lesjolie yazar profili

lesjolie kapak fotoğrafı
lesjolie profil fotoğrafı
rozet
karma: 441 tanım: 31 başlık: 0 takipçi: 15

son tanımları


anın fotoğrafı

asım <3
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cahil birini dinlerken akıldan geçenler

ben acaba kimlere neler konşurken böyle göründüm diye düşünüyorum, içim sıkılıyor.
devamını gör...

birini ittiysen kime tutunduğuyla ilgilenmeyeceksin

ne bu, facebook 2006 mı?
devamını gör...

yazarların çektiği ağaç fotoğrafları

bodrum torba. hashtag işaretleri takip et.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir tweet görseli bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarların en ünlü etkileşimi

ajdar ve bal dök yala nurcan’la whatsapp görüntülü konuşma. şakasız.
bi de çocukken halamın safiye soyman’a duyduğu amansız aşkın itici gücüyle sahneye fırlatıldım. tabii safiş beni hemen kucakladı sarıldı falan… abiyesinin pullarını ve parfümünü hâlâ hatırlıyorum.

bunlar…
devamını gör...

sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normalleşmiş garip olaylar

bin liranın yüz lira olması.
devamını gör...

dedesi sandığı adamın babası çıkması

annesi öldüğünde cenazeyi almak için morga giden kız, annesinin erkek olduğunu öğrenmişti. (bkz: handan ç) bu öyle çok sarsmadı beni yani şundan sonra her şeye okeyim ben “olabilir, ne var” şeklinde geçiyorum.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından tavsiyeler

klozette otururken aklımızdan geçenler; yenen haklara beddualar, hoşlandığın ve hiçbir emare yokken onun da senden hoşlandığını düşündüğün kişiden gelmeyen adımlar, artık toparlanmalıyım başlıklı öz eleştiriler, muhatapsız “ben bu değilim” başkaldırıları, o diziye de devam edeyim kaldı öyle hatırlatması, şurdan kalkınca diş fırçalayım da aradan çıksın bari sorumluluğu, acıktım mı acıkmadım mı acıktıysam bu saatte yenmez gidince hemen uyuyayım bilinci ya da aman üç günlük dünya yemek söyleyim boşvermişliği, bu nereye kadar böyle gidecek, böyle devam edemez, hep böyle mi olacak endişesi olmaması gerek. dümdüz oturuyor olman gerek orada. sadece oturuyor olman gerek, bu kadar. tuvalette de hayatın hakkında endişelenmeyiver yani. orada bari sal.
aklı yerinde bi insanın tek düşüneceği tuvalet kağıdı, taharet musluğu belki biraz bu kadar gaz olmaması gerektiği falan olmalı o esnada. en olmadı “ne gaz yaptı acaba” sorusu olsun hadi.
çünkü bundan fazlası hiç öyle zannedildiği gibi en iyi fikirler tuvalette çıkar falan olmayacak. ikinci sorudan sonra frene basıp ortamın getirdiği mevzuya adapte olman lazım. bütün gün yapamadığını orada yapamaya kalkma yani.
devamını gör...

uzun tanımları kimse okumuyor

sen oku diye yazılmıyorlar zaten.
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
“sen doğru ol eğri belasını bulur” düsturunu hayatına şiar edinmiş ana karakterlerin bir yığın tetikleyici silsilesine maruz kaldığı halde mağduriyet pelerinini sırtına bir an olsun geçirmeden haklıyken suçlu olmamak için nasıl direndiğini, bu saygı değer tahammülün ve “bozmamak” için gösterilen çabaların sonunda delirmemek için ne denli bir kötüye dönüşebileceğini ilmek ilmek işleyen kriminal bir komedinin son sahnesi olsaydı keşke

hayat bu malum…
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

herhangi bi sıkıntınla ilgili sustukça ve kimseden hiçbir şey beklemedikçe sen hariç herkes tarafından konuşuluyor. ama hani konuşcak konu olsun, ağzı boş kalmasın ve kendine has bir “seni düşündüğümden” kılıfında tahakkümle aslında “akıl” versin. yoksa derde derman olmak değil niyet. fiilen derman olmak değil bu bahsettiğim bu arada -ki zaten kim kaybetmiş de bulcan onu- öyle çözüm üretmek adına bi fikir alışverişi falan hiç değil. sadece bazen söylenen bi cümle bile bi ağırlık alır, yılgınlığına bi omuz verir ve bu o an için bile olsa iyi gelir ya hani, bu kadarlık bir derman olmaktan bahsediyorum. yok ama olur mu, bi adım ötesine geçmeden, üstünde tepinmeden, ağzına sıçmadan durur mu hiç? asla. üstelik senin dertleşmek üzere bi hamlen yokken oluyo bu ama nasıl oluyosa kendini çaresizce yere bakıp kafa sallarken buluyosun. hele bi de “boşver, takma” vs serpeleniyosa aralara komple sıçtın çünkü onun devamı “seninki de dert mi!!” şeklinde bir siktir edişle kendininkine geçip kitlemek oluyo… hiç istemeyeceğin iki şey aynı anda çullanıyo üstüne; hem yüzüne yüzüne parmak sallandı durduk yere, hem de seninki sana ağırken asla umrunda olmayan başka bir dertle boğuldun. ve bu ikisinden de alabileceğin sana kalcak hiçbir halt yokkk.
sonuç olarak hem bu esir alınmanın hem de sana çökülmesinin önüne geçecek bizzat kendim bulduğum, deneyerek geliştirdiğim ve çalıştığından emin olduğum tek bir yol var; zincirleme dert anlatmak. öyle bir alcaksın ki ele o tam ahkam kescek gibi olurken “dur ya bunlar ne ki sen asil şeyi bilmiyosun” deyip bambaşka bi sıkıntını anlatmaya başlıcaksın, o tam o konuya hakim olmaya başladığı anda “yaa laf lafı çok açcak ama şimdi anlatcağım şeyi kısa bi geçmezsem bunu da anlamıcaksın” diyip çok ayrı bi olaylar silsilesine geçceksin ama en başına… o kafası olcak elli altı. bi daha değil geviş getire getire parmak sallamak “nasılsın” demeye korkcak. çok çok havadan sudan, gündelik işten güçten, yok nolcak bu memleketin hali, havalar da bozdu esmese iyi aslında seviyesinde kalcak muhabbet. saldırının dozuna göre kafa selamı verip yoluna da bakabilir gördüğü yerde o tercihe kalmış artık.

not: bahsi geçen kişiler sizi önemseyen, seven en yakınlarınız değil elbette, niyetsiz tanışıklar sadece. gerçi bilemiyorum akraba falan da olabilir belki bu kısmı biraz kişisel.
devamını gör...

yakın arkadaşın evlenmesi

derdi beni de tutan kaoslu aşk hayatının sonuna geldiğimiz için düğünde herkesten çok ben oynadım. bir an oturmadım. olacaklardan habersiz sahte zaferimi kutluyodum. eğlendim, coştum; halaylar, serdar ortaç’lar ankara havaları romanlar ne ararsan.. ama noldu? bu sahte zaferimin mutluluk sarhoşluğu çok kısa sürdü. artık önümde kaoslu yepyeni bir ilişki değil evlilik vardı. karşımda kinle dolmuş pırıl pırıl parlayan bir çift değil, iki çift göz duruyordu derdini kederini, hırsını öfkesini anlatan. yani bazen kaçamıyorsun, bazen olmuyor.
devamını gör...

gibi (dizi)


iletişemeyen insanların iletişmek zorunda kaldığı bir ortamda iletişim köprüsü(?) olmanın bedeli tam olarak bu ağlama krizleri, sigarayı köklemek, altına sıçmak, yüzünden kanın, gözünden ferin çekilmesi ve en son aklını kaybetmek, evet. altıma sıçmadım, adam da vurmadım ama ilaçla uyuyacak raddeye geldiğim, hayatın nefes almaktan başka bir anlamı olmadığına, sadece bunun için dünyada olduğuma ve görevim bitince çekip alınacağıma inandığım çok uzun günlerim haftalarım oldu. hatta hâlâ çoğu zaman… bundan sebep; “ne saçma bölüm, bok gibiydi, böyle dizi olmaz olsun, mimik kımıldamadı, yüz dinlendirdik göt beklettik allah da şu kepazeliğin karşılığını göstersin size” şeklinde yorum yapıp geçebilecek kadar bölümle ilintili yaşanmışlığı olmayan biri olsaydım da metin'in metin olamadığı anlarda ağlayacak gibi olmasaydım keşke. geçmiş olsun metin, allah bir daha yaşatmasın. [[spoiler]] “bu ev benim kopenhag' da yaşayan berrin teyzemin evi. berrin teyzem benim yurtdışında yaşayan son varlıklı akrabam. başka bedava ev yok bize.” bakın bu bi veda. kesin son sezon bu sezon :( küçük bir ihtimal olarak; 7. sezonda kirada hayata tutunma çabalarını izleyeceğiz şeklinde yorumlamak istesem de bunu söylerkenki o iç sıkılmasını aldım ben. hani böyle aşk dizilerinde ayrılmak istediğini bi türlü söyleyemez ya sevgilisine, ağzının içinde geveler, saçmalar… öyle küflü paslı bi çivi vardı o cümlede. ya da belki hep “yok çok yakından haber aldım, yok yukarıdan bilgi geldi, bitecek, son sezon bu sezon” gibi mesaj atanların vesvesi de olabilir bu benimki bilemiyorum. [[/spoiler]] [[spoiler]] not: evet metin iletişim köprüsü olamadı belki, ama olabilseydi yılmaz'a değil kendine sıkmak isterdi. tek fark yapamazdı. [[/spoiler]]
devamını gör...

sözlük yazarlarının şu an hissettiği duygu

nasipsizlik. çok bi nasipsizlik var. genel bi nasipsizlik hakim.
bin nasipsizlik bir müsibetten evladır yine de…
devamını gör...

sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller

hayat ve ben. penguen ben.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anın fotoğrafı

ve sen değişmek; heyhat, şu yılgın ruhlarımızın kibirli ama zavallı uykusunda yaşayan canlı tek şey, bi yere varıyomuş gibi görünen çırpınışlarda akıp gitmeye heves ve kötünün tahakkümüne ona benzemeden karşılık verebilmek için soğuk bir omuz, bir yaşlının aniden soktuğu laf ya da en sarkastik duygularla sarılıp öptüğünde yanakta kalan tükürük zerresinin verdiği iç daralması, içten bir yarenlik, histerik kahkahalar ve epeyce yol. allah karşılığını göstersin…
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kocasına şeyhim diye hitap eden kadın

türk kahvesini içerken robot süpürgesini çekip “katya çalışıyor” caption’lı story atar.
herkesin gözü onun kocasındadır ama tapusu ondadır. sizinle eğlenmiştir onunla evlenmiştir. çek bebeksi tenimi çek şeklinde kemçirirken kına gecesi videosu vardır. yatak odasında ve salonda mesirelik yerde kocasıyla cilveleştiği love yazılı dış çekim fotosu asılıdır. mutfak duvarında da ye, dua, sev, şükret vs yazıları döşelidir. yatak başı kapitoneli, salonu gridir.
katya demiş miydik?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarlara ait gökyüzü fotoğrafları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim