tarih biliminin en az bilinen yönü onun “tarih” dediğimiz geçmişle aynı şey olmadığıdır.hayat, ortaokul ve lise yıllarında öğretilen tarih şeritleri gibi ilerlemiyor. (aslında herhangi bir biçimde zaten ilerlemiyor!)
•
türkiye’de öğretilen çağ kavramı ve çağ ayrımlarındaki ölçüt ile başka ülkelerdeki ölçütler oldukça farklı olabiliyor.bizim istanbul’un fethi ile başlıyor dediğimiz çağı matbaa veya keşifler süreci olarak başlatan ülkeler de var, zamanın bu şekilde ayrılmasını saçma bulup “yüzyıl” kavramıyla işin içinden çıkan ülkeler de...
.
hemen her konuda isim verip “netleştirmeyi” seven bizler, içinde yaşadığımız zamana yeni isimler bulmayı çok seviyoruz.uzay çağı, teknoloji çağı ya da bilgi çağı...
.
sonuncusunun sebebi “bilginin artık her yerde olduğu” iddiası ve “ulaşılabilirliğinin” artması olarak gösteriliyor yani bilgide artış değil konu.buna rağmen bilgi çağı diyelim. diyelim de ulaştığımız bilgilerin ne kadar doğru olduğunu sorgulamadan, teyit etmeden, niteliğine bakmadan devam edersek bilgi çağı’ndan yanlış bilgi çağı’na girmemiz an meselesi.malum zaman hızla akıyor.
devamını gör...