kıvırcık ateş topu yazar profili

jonathan as the hammer
mjölnir’in doğru telaffuzu için

mutant sivrisineklerinin olmasına ve yazları aşırı sıcak geçmesine rağmen üniversiteyi kazanmak istediğim şehir *. ailem sayesinde küçüklüğümden gidip geliyorum fakat çok da gezebildiğim söylenemez *. yaz tatillerinde de keşan ve enez’de de takılmak durumundayım. hoş bir il doğrusu.

müslüm gürses’in bir şarkısıdır.

“ zaaflarına bir gece
hatalarına bir nilüfer
sevgisizliğine bir kalp verdim
artık geri ver.”

benim bu şarkıyı keşfetmem yaşlı amca adlı grubun coverı sayesinde gerçekleşti. orijinalini de coverını da çok beğenerek dinlerim ki bir ara sürekli dinlerdim.
yaşlı amca’nın coverını dinlemek isterseniz.

çıkar ilişkisi başı çeker.
bir işi de ikimizin çıkarı olmadan yapamayız. ben onun kulaklığını alacaksam o da benim tişörtlerimden birini giymek için sözünü alır,o bana bir şey öğretecekse parasını bile alır *.

evde olmadığında korkutan sessizlik var tabii. sanki bir yerden fırlayacakmış da beni korkutacakmış gibi gelir hep *.

kendime aldığım şey ya da bana alınan şey ayrıca onundur da. alınmadan önce göz koymuştur ona *.

yediğimiz fırçalar bile aynıdır. birimiz bir şey yapmasak bile ikimiz de yeriz o fırçayı istisnasız.

j.k rowling tarafından yazılan fantastik konulu kitaptır ayrıca bir film serisidir.

tüm seriyi bir kez okumuş olsam da filmlerini birçok kez izlesem de harry’i hiç sevemedim hiç. vereydiniz oradan bir marauders daha iyi olurdu yahu. o zamanlarda yaşanan savaşı,hogwarts’ı doğru düzgün görmek çok hoş olabilirdi. tabii castinde aaron taylor johnson ,ben barnes görmek daha güzel olurdu.

neyse,mektup beklemeye devam*.

anahtarlık,hemde pinokyolu! yaz tatilinde arkadaşım gittiği yerden getirmişti sanırım. biraz kırıldı ama olsun, kaybedene kadar kullanacağım. *

shostakovich|waltz no.2
paganini|caprice no.24
rachmaninoff|piano concerto no.2

“said you needed this heart then you got it, turns out that it wasn't what you wanted.”

tekrar tekrar aynı hatayı yapmaktır.

bırakın sevdiklerinizin adını unutmayı çiğnemeyi,tuvalete gitmeyi unutturan bir hastalık. yani benim dedem için böyle işlemişti.

bir trafik kazası sonucunda çıktı hastalığı. yaşı dolayısıyla hem alzheimer hem de trafik kazasının sebep olduğu ağrılardan muzdaripti. hastalığı ilerlemediği zamanlarda ezan sesini duymak için sabaha kadar uyanık kalırdı ki hastalığının devamında bu alışkanlığı devam etti,babaannemi uyutmaz oldu. sık sık yere düşmeleriyle ve bayılmalarıyla çok korkuttu. daha sonra da felç geçirdi. şu korona döneminde krizleri yüzünden hastaneye birçok kez kaldırıldı,neyse ki bir şey olmadı. sadece olan zarar dedeme değil babaanneme de oldu tabii. depresyon ilaçları kullanıyor,sanırım tek mutluluğu çocuklarının ve torunlarının onu ziyaret etmesi. en azından annem öyle diyor. yani anlayacağınız öyle ‘kötü olayları unutmak harika.’ deyip geçmeyin. bir insanın gözlerinizin önünde eriyip gitmesine şahit oluyorsunuz.

günün hangi saati olursa olsun alarm sesidir. duyunca bir içim gidiyor,yüzüm gözüm yamuluyor.

henüz kedi sahiplenmedim fakat kedi ya da köpek sahiplendiğimde yoda kesinlikle koyacağım isimlerden biri. hatta süpürgeye koyacaktım da uzun bir tartışmanın ardından r2-d2 koyduk işte.

gülseren budayıcıoğlu’nun yazdığı bir kitap ayrıca başrollerinde burcu biricik ve feyyaz şerifoğlu’nun olduğu dizidir.

youtube’ta birkaç kesitine denk gelmiştim bu dizinin sonra da merak ettim kitabı tabii. bir youtube kanalı var,kanalın sahibi gülseren budayıcıoğlu’nun kitaplarını özetliyor,açıklıyor. yanlış bilmiyorsam hanımefendi sosyoloji mezunu. birkaç kez de önüme çıkmıştı. meraktan açıp dinledim hikayeyi.gerçekten ilginç bir hikaye ve bence bu iyi anlamda da değil,bayağı kötü bir hikaye. içerdiği sapkınlıklar bir televizyon dizisine,özellikle küçüklerin bile erişebildiği kanallara uyarlanabilmesi çok üzücü. daha da ilginci kitapta olmayan abartı eklemeler. kırbaç,korse gibisinden detayların fazla olduğunu düşünüyorum. tabii,diziyi izlemeden kitabı okumadan eleştirmek ne kadar doğru muamma fakat nalan’ın * ailesi ile ilgili olan sırrının ne kitaplarda işlenmesini ne de dizilere konu olmasını destekleyemiyorum.
kitabın özetini dinlemek isteyenler için

en yakın arkadaşım,her şeyimi paylaştığım insandır ve paylaşmaya devam etmek istediğim kişidir kendisi. şımarıklığımı ona yapar,içimi sadece ona dökerim. üzüntülerimi,mutluluklarımı en iyi o bilir. ne kadardır birbirimizin en yakın arkadaşıyız ne kadardır tanışıyoruz şaka maka unuttum ben.

kendisi burada neyse gerçekte de öyledir,ondan emin olun. kafasına koyunca yapamadığı şey olmaz onun. inatçı,duygularını doruklarda yaşayan biridir. söyleyeceklerini sakınmaz,iyi kötü her şeyi söyler. anaçtır gerçekten,bazen annem kadar ilgilenir benimle. hatırlıyorum da beni ağlatan bir olayda içeriye herkesi dövecekmiş gibi girmişti.hatırladıkça çok komik geliyor. geleceğe dair planlarımın içinde hep yer alır,alacağını da umuyorum *

evet,sonunda çok beklediğin *doğum günün geldiii *! iyi ki doğdun,iyi ki varsın. umarım hepimizi güldüren gülüşün dudaklarından eksik olmaz. seni çok sevdiğimi bil. nice mutlu yıllaraa ❤️. *

tracy chapman&eric clapton|give me one reason
*

karanlıkta duvara kafamı geçirme fobisi. *
odama giden koridor uzun bir koridor ve herkes o sırada odalarına geçmiş,her yer karanlıktı. bende mutfaktan odama yürüyordum ve aynı anda babama laf yetiştirmeye çalışıyordum. tabii küt diye geçirdim kafayı duvara *. o gün bugündür karanlıkta yürüyorsam kafamı hep geriye çeker duvarlara dokuna dokuna yürürüm.

friends,o arkadaş ortamını deneyimlemek isterdim.

iki arkadaşımı karşılaştırmak.* iyiye yücelttiğim arkadaşım bir gün karşıma geçip “senin bundan sonra ne yaşayacağın beni ilgilendirmez.” gibisinden bir söz söylediğinden beri pişmanım ki bunu söylemese bile yine de pişman olurdum. bu sözleri dile getirdiğinde onunla karşılaştırdığım diğer arkadaşım da yanımdaydı ve o da üzülmüştü bu lafları işittiğim için. bir daha asla yapmam,yapılmaması gereken bir şey bu. *

allah deyin,kur’an deyin buyrun artık türkiye’de bir siyasetçisiniz.

ayrıca,insanların yaptığı siyaset * takım tutar gibi parti tutmaktır. ideallerine,hedeflerine,değerlerine asla bakılmaz partilerin. tüp sırası denilince sular durur,kullandığınız telefon markası da iyiyse zaten iyi yönetiliyor olursunuz.

ani bir fikirle iki gündür yapmaya çalıştığım eylem. az çok çalmayı biliyordum da bazı akorlara basarken temiz ses çıksın diye parmaklarımı mahvettim. * özellikle akordan akora geçiş yapmak aşırı zorladı. bir de gitar çalıp şarkıyı söylemek de zor. ritim tutacağım diye şarkının sözleri kaçıyor,şarkıyı söyleyeceğim diye ritim kaçıyor. gitar çalabilene büyük saygım var.