundan olması gerekir. bu bakımdan 'r türkçesi' kolunda sayılan bulgarca'dan ayrılır. birçok araştırmacı hunca'yı türk dili ailesinden kopmuş bir kol sayar. türk dillerinin gelişim evresinde bir aşama saymaz. doğu hunca ile yakutça arasında bağlantı kurmaya çalışır. ancak hunca ile bulgar, hazar ve eski çuvaş dilleri arasında bağlantı kurmak isteyen bilim adamları da vardır."
* et: eski türkçe
* omo: orta moğolca
hunca'dan, değişik yabancı kaynaklarda, 30-40 sözcük, birkaç sözden oluşan bir tümce, bir ağıt çevirisi vardır. sözcüklerin çoğu askeri terimler, devlet örgütü sözleridir. bunlar çok kolay ödünçleme olabilir. çince'de geçen hunca sözlerin gerçek biçimini saptamak ise neredeyse olanaksızdır. çin yazısında l ve r ünsüzleri ayırt edilemez. ayrıca ö ve ü ünlüleri bulunmaz. bu nedenle, anlamları verilen yirmi dolayında hiung-nu sözcüğü ile on hecelik hunca ikiliği okuyup yorumlamak bilginler için büyük sorun olmuştur. nemeth, çeşitli kaynaklarda geçen hunca sözleri derler ve açıklamaya çalışır. bunlardan bir bölümünü türkçe'yle açıklamak ister. türkçe olması olası sözler şunlardır:
*akatziri: bir hun kabilesi. sözcüğün, eski türkçe büyük erkek kardeş anlamındaki aga/aka sözü ile ordu anlamındaki çerig kökeninden geldiği söylenir.
*atakam: bir hun ileri geleni. bu adın ata ile kam sözlerinden oluştuğu savunulur.
*dengizik: attila'nın oğlunun adı. sözcüğü türkçe açıklamak isteyenlere göre deniz sözünden gelir.
*irnek: attila'nın oğlunun adı. er kökünden geldiği öne sürülür.
*ilek: bey, han, hükümdar. ülke anlamındaki el sözüne -k ekinin getirilmesinden oluştuğu söylenir.
*karaton: kara kabile/oymak anlamına gelir. kırgızlardaki örnekleri için bozton, akton gibi örneklerle benzer.
*kimos: bir hun içkisi. sözcüğün kımız sözü olduğu söylenir. ancak, doerfer'e göre, bu içki hunlar gelmeden önce de avrupa'da vardır. bu yüzden kımız sözü ile ilişkisi bulunamaz. ve hun imparatorluğu bünyesindeki slavlara ait olduğu tahmin edilir.
*ki-ts'u: kız. türkçe kız sözü olduğu sanılır.
*krekal/rekan: attila'nın baş hatunu. arı ile karı sözlerinden oluştuğu söylenir.
*mundiukhos/muncuk: attila'nın babası. türkçe boncuk ya da moncuk sözü olduğu sanılır.
*oibors/baybars: attila'nın amcalarından biri. türkçe ay ve pars sözlerinden geldiği savunulur.
talat tekin, hunlar'ın dili adlı incelemesinde hunca'dan kalan sözcükleri türkçe olarak açıklamak ister. i.ö. 206-i.s.220 yılları arasında yedi (dört olması gerekiyor, sanırız bir yazım yanlışı, b.n.) yüz yıl sürecek bir imparatorluk kuran hiung-nular'ın kimliği ve dili üzerine bugüne değin on ayrı kuram ileri sürüldüğünü söyler. bu kuramlardan en çok yandaş bulanın hiung-nular'ın türk soylu oldukları ve eski bir türkçe konuştukları olduğunu vurgular. tekin'e göre aşağıdaki sözcükler türkçe'dir.
*ç'eng-li ku-t'u şan-yü : gök kutu ya da oğlu
*ku-t'u < kuo-d'uo: et* kut, kud, gut, hut omo* kutag, hutag
*şan-yü veya çen-yü< dian-giwo: d'abgu. cabgu: et yabgu.
*king-lu < king-lak hiung-nu'ların tören kılıcı, kıngrak, kıngırak sözü, televütçe, yeni uygurca ve kırgızca'da 'iki yüzlü bıçak', 'büyük bıçak' anlamlarında kullanılır. eğri, kıvrık anlamındaki kıngır sözünden türemiştir.
*yen-çi ya da yem-çi hükümdarın eşi, hatun. et abçi 'eş, hanım.
*teu-lo: mezar anlamına gelir, et tuplu/tublu
*tieh-fah: demir < teit-bat, tieba: tebär: et tämir.
*eu-ta: 'gözetleme yeri, pusu, siper, korunma yeri.'
*wo-lu-to, ao-t'ot: 'ordu karargahı'; et ordu, ordo, karargah.
tekin, t'opalar'ın dilini de hunca ile birlikte değerlendirir. t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu göçebe halk, i.s. 220 yılında hiung-nu imparatorluğu'nun yıkılışından hemen sonra, kuzey çin'de, şimdiki şansi ilinin kuzeyinde kurulur. bu hlak önceleri, büyük hsien-pi konfederasyonu'nun bir bölüğünü oluşturur. bu boyun öncüsü li-wei 248'de daha önce bağımlı olduğu mo-lu-hui ordusunun başçısını öldürür. iki yüz bin okçudan oluşan bir göçebe boylar birliğinin başına geçer. li-wei on yıl sonra çin'in kuzey sınır bölgesine yerleşir.ts'ao-wei imparatorluğu ile yakın ilişki kurar. t'o-palar bundan yarım yüz yıl sonra çin imparatorluğu'nun yıkılışı ile sonuçlanan büyük barbarlar eyleminin içinde bulunurlar. i.s. 450 yılından 550'ye değin bütün kuzey çin'e egemen olurlar.
çin kaynaklarında t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu halkın kimliği, daha doğrusu nasıl bir barbar dili konuştuğu da kesin olarak saptanamaz. t'o-palar'dan kalan kimi san ve özel adlarla bu gizem çözülmeye çalışılır. tekin, türkçe olduğu kanıtlanabilen t'o-pa sözcükleri olarak şunları verir:
çin kaynaklarında t'o-pa ya da t'u-fa adıyla anılan bu halkın (tabgaçlar) kimliği, daha doğrusu nasıl bir barbar dili konuştuğu da kesin olarak saptanamaz. t'o-palar'dan kalan kimi san ve özel adlarla bu gizem çözülmeye çalışılır. tekin, türkçe olduğu kanıtlanabilen t'o-pa sözcükleri olarak şunları verir:
*k'o-po-çen: < k'â-pâk-çin 'kapı muhafızı', kapıcı: t'o-pa 'kapagçın: et kapagçı
*pi-te-çen: < pyi- (ya da b'yi-)-tik-çin 'yazıcı': t'o-pa 'bıtıgçin: et bitigçi.
*hsien-çen < gam-çin 'atlı ulak': t'o-pa 'd'amçin, 'camçın: osmanlıca yamçı. bu sözcüğün çince cam ya da gyam kökenli, 'posta istasyonu' anlamındaki yam sözcüğüne türkçe -çı ekin gelmesiyle türediği ileri sürülür. çok eski bir tarihte türkçe'ye geçtiği sanılır.
*hu-la-çen: < guo-lâk-çin 'hükümdarı silahla donatan, kuşandıran görevli, techizatçı başı: t'o-pa 'kurlagçın < kur+la-g-çın: et kur kursaş, ana türkçe "kurla", kuşandırmak.
*to-po-çen: < tâp'âk-çin piyade, yaya: t'o-pa ta:pakçın: ana türkçe ta-pan (ve ta:pak?) taban, ayağın alt kısmı.
*a-çen < a-çin t'o-pa sarayının mutfak kısmı: t'o-pa aşçın ya da alçın: et aşçı.
*hu-lo 'silah: t'o-pa kural: genel türkçe kural silah, alet.
*k'ih-wan-çen: < k'iet-mi an-çin 'çevirmen'.: t'o-pa kelmerçin: orta moğolca kelemürçi ay.
*muh-kuh-lü: 'kabakbaşlı, dazlak.: t'o-pa mukur, mukurıya da mukulig: omo. mukur 'kör, küt (bıçak vb.); boynuzsuz, kuyruksuz, yuvarlak. mo. mukulig 'yuvarlak'.
*teu-lu, tou-lu: < d'eu-luo 'töreye uymak, sadık olmak': t'o-pa törü, töre: et törü, örf, adet, yasa.
i.s. 329 yılında lo-yang'da gelişen bir olay nedeniyle on çince imden oluşan hunca bir beyit ya da tümce saptanır.bu hunca beyit, 20. yüzyıl başlarından beri bilinir. ancak, bugüne değin inandııcı bir açıklaması yapılmamıştır. beyit çok değişik seslendirmelerle, çok değişik biçimlerde açıklanmış, yorumlanmıştır. tekin, çin-şu'daki hunca beyiti pulleyblank'ın yazı çevrimine göre şöyle okuyup yorumlar:
sûx-keh the-let-kanf buk-kok goh- thok-tang
sü:kä tılıkang bugukgu tuktang
(düşmana karşı) savaşa çıkın, buguk'u (liu yao) tutun!beyit küçük bir düzenleme ile şu biçime sokulur ve daha düzgün bir anlam kazanır:
sü:gg (i)ti tılıkanf bugukgı tuktang
'orduyu düzenleyip çıkın, öncüyü tutun!'
ibrahim kafesoğlu, çin yıllıklarında hiung-nu dilinden tanrı, kut, böri, il, ordu, tuğ, kılıç gibi sözlerin geçtiğini bildirir. bunların, türkçe'nin en eski dil anıları olduğunu söyler. hun sözünün 'insan' anlamındaki türkçe kun sözü olduğunu savunur.
hunca, türk dili sayılırsa, ki-ts'u ve dengizih sözlerine göre türkçe'nin 'z türkçesi' kolundan olması gerekir. bu bakımdan 'r türkçesi' kolunda sayılan bulgarca'dan ayrılır. birçok araştırmacı hunca'yı türk dili ailesinden kopmuş bir kol sayar. türk dillerinin gelişim evresinde bir aşama saymaz. doğu hunca ile yakutça arasında bağlantı kurmaya çalışır. ancak hunca ile bulgar, hazar ve eski çuvaş dilleri arasında bağlantı kurmak isteyen bilim adamları da vardır."
* et: eski türkçe
* omo: orta moğolca
devamını gör...