masa başı çalışan memurlar kesinlikle. sabah akşam yaptığı iş boş oturmak olduğu halde dünyayla kini bitmeyen bu asık suratlı insanlara allah yolumuzu düşürmesin işallaa.
varsayım yaptım da büyük ihtimalle başta hiç arkadaş gözüyle bakmamışımdır ama o arakadaş olduğumuzu düşünmüştür onu bilemem ben yine yürürüm. namımız yürüsün şekli… diğer türlü durumun düşüncesi bile bana ters geliyor. yakın erkek arkadaşlarım dünya ahiret bacımdır.
mevcut durumu değiştirecek en ufak bir adım da olsa bir şeyleri değiştirmek isterdim hayatımla ilgili. altüst olmuş gibi hissediyorum şu sıralar ve altı üstünden daha vasat.
üşüyerek… hatta üşümenin de ötesinde hiçbir şey yapamama hissiyle sanki hastaymışım gibi. normalde yaz mevsiminden nefret ediyordum ama bu kadar ani sıcaklık düşüşlerine de hemen adapte olamam ben yav. anneannemin lafına geliyoruz burada yani, insanoğlu nankördür…
çok normal bir durum. insanların alerjileri olabiliyor ya da en basitinden aynı evde yaşama düşüncesini reddedebilirler ama istememekten kasıt ya at ya sat gibisinden net ve sürekli bir tavırsa işte o zaman işin rengi değişir hocam.
geniş ve kişiden kişiye değişen bir süreci kapsasa da bence iki kişinin birbirini tanıması için gerekli bir aşama. karşılıklı olarak beklentinin sıfır olması ama yapılan en ufak olumlu davranışın haneye artı puan kazandırması da bir üst levela geçiş sağlar.
burada yapılan jestler, gösterilen tavırlar çok tatlı geliyor bana. ilişkilerde heyecanın en zirvede olduğu zamanlar. her şey toz pembe oh mis. erkeklerin adeta kadınları serengeti düzlüklerinde avlanılmayı bekleyen bir yavru antilopmuşcasına benimseyip tavlama çabaları bile tatlı geliyor ha öyle diyim. basit kandırılmaca oyunları.
“kolan bitince ayrılacağız... istersen kolanı bekle bitir git, istiyorsan bitirerek git al yanına ya da al git gittiğin yerde bitir. orası beni ilgilendirmez, ben hepsine açığım... hesabı da fifty fifty yaparız ya da sixty forty senin aleyhine yaparız. kabul etmiyorum mu diyorsun? ninety tenty benim aleyhime olsun, hiç önemli değil. ben hayatımda parayı bir kere bile sorun etmedim... 96 senesinde dayımın vefatında oldu bir kere masada 5 tl vardı dedim yenge ben bunla kola aldırayım mı çocuğa, yok dedi dokunma dursun allah kahretsin dedim masaya geri fırlattım 5 lirayı... hala daha görüşmeyiz... sen buraya açık bir kalple gelseydin cesurca seveceğini bana bakışlarınla belli etseydin ben anında dakikasında evi senin üstüne yapardım... ben bu kadar yürekli seven bir insanım. karşımda çırılçıplak kendini aşka soymuş bir sevda çiçeği ararken senin gibi bir beton yığınıyla karşılaştım. işte bu yaşadığım en büyük hayal kırıklığı...”
hala ezberleme aşamasındayım bazı satırları karıştırıyorum. işte ben böyle bir ruh hastasıyım… ama izleyin bi hak vereceksiniz bana. çok edebi geliyor metin baya üzerinde düşünülmüş adeta usta bir yazarın kaleminden çıkmış gibi.
dişleri çürütmez aksine diş minesini güçlendirir. yine de ikilemdeyseniz 6 ayda bir temizletmek yerine senede bir yaptırırsınız bu uygulamayı. dişleri cam gibi parlak ve keskin görünmesini sağlıyor. hastasıyız bu hissin.
ortalığı karıştırmaktan kasıt ne anlamadım ama gözlemlediğim kadarıyla istiyorlar ki evi arsayı onların üstüne yapalım, yolun yolumuzdur diyip baştacı yapalım ama yok öyle yağma… daha farklı extra şeyler istiyoruz. mesela pilavın üstüne ketçap mayonez veya yoğurt ekleyin, turşu suyunu falan için işte o zaman şansınız artar, kim daha marjinal yarışmasının galibi olabilirsiniz belki…
hostel film serisi (1-2-3)
allah’ın cezası film kaç gün uyuyamadım etkisinden dolayı. güya korku filmi diye açmıştık arkadaşlarla ama başta hafif erotizm devamında ise canlı canlı adam öldürme sahneleri vardı. çoğu sahnede zaten gözümü kapattım… kaslı yakışıklı biri yoktu ki sarılaydım şş tamam geçti deseydi aç gözünü deseydi xd
gün sonu kritiği yapıyorum kahve eşliğinde. öncelikle bu hayat beni whatsapp’tan durum paylaşacak duruma getirdi. sosyal anksiyetemi yendim ve başardım ulan. fena sarıyor bu arada beğeni geliyor cevap geliyor, minnoşlar yaa… ben artık bu yoldan devam. ayrıca yüksek gerilimli bi 5 dk yaşadım az önce, instagramda biri doğum yerimi öğrenmiş ve 5 araba 10 kamyon 8 deve çıktık geliyoruz yazmış. kardeşim kimsin sen beni nereden buldun allasen, bulduysan da unut gitsin o kadar önemli biri değilim var git yoluna yazacaktım da neyse dedim dalga gectim. dijital ayak izi önemli bir şey arkadaşlar dikkat edin izleniyoruz. az önce biri de mesleğimi sordu öğrendiğinde senden beklemezdim ahahah yazmış alsjxnw sanki konsum dedik anasınısatayım bugünde bir anormallik var, ilk defa kendimi başrolü hissediyorum hayatımın. herkes üstüme geliyor bir şeyler ortaya çıkıyor korkmaya başladım. kahvem de bitti sayılır uyumak ve unutmak istiyorum her şeyi.
önceden bu güruhu aşağılık vatan haini olarak gören, eleştiren insanlara hak verirdim. vay efendim senin nasıl görüldü bilgin ve son görülmen kapalıdır ingiltere prensi misin kendini ne sanıyorsun modundaydım ama artık zaman geçtikçe aynı tarafa geçtim onlarla.
öyle ki instagram’da bile okundu bilgim kapalı. mizah seviyesi yerin altında olan insanların reels falan göndermesi ve tepki beklemeleri katlanacağım en son şey olacak bu hayatta. sorarlarsa yoğunluktan bakamadım ki daha. bu olayın en güzel yanı herkes ben istediğim kadar varlar veya yoklar. insanların beklentilerine göre yaşamayı bıraktığımda hayat kalitem arttı bi 2-3 kat falan kadar.
tavuk dünyası diye okudum başlığı iyi değilim ben galiba ya kendimi çok aç bırakıyorum ya da tamamen bilinçaltımın oynadığı bir oyun bu bana. bu saatte hem de ciddi kararlar aldığım (boğazdan kısmak vs vs) bu dönemde kendime yakıştıramadığım bir hareket gerçekten. kapat telefonu bilgisayarı git kitap oku dizi izle kızım deli ettin kendini sen de iyice demek isterdim ama arkadaşımın doğum gününü kutlayacağızzz bu sürprizi bi tek siz öğrendiniz illaki birilerine söylemem gerekiyordu tutamam ben içimde hemen oyunu bozmalıyım o yüzden daha masumane bir şekilde buraya yazdım, sanmıyorum ki en yakın arkadaşlarımdan biri de normal sözlük yazarıdır… yani böyle bir ihtimalin varlığı bile seri tanım silip sözlüğe zarar verme isteği doğuruyor da yok yok kuruntuya gerek yok. evet egoist bir aslan burcu arkadaşım olduğu için hayat tarafından sırtımda extra yük olduğunu ve bunun mükafatını da çıkarsız ilişkilerle aldığımı belirtmek istiyorum yeterince boş yaptığım, konuyu nasıl bu raddeye getirdiğimi bilmediğim tanımımda.
bazen oldurtamazsın olur öyle diyip geçiyorsun ama hiç mi olmaz ya.. her şey mi cephe olur el birliğiyle oldurtmamaya çalışanlar mı var anlam veremiyorum. bazılarının elinin altında olan şeylere biz ne kadar çabalasak bile yetişemiyoruz anca yolu yarılamış oluyoruz.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.