sağcı bir kadını hunharca severek solcuya çevirmek

bilindiği üzere sevmek dünyadaki en güzel duygudur ve tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır demiş diyen. boşuna dememiş. bu dil kimleri nerelerden döndürdü yazsam roman olur.

age of empires 2 de misyoner yaratılıyordu. küçüklük zamanlarımın büyük bir bölümünü kaplayan bu oyun, daha o zamanlarda sübliminal verip duruyormuş istemsiz, sonradan öğrendim. herkes 'how do you turn this on' yazıp hile hurdayla ateş eden araba yaratırken ben misyoner basıp duruyordum. sonra gidip arabalarına iki okuyup üfleyip kendi tarafıma çekiyordum.

küçüklüğü böyle geçen birinden ne beklenir hem? geçen senelerimde sevdiğini esselamüaleykümverahmetullah diyerek belli eden bir sevgilim olmuştu. benim düşüncelerim ise daha farklıydı tabi ki. içimdeki misyoner yine uyandı.

dilimin tadına varamayan sevdiceğim yükseklerdeyken aniden 'kahrolsun faşizm' diye bağırmaya başladı. anlam veremedim önce ama daha sonradan dilin önemini bir kere daha anladım.

konuşarak çözülmeyecek şey yok sözlük, inanın.

başlığı açmadan yazarı tahmin etmenin mümkün olduğu bir başlık ve nokta atışı yaptım.

hunharca severek yapılabilecek bir şeydir.

sevmenin doğasına aykırı bence karşı özneyi değiştirme çabasında olmak. sevmekten başka bir şey olur bu.

şey mi dostum solcu bir adamı güzelce severek sağcı yapmak bu mu

(bkz: önce başlığa bakarım başlık mı diye sonra yazara bakarım abdulseyidbincabbar mı diye)

hunharca sevilen herkesin yolu mutlaka soldan geçer.