lost soul yazar profili

lost soul kapak fotoğrafı
lost soul profil fotoğrafı
rozet
karma: 7038 tanım: 585 başlık: 218 takipçi: 65
blazor ile şahsım tarafından geliştirilmiş url kısaltma sitesi: tr1.in

son tanımları | başucu eserleri


fullmetal alchemist brotherhood

#3654180 her iki serisini de parça parça izleyen birisi olarak brotherhood serisini daha çok sevmiştim. bu seri mangaya sadık kalmıştır. fullmetal alchemist ise mangaya yetişince devamını kendisi yazmıştır. galiba ilk 25 bölümü brotherhood ile aynıdır ancak bölüm sıraları farklıdır.

ancak vakti olan var ise hem 2003 olanını hem de bu seriyi izleyebilir.

daha güzeli ise her iki seride de olan bölümlerin listesini çıkarıp bunların dışında kalanları belli bir sırayla izlemek olur sanırım.
devamını gör...

fullmetal alchemist

2 seriyi de parça parça ve ara vere vere izledim. sanırım ilk brotherhood ile başlamıştım veya bitirmiştim.


benim ilk izlediğimde (sanırım brotherhood) father baş kötüsü (bkz: the dwarf in the flask) var idi. ancak bu seride sanırım o yok. yerine baş kötü olarak dante var.
bi ara 2 farklı seri olduğunu fark etmeden tekrar başlayayım dedim. kaldığım yerden açtım bir de ne göreyim kilise/papa bölümü yeniden oynuyor. "noluyoruz ya!" diye mal mal bakmıştım. sonra biraz daha ileri sardım, ne göreyim edward'ın kolu geri gelmiş ve almanya'da bir trende uyanmış mal mal etrafına bakıyor. sinir olup geri kapattım.

meğerse bu seri, manga'ya yetişince yönetmen devamını kendisi yazmış. brotherhood ise manga'ya sadık kalarak yeniden yapılmış ve devam etmiş.

şimdi çetcipiti'ye sordum derin, karanlık, felsefi bir seri izlemek istiyorsan bunu ize yoksa brotherhood'u izle dedi. ne yani?! brotherhood'da derinlik, felsefi sorgular yok mu? -bilen varsa turunculandırsın :)-
devamını gör...

mushoku tensei

az kalsın bir youtuber yüzünden izlemekten vazgeçecekken şans verdiğime beni pişman etmeyen,
isekai türünde light novel serisinden uyarlanan animedir kendisi.

sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, bazılarının iddiasının aksine şimdiye kadar izlediğim animeler arasında en masumudur. one piece, bundan daha erotiktir.

şimdiye kadar 2 sezon (4 parça halinde) çıkmıştır. devamı gelecektir ama gelmese bile 2 sezon, yeterince tatmin edici bir şekilde ilerleyip tamamlanmıştır.

konuya gelecek olursak 30'unu geçmiş bir neet (binlerce animede olan bir şekilde) kendisine araba çarpması sonucu hastanelik olur kısa bir süre de ölür ve gözlerini fantastik bir dünyaya bebek olarak açar.

ruhsuz bir şekilde tek cümleyle böyle açıkladım ancak aslında binlerce animede olan şekilde başlayan bu animenin başlangıcı bile diğerlerinden farklı bir şekilde eşsizdir. ve hikayenin ilerlemesi de oldukça dengeli, tutarlı ve kalbe dokunan türdendir.

mesela bu türdeki animeleri izleyenler bilirler ki kahraman yeni evrende gözlerini laps diye açar hızlı bir ne oldu ne bitti açıklaması sonra ver elini macera.

evet, bu evrende de geçiş iyine hızlı sayılır ama birazdan bahsedeceğim bir süreç var.
o zaman animenin konusunu yine ele alalım. bahsettiğimiz bu neet evinden, odasından çıkmayan ve artık kendisine zerre kadar saygısı olmayan boş zamanlarını porno (muhtemelen pedofili) izleyerek geçiren birisidir. öyle ki anne babası vefat ettiğinde cenazelerine dahi gitmemiştir.

bu arkadaşımız (animesinde tam net değil ama mangasında daha net galiba) birilerini kurtarmaya çalışırken araba çarpar ve hastanelik olur. sefil hayatının bitmesini sorun etmemiş bir halde etrafında konuşan doktor ve hemşireleri dinlerken konuşmaların arasına zaman zaman anlamadığı başka bir dil girer ve arada bir görüşü değişir ve başka görüntüler görmeye başlar.

derken bir anda kendini başka bir yerde bulur. başında bir kadın ve erkek heyecan ve mutlulukla ona bakmakta ve daha önce hiç duymadığı bir dilde konuşmaktadır. başta ne olduğunu anlayamaz, cevap vermeye çalışır ama cevap veremez. sonra bir bebeğin bedeninde olduğunu fark eder.

evet ölmüştür ve başka bir yerde bebek olarak bebek olarak doğmuştur. acaba hangi ülkede doğdum diye etrafta olan biteni anlamaya çalışırken birden bulunduğu yerin büyülerin ve fantastik türlerin olduğu bir evrende olduğunu fark eder.

çoğu diğer isekai türlerinin aksine burada karakterimizin bebeklikten itibaren gelişimini görüyoruz. bir bebeğin bedenine sıkışmış 30 yaşında bir yetişkinin zihninin buradaki "katlanma" ile başlayıp "gelişme" ile devam eden serüvenine tanık oluyoruz. karakterimiz diğer evrendeki travmalarını da bu dünyaya taşımıştır. başlangıçta adeta bir oyunda gibi hisseder. annesine de babasına da tam anlamıyla bağlı değildir ancak zamanla bu hayatın kendisini içine çekişine tanık oluruz.

bu anime bir çok şeyi güzel ve bazı şeyleri ise farklı işlemektedir. mesela ilk sezonunda giriş müziğiyle beraber intro kısmında havada hoplayıp zıplayan, dans eden tipler yerine, karakterlerin o bölümle ilgili gündelik hayatlarına şahit oluruz.

yine anime, 30 yaşındaki bir pisliğin bir bebeğin bedeninde iken zihninden geçen fantezileri işlerken bunu diğer animelerin arkasına sığındığı abartılı vücut ölçülerine sahip aptal kadınlar ya da kuş kadar elbise ve dekolteler klişesini kullanmadan yansıtır. ama öte yandan kadın erkek ilişkisindeki dinamikleri tüm gerçekliğiyle insanın yüzüne çarpar.

bir şey rahatsız edici olmalıysa rahatsız edici bakışlarla bunu yüzünüze vurur. bunu, sizin için çekici bir hale getirmez.

bununla birlikte karakterlerimizle birlikte kaygılanırsınız, onlarla beraber öfkelenir onlarla aynı evreni paylaşıp onlarla birlikte ağlar onlarla birlikte sıcak bir yuvanın içinde yaşayıp rahatlarsınız.

yeni sezonlarını merakla beklediğim ve bu ölçüyle devam etmesini umduğum güzel bir animedir kendisi.
devamını gör...

doblo denildiğinde akla gelenler

(bkz: maganda)
devamını gör...

ateist oldum şimdi ne yapmam gerekiyor sorusu

#3639441
devamını gör...

biz bir aileyiz diyen patron

bizim patron değildir. kendisi "biz bir aile değiliz işletmeyiz" demektedir. ancak eklemektedir. çalışanlarım mutlu olursa verimli olur, verimli olursa ben de mutlu olurum.
devamını gör...

milletvekili

gönderide de belirtildiği gibi aslında az harcayan, tutumlu, mütevazı insanlardır. biz, halk olarak onlardan daha çok para harcamaktayız.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarından ingilizce mizah paylaşımları

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

izmir'de atılan meydan dayağı

buradan

izlerken böyle var ya bir deşarj oldum. kendim dövsem böyle rahatlamazdım. gece gece istem dışı bir ohhhhhhh çekişim vardı. o keyifle nasıl bir enzim salgıladıysa vücudum, ağrı sızı her şey gitti bir anda.
devamını gör...

yazarların betimleme denemeleri

bir film bir sahnesi ile başlıyorum. umarım başlığın altına güzel şeyler doluşur da okuruz.

genç kız, dümenin önünde, elindeki eski defterde yazan notları dikkatle inceleyip o notlar ile gökyüzündeki yıldızların konumlarını anlamaya çalışıyordu. bu sırada gemi kaptanı olan korsan hector barbossa, kızın arkasından yanaştı ve
"onu nereden buldun küçük hanım?" diye sordu.

genç kız ani bir refleks ile defteri göğsüne bastırdı. belli ki defter kendisi için çok önemliydi. sadece bilgilerin saklı olduğu bir defter değil, ayrıca kendisi ile geçmişini bağlayan bir köprü, belki de çok sevdiği birisinden kendisine kalan bir hatıra idi.

endişeli bir şekilde hector'un yüzüne baktı.
hector devam etti.
"bu defteri biliyorum... yıllar önce bir italyan gemisinden çalındı."

"çalındı mı?!" dedi genç kız şaşkın bir şekilde. "hayır, karıştırıyorsunuz!"

hector, "yanlış hatırlamıyorsam kapağında bir yakut vardı" derken genç kız defterin kapağına, yakutun olması gereken boş çukura baktı.

"bunu bana babam verdi..." dedi genç kız. yakutu cebinden çıkarıp gösterdi ve "belli ki o da bilim insanıydı" diye devam etti. tam o sırada hector'un sinir bozucu kapuçin maymunu jack, yakutu kızın elinden alıp uzaklaştı. kız hemen öne atıldı almak için ancak hector, elini dümenin üzerine koyarak kıza engel oldu ve alaycı bir şekilde;
"belli ki baban basit bir hırsızmış" diye cevap verdi. bu cümle, peşi sıra suratına inen bir tokadı getirecekti.

"babamın hatırası bir korsanın sözleri ile lekelenemez!" diye öfkeyle bağırdı genç kız. korsan'ın yüzünde ne şaşkınlık ne de öfke vardı. sadece sanki, bu tokatın geleceğini biliyormuşçasına alaycı bir gülüş hakimdi.
genç kız, defteri göstererek; "bu günlük doğuştan benim! yetimhanenin merdivenlerine benim için bırakıldı. üstünde sadece adım yazıyordu, o kadar..." diye devam etti söze.

hector merakla "demek yetimsin... seni ne diye çağırıyorlar?" dedi.

"adımı en parlak kuzey yıldızından aldım..."
bunu söylerken babasının hatırasını şefkatle okşuyordu.

az önceki gülüş silinmişti hector'un yüzünden. şaşkınlık ve heyecan almıştı yerini. ancak bunu gizlemek için büyük bir çaba sarfediyordu.
"carina o zaman" dedi, bir yandan da kızın yüzüne dikkatli bakarak.
"carina smyth" diyerek tamamladı genç kız. "demek yıldızları biliyorsun?" diyerek devam etti alaycı bir şekilde.

hector, carina'nın gözlerinden gözlerini ayırmadan "ben bir kaptanım!" dedi. yüzünde şaşkınlık, dehşet ve merhamet aynı anda beliriyordu. neyse ki carina o sırada hector'un aksine, uzaklara bakıyordu ve bu şaşkınlığa tanık olmuyordu.

hector yavaşça başka yöne döndü ve sonra ilerlemeye başladı "eve gitmek için hangi yıldızı izleyeceğimi bilirim!" diye bağırarak yürümeye devam etti.

zorlukla yürüyordu... ama sebebi tahtadan olan bacağı değildi. nefes almakta zorlanıyordu. dümenin olduğu yerden aşağı doğru inmeye çalışıyordu. adeta kaçıyordu carina'dan.

geminin arkasına doğru ilerlerken güç bela nefes alıyordu. yüzlerce maceralarının birinde kelimenin tam anlamıyla ölüp, büyüyle tekrar hayata döndürülmüş olan bu korsanın yüzünden, en korkunç düşmanlarla bile karşılaştığında oluşmamış bir dehşet okunuyordu. dünya adeta dar geliyordu barbossa'ya. bir adım diğerini izlerken sanki dünyanın en zor işini yapıyordu. geminin vardavelalarına yanaştı. arkası herkes dönük vaziyette güçlükle ayakta duruyordu.

cebinden, kuzeyi değil de sahibinin en çok arzu ettiği şeyi gösteren lanetli pusulayı çıkarıp baktı. pusula carina'yı gösteriyordu. dönüp uzaktan carina'sını izledi. yıllar önce, daha bebekken yetimhaneye bıraktığı carina smyth, yaşadığını bile bilmediği öz kızı, karşısında duruyordu.

o anda dünyadaki her şey, tüm arzuları arka planda kalmıştı. daha birkaç saniye önce var olduğunu öğrendiği kızı, biricik carina'sı onun en çok arzuladığı şey olmuştu.

bu düşünceler içerisinde iken yelkenli direğine iple bağlı olan jack sparrow'un sinir bozucu sesi duyuldu uzaktan.
"smyth mi?!.. smyth çok sıradışı bir soyisim."
o mağrur kaptan barbossa, suç işlemiş bir çocuk edasıyla hızlıca jack'e doğru ilerlerken bir yandan da "şşş, şşşt" diyerek susturmaya çalışıyordu.
sparrow: "bir zamanlar smyth diye birini tanımamış mıydık?"
barbossa: "kapa çeneni!"
sparrow: "neydi adı?... dilimin ucunda"
barbossa kılıcını çekti ve "dilini kaybetmek mi istersin?" diyerek kılıcı sparrow'un yüzüne dayadı.
"margaret smyth!" diye devam etti sparrow.
bu, carina'nın annesinin adıydı.
devamını gör...

yılmaz tunç'un sürekli yargı bağımsızdır demesi

ya da adam bir kere demiş, haber siteleri her gün paylaşıyorlar. bilemiyorum altan
misal
misal
misal
misal

acaba diyorum "yargı, aldı başını gidiyor! kanunlardan bağımsız bir hal aldı!" şeklinde gizli bir mesaj mı vermek istiyor.

diğer senaryoda da bu kadar sık "yargı bağımsızdır" diye tekrarlatacak neler oluyor diye takkeyi önüne alıp bi düşünmek lazım.
devamını gör...

celal şengör'ün doritos ile işbirliği postu atması

itö için bir reklam da sen yap hareketinde safını tutmuştur.

doritos markasının alt markası olduğu pepsico:

pepsico, israil merkezli sodastream markasının tamamına ve yine israil merkezli sabra markasının %50’sine sahiptir. sodastream, israil’in gayrimeşru yerleşimlerinde fabrikalar açarak yasadışı işgale olanak sağlamaktadır. aynı zamanda bu fabrikalarda çalışmak zorunda kalan filistinliler, ciddi bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını ve kendilerine “köle gibi” davranıldığını ifade etmektedir. ilave olarak, pepsico’nun belirli bir hissesine sahip olduğu sabra’ markasının hakim hissedarı strauss group’tur. strauss group israil askeri birimlerine destek ve malzeme tedariki sağlamaktadır.
devamını gör...

zkp

zulümle kalkınma partisi
devamını gör...

akit'in skandal karikatürü

akit dediğime bakmayın ak-it bunlar. karikatür kelimesi de aldatmasın sizi, sıçmık demek daha münasiptir.
buradan
biline ki, vefat eden kişi kötü birisi değildi. velev ki öyle olsa bile böylesi bir paylaşım islam'dan da bir müslüman olarak benden de uzaktır. ne (bkz: zkp) ne de bu lağım kanalları islam ile uzaktan yakından alakalı değildir. islam'ı kullanan pisliklerdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


edit: #3607838 merak ediyorum islam'a her salladığında maaş mı veriyorlar sana. yoksa sen, islam'a sallamayı ibadet edinen bir dine mi mensupsun? bi bitmediniz!
devamını gör...

anarşik rehavet

açtığı başlıklarla sözlüğün içine etmeye and içmiş yazar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

19 binden fazla mahkumun tahliyesi

100 suçtan sabıka kaydı bulunan x anasını bacısını doğradı haberlerinin suçlusunu ararsanız nereye bakmanız gerektiğini biliyorsunuz artık. şu ülkede masum insanlar, katiller kadar kendini güvende hissedemedi 10 yıllardır.
devamını gör...

ux designer

dürümümüz yoktu okuyamadık özeti:
user experience'nin kısaltılmış olan ux'in şeycisine verilen ad. anladığım kadarıyla ui'den farkı ise kullanıcı için en ideal ortamı anlamaya çalışmak ve oluşturmak. bunun için ölçümler ve analizler yapar kullanıcı alışkanlıklarını takip eder ve bu alışkanlıklara göre optimal arayüzler ve deneyimler tasarlar.
devamını gör...

ömrümüzü kısaltmak için yapılacaklar

manuel vites araba ile sabah ve akşam trafiklerine girin.
devamını gör...

karbon ayak izi

insanlığın içinden geçmeye ant içen azınlığın ortaya attığı yeni sıçmık.
devamını gör...

kırk yaşından sonra gelen iplememe modu

o mod bana 20 yaşımda başımdan geçen bir olaydan sonra "artık bundan sonra başıma ne gelse vız gelir tırıs gider" ek paketi ile erken yüklenmişti.
ancak memleket meseleleri için işe yaramıyor o ayrı.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim