michael haneke

avusturyalı yönetmen. bana göre yaşayan en büyük yönetmenlerden biridir.

iki yumurta. :) funny games filmi ülkemizde ölümcül oyunlar olarak gösterilmiş müthiş filmdir.

kafa yapısını kendi kafa yapıma inanılmaz benzettiğim avusturalyalı yönetmen.

rahatsız bir kafaya sahip bu adam. ve eminim kendisini sinema ile ifade etmeyi başaramasaydı bir şeylere ya da kendisine zarar verirdi. bu şekilde gerçekleşmesi hem onun hem de sinema severler için iyi olmuş.

haneke haneke'yi anlatıyor adlı bir kitap var kendisi hakkında türkçede.

tam cnbc-e’de ustalara saygı kuşağı reklamında, ismi dolu dolu söylenerek filminin tanıtımı yapılacak yönetmen. la pianiste ve das weisse band filmleriniz izlemişliğim vardır.

üstat, şeyh, pir, yüce insan, allah'ın sevgili kulu avusturyalı yönetmen, öz dedem.

sanatın her dalı pratik gerektirir sözünün sahibidir. en iyi öğreticinin kötü işler olduğunu söyler ki kendisini tv bünyesinde çalışırken en çok katlandığı şey kötü senaryolar okumakmış.
filmlerinin özetini de yine en iyi kendisi yapar: "filmlerimin çoğu suçluluk duygusu ve insanların bununla nasıl başa çıktığıyla ilgili". özellikle caché, das weiße band ve la pianiste'te dediği durum söz konusudur.

felsefe, müzik gibi alanlarda eğitim almıştır. schubert hastasıdır. operayla da hemhaldir ayrıca. babası da anası da oyuncudur lakin ki kendisi çoğunlukla teyzesinin yanında büyümüştür. gereksizdi biraz bu, kabul..

kendisi siyasi bir etki bırakmak amacıyla film yapmadığını söyler fakat yine kendi dediğine göre insanlarda böyle bir etki oluşup oluşmamasını iplemez.. auteur kafası herhalde. aslında konu itibariyle caché ve code inconnu kısmen siyasi filmlerdir. göçmenlik ve alt metninde tarihi bir meseleye değinen sosyolojik ve siyasi filmlerdir. yine ve yine kendisinin belirttiği üzere en büyük kaygısı karakterlerin psikolojilerini yansıtabilmektir. gerisi bir nevi teferruattır, her detay bu amaca hizmet etmelidir ona göre..

sürekli burjuvazi eleştiri yapıyor muhabbeti dönüyordu bir ara lakin ki saçma bir bakış açışı olduğunu düşünüyorum. adam görüp bildiğini filmliyor, gidip nbc-kasaba gibi bir film yapmasını beklemek hiç mantıklı değil. bilmiyor çünkü. ayrıca kendi de burjuva bir ailenin çocuğu özünde..

amour ve le temps du loup filmleri haneke'nin genel çizgisinden farklıdır. başta, genel çizgisinden farklı olup da amour'u en beğenilen ve en fazla ödül toplayan filmi, le temps du loup'u ise tam tersi konumda olması ilginç gelebilir fakat amour konusu itibariyle daha evrenseldir, le temps du loup ise daha spesifiktir. şaşırmamak lazım bu iki filmin haneke filmografisindeki konumlarına..

son olarak her filmi için:
(bkz: haneke huzursuz seyirler diler)

(bkz: 19 şubat 2022 beyoğlu sineması michael haneke gecesi)

haneke

1942 almanya doğumlu avusturyalı yönetmen.

bazı filmleri

°mutlu son.
° aşk.
° beyaz bant.
°ölümcül oyunlar.
 °saklı.
° kurdun günü.
 °piyanist.
° bilinmeyen kod.

filmlerinde modernitenin şekillendirdiği avrupa toplumunu temel konular üzerinden eleştirir. eleştirir ancak bu eleştiri oldukça yıkıcı, sarsıcı, gerçekçi ve acımasızdır. filmlerinde marksist esintileri çok net göreceğimiz haneke; tüketim toplumunun sonucu olarak gördüğü bireyin kendisine ve çevresine olan yabancılaşmasını, şiddete artan eğilimi, iletişimsizliği, manevi değerlerin kaybını ve medyanın toplum üzerindeki etkilerini kendine özgü anlatımıyla sunar izleyicisine. haneke'nin sinemasında aile izleyebilirsiniz ama bu aile mutlu, huzurlu, gündelik sorunları olan bir aile olmayacaktır. haneke sinemasında aşk da vardır ancak öyle amerikan rüyası tadında değil; aşkın insanı sarsan üzen yıkan tarafları tüm çıplaklığı ile yansır beyaz perdeye. bu aralar sanırım huzursuzluk verip tat kaçıran şeyler izlemek istiyorum, istiyorum ki aklıma haneke sineması geldi. neticede kimsenin kolayca ve içi rahat bir şekilde seyredemeyeceği filmler yaptığını da kendisi dile getirmişti.