lunahiv yazar profili

o kadarı da olmaz dediğimiz her şey gibi bu da oldu ya memlekette, kalk gidelim artık bu topraklardan hanım dedirten manşetler artık bunlar.

umut ve huzur verici bir başlık kitaplarla etkileşimde olanlar ve fikir alışverişini sevenler için. kitabı okumuştum daha önce bir an önce üzerine konuşmayı isterim.

herkes sözlükte birbirlerinin nick altlarına samimiyetsizce bu cümleyi yazanlara değinmiş sanki ama ben buralarda epey yeni olduğumdan kimseyi takip etmiyorum ama zaten insan takip edecekse de sevdiği için, paylaşımlarına ilgi duyduğu için takip etmeyecekse ne kazanır ki o takipten.

sevmenin doğasına aykırı bence karşı özneyi değiştirme çabasında olmak. sevmekten başka bir şey olur bu.

yeri geldiğinde bir feminist kadar toplumsal cinsiyet rollerinden arınmış, solcu kadar devrimci olmak gerekir ama asıl değinmemiz gereken konu başka bence. bu ülkenin insanı hep herkesi bir kılıfa uydurup etiketleme çabasında. sonra da aynı topraklarda yaşayıp adını bile bilmediği insanlara düşman kesiliveriyorlar, böylece kutuplaşma dediğimiz olay extrem mesafelerde yerleşmiş oluyor.

her iktidar halkın doğurduğu devlet sözleşmesinin doğal bir sonucu olduğundan başa çıktığında yönetir, gelişir veya bezdirir, geriler ve ölür.

özgürlük hakikaten budur,o kadar öz ve net ki gerçekten insanlar neden bunu anlamakta bu kadar güçlük çekiyor anlamam. genelde bizim insanımız ise azrailliğe soyunmadıkça herkesin hayatının her zerresine burnunu sokmayı mübah bulmakta.

halkın dilinde süregelen bir deyiş ancak halkın da insanlardan dolayısıyla hatalı düşünme payı olan beyinler silsilesinden oluştuğu düşünülürse pek de dikkate dahi alınmayacak bir söz olduğu fark edilir.

her başarının arkasında, sonucun başarı nitelikli olabilmesi için bir değil birden fazla kişi ve olaylar yatar. bunu cinsiyete, normlara bağlamayı gereksiz buluyorum.

şahsiyet, kesinlikle bir numara. sonrasında bir başkadır, masum, leyla ile mecnun,ufak tefek cinayetler, dip, kırmızı oda, beş kardeş sıralanabilir.