kabizhipopotam yazar profili

"zattiri de zuttiri olsa" tarzı başlıklara ve zerre tanım içermeyen entry'lere sanki sözlük formatına ve kurallara uygunmuş gibi en ufak müdahale etmeyen, neye/hangi durumlara müdahale ettiği ve neye/hangi durumlara müdahale etmediği bilinmeyen ekip.

"normal sözlük formatı ve kuralları" diye bir başlık var, ondan haberdarım. oradaki her şeyi de okudum fakat moderatör arkadaşlar gerçekten bu kuralları dikkate alıyor ve uyguluyor mu acaba? yoksa kafalarına göre, tanıdığa veya tanımadığa göre mi davranıyorlar? bugün bilerek küfürlü bir görsel paylaştım ki ne yapacaklar acaba diye, baktım ki dakikalar içinde silinmiş. peki neden onca tanım içermeyen entry'ler silinmiyor acaba?

moderasyonun geri dönüşünü bekliyorum. geri dönüş yapılmazsa da sözlüğün kurucusuna ulaşacağım.

30 mart 1432 edirne doğumlu, 3 mayıs 1481 kocaeli ölümlü, babası ikinci murat, annesi âlime hüma hatun olan en büyük osmanlı padişahı.

diğer bilinen isimleri: "ii. mehmet", "2. mehmet". rumca, yunanca, arapça, farsça, latince ve italyanca bildiği söylenir. bilime ve sanata çok önem verdiği, bütün osmanlı padişahları arasında en entelektüel, en donanımlı, vatanını en çok seven ve en çok ileriye taşımak isteyen padişah olduğu bilinir.

ruhu şad olsun.

her sene 19 mayıs'ta kutlanan, türkiye cumhuriyeti'nin ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin resmî bayramı.

bu özel, güzel, neşe dolu gün için kısacık bir video yaptım: streamable.com/hqfdq2

kutlu ve mutlu olsun. iyi ki.

bugün (18 mayıs 2024 cumartesi) itibarıyla son sürümü "6.1" olan, samsung'un sadece kendi tabletleri ve akıllı telefonları için geliştirdiği bir yazılım yerleşimi.

6.1 sürümü, bundan birkaç gün önce galaxy a54 ve galaxy a34 için resmî olarak yayımlanmış. ben de bir galaxy a54 kullanıcısıyım fakat henüz yeni haberim oluyor. az önce de indirdim ve yükledim. bakalım stabil mi, iyi mi, kötü mü? kullana kullana, zamanla anlayacağız.

bundan bir önceki telefonum xiaomi idi, xiaomi'nin arayüzünü (miui) hiç sevememiştim. bu genel olarak hoşuma gidiyor. samsung, kalitesini belli ediyor.

basit gibi görünebilir fakat gerçekten günün birinde hayat veya hayatlar kurtarabilecek kadar önemli olduğunu düşünüyorum:

1990'ların ortası ile 2010'ların başı arasında doğan insanların dâhil olduğu kuşak.

ingilizcede "generation z" veya kısaca "gen z" denir. halk arasında bilinen ismi: "zoomer".

sosyal medyada sıkça denk gelinir, türkiye'deki eski kuşaklar (y, x vesaire), ülkenin bugününü ve geleceğini kurtarsa kurtarsa bu kuşağın kurtaracağını dile getirirler, bu kuşağı "süper kahraman" ilan ederler.

işte asıl trajedi veya ironi de bu noktada başlıyor. insana demezler mi "yahu sen insan değil misin? senin benden ne farkın var? neden bunları zamanında düşünmedin? madem bu kadar bilinçliydin, donanımlıydın, neden bu ülke bugün bu durumlarda? sen kendin bu ülkenin ilerlemesi, kalkınması, 'yaşanabilir bir ülke' durumuna ulaşması için ne yaptın ve ne yapmadın?" her birinin bu sorular karşısında bön bön bakacağına, her birinin, zamanında sayısızca torpil yaptığına, yaptırdığına, yapılmasına göz yumduğuna o kadar eminim ki... kime ne anlatıyorsun işte.

"helal olsun yav! bunlar yakında ateşi de bulurlar hatta tekerleği de icat ederler." dedirten bir gelişme.

günümüzde altının tamamen boşaltıldığı, laf olsun torba dolsun diye kurulan cümleler.

en klasiklerinden birisi: "nasılsın?"

sanki "kötüyüm." desen sıkıntılarını çözebilecekmiş gibi sormaları yok mu... çözebilmeyi bırak, umursamazlar, en ufak bir empati kurup seni anlamaya çalışmazlar.

"tarihte en çok kadını hamile bırakmış adam" olarak bilinen, 31 mayıs 1162 moğolistan doğumlu, ağustos 1227 çin ölümlü, moğol imparatorluğu'nun kurucusu ve ilk kağanı olan moğol hükümdar ve komutan.

doğum adı: temuçin. isminin ingilizcesi: genghis khan.

"tarihte en çok kadını hamile bırakmış adam" olarak bilinmesine karşın tek resmî karısı börte imiş. adam önüne gelene makine gibi saydırmış.

öyle ki hükümdarı olduğu moğol imparatorluğu; kuzey çin, moğolistan, orta asya'nın tamamı, harezm imparatorluğu ve iran'a kadar uzanmaktaymış. bu sınırların büyüklüğü ise yaklaşık 20-25 milyon km² (kilometrekare) imiş. inanılmaz rakamlar.

• yaya geçitlerinde araçların yayalara yol vermesi gerekirken yayaların araçlara yol vermek zorunda kalması

• kaldırımlara araba bırakılması

• alışverişlerde 1, 5, 10, 25 veya 50 kuruş para üstü kaldığı zaman sanki bu para müşteriye değil de galaksi dışından doğaüstü varlıklara aitmiş gibi davranılarak para üstünün müşteriye verilmek istenmemesi

daha o kadar çok var ki say say bitmez. şimdilik aklıma gelenler bunlar. tek kelimeyle açıklanır: "trajikomik".

doğası gereği sürekli bir şey yazmak, bir şeyi başkalarıyla paylaşmak isteyen canlılarız. "yazma" ihtiyacı, insanlığın başlangıcından beri var. işte bu ihtiyacı gidermeyi sağlıyor interaktif sözlükler. bu "interaktif sözlük" fikrini kim/kimler bulmuşsa da onları çok hatta pek çok hatta ultra mega çok kucaklıyorum (sevgiyle). suistimal edilmediği, amacına uygun kullanıldığı sürece harika bir şey.

8 aralık 1968 istanbul doğumlu yazar, oyuncu, senarist.

cem yılmaz'ın ağabeyidir. cem yılmaz; çok zorlama, ısmarlama, yapay gelirken bu adam hiç böyle şeyler hissettirmiyor. "kafa yapısı, mizah anlayışı, bakış açısı, doğallık" faktörlerinde kardeşi cem yılmaz'dan katbekat başarılı olduğunu düşünüyorum.

kafa tv youtube kanalı ile tanıdım. kendisini ekran önünde daha fazla görmek isterim.

şahsım da dâhil olmak üzere birçok kişinin muzdarip olduğunu düşündürten durum.

en azından özel mesaj yoluyla ufak da olsa bilgi sağlanabilir. yoksa bu şekilde duvara konuşuyor gibi hissediyor insan. eğer sözlük moderasyonu şikâyetleri umursamıyorsa entry şikâyet etme özelliği kalabalık görüntüden başka bir şey değil ve tamamen kaldırılsın.

17 aralık 1897 istanbul doğumlu, 26 şubat 1961 istanbul ölümlü, eski millî eğitim bakanı büyük insan.

osmanlı'nın, anadolu köylüsünü cahil bıraktığının farkına varmış, "anadolu'yu ayağa kaldırmazsak türkiye ayağa kalkmaz." fikrini benimsemiş, bu fikirle köy enstitülerini kurmuş ve yönetmiştir.

hayatı pahasına devletini koruduğu, milletini yüceltmek istediği ve atatürk'ü en iyi anlamış kişi olduğu bilinir.

ah bir de kurduğu o enstitüler kapatılmasaymış... her neyse. bu, gerçekten kısaca ve basit bir şekilde ele alınmaması gereken çok derin ve ciddi bir konu, belki de türkiye'nin en büyük kanayan yarası. aklıma geldikçe bile tüylerim diken diken olur, sinirlerim altüst olur, içimi koca bir hüzün kaplar. bunu sonraya saklıyorum, köy enstitüleri başlığına çok güzel bir entry gelecek.

iyi ki bu topraklardan "hasan ali yücel" ismi geçmiş. ışıklar içinde uyusun. bu vatan kendisine sonsuza kadar minnettardır. büyük saygı, sevgi ve özlemle.

hasan ali yücel konuşuyor, 1941, ankara: youtube.com/shorts/C6Icl5Ze...

"elinde olmadan yapanlar" ve "keyfine yapanlar" olmak üzere iki kategoriye ayrılan insan çeşidi.

maalesef birinci kategorideyim. çocukken de böyleymişim. sebebini/sebeplerini gerçekten ben de bilmiyorum, öğrenmeyi de istiyorum. ayrıca bundan kurtulmayı da istiyorum.

çok basit bir örnek: taze fasulye yemeğini asla etli yiyemem, etsiz, zeytinyağlı ve soğuk yerim. etli yapılsın, daha sonra etleri ayıklanıp önüme konulsun, yine yemem. etin bu yemeğe verdiği o tadı hiç sevmiyorum ve ister istemez ayırt edebiliyorum. etsiz ve zeytinyağlı olsun ama soğuk olmasın, yine bu şekilde de kabulüm fakat soğutma imkânım varsa mutlaka soğuttuktan sonra yerim. tavsiyedir. taze fasulyeyi bir de bu üçlüyü birleştirerek deneyin.

asya ile avrupa arasında köprü görevi gören ülke, ülkemiz.

celâl şengör'e göre, daha iyi bir türkiye için yapılması gerekenler:

1) atatürk, doğru ve iyi anlaşılmalıdır. onun yolundan uzaklaşılmamalıdır.

2) dogma fikirler, topluma zorla dayatılmamalıdır.

3) toplumu ayakta tutmak için nesillerdir gelenekleri ve bilgileri biriktiren bir kesim oluşturulmalıdır.

4) bir toplumun, toplum olabilmesi için öncelikle bir hafızasının olması gerekir. bu hafızanın olabilmesi için de toplumda elitler sınıfı ve aristokrasinin olması çok önemlidir.

5) "ben ustamı geçemem. ustamı geçtiğimi söylersem ayıp olur!" düsturu terk edilmelidir.

6) kapitalizmin olması şarttır. kapitalizmden, daha doğrusu rekabetten vazgeçen ülke çöküşe gider.

7) işçisini ve çiftçisini de koruyan bir devlet anlayışı olmalıdır.

8) her şey rasyonel olarak sorgulanmalı, geliştirilen tezler gözlemle kontrol edilmeli ve bunlar reddedildiği zaman hemen yerine daha kapsamlı ve daha yenileri geliştirilmelidir.

9) hepimiz ailemizi sevdiğimiz gibi vatanımızı da sevmeliyiz.

10) cehaletten mutlaka kurtulunmalıdır.

türkiye için:

• çocukluğundan beri aynı hükûmetin içinde yaşıyor olmak

• normal şeylerin anormal, anormal şeylerin normal olduğu, ahlaksızlığın, cehaletin ve liyakatsizliğin şakşaklandığı, hiç kimsenin hiçbir şeyi sorgulamadığı, okumadığı, araştırmadığı ama herkesin her b*** bildiği bir coğrafyaya denk gelmiş olmak

lev tolstoy'dan "insan ne ile yaşar?".

genel olarak hoşuma gitmişti fakat dinî öğretiler içermesi sebebiyle okumasaydım da olurdu.

(bkz: iki kişinin bildiği sır değildir)

2018 çıkışlı bir simge sağın şarkısı.

yine bu da orijinalini sevemediğim ama bir remix'ini keyifle dinlediğim şarkılardan sadece bir tanesi. anladığım kadarıyla galatasaray'a bahşedilmiş gibi fakat futbolla zerre alakam yoktur, takım bile tutmuyorum.

sözleri:

sonic35 - aşkın olayım (youtube)

sonic35 - aşkın olayım (deezer)