birçok pişmanlık yaşayacaksın, her insanın pişmanlıkları olur üzülme, eğer yapabiliyorsan başkaları yerine ilk kendini düşün ve her şey için kendini suçlamayı bırak. en önemlisi kendin ol. kimseye yaranmak zorunda değilsin, kendi hayatını kendin yaşa.
şimdilerde herkesin dilinde -arada bir- ingilizce kelimeler olsa da bunu abartıp sözde entellektüel(?) ya da havalı görünmek için her iki kelimesinden birini ingilizce söyleyen insan.
aslında herkesin bir şekilde -fark etmese de- bir şeye ön yargısı vardır. yani aslında başkasının ön yargılı oluşuna burun kıvırken biz de hiç tanımadığımız insanlara karşı ön yargılı oluyoruz. zaten önemli olan ön yargısız olmak değil, ön yargımızın farkında olup bunu insanlara yansıtmamaya çalışmak, onları kırmamaktır.
ayak seslerini duyunca bile girebileceği her deliği kilitlediğiniz ama her şeye rağmen -sonunda- gittiğinde savaş alanına dönmüş -ve muhtemelen sizin temizlemek zorunda olduğunuz- evinizle yalnız kalmanıza sebep olan o kişi.
yeterince inanırsan her şeyi başarırsın da bu sadece inanmakla olmuyor. çabalamak, istemek, gerçeği görmezden gelmemek de gerekiyor. en önemlisi pes etmemek gerekiyor.
okuyup araştıran, yeni şeyler öğrenen insan artan farkındalıkla birlikte her şeyi düşünen, daha seçici kişiler oluyor, bunun sonucunda yalnız da kalabiliyorlar. bu aralar benim de aklıma takılan bir soru. okumaktan, öğrenmekten asla vazgeçmem ama cehaletiyle mutlu olan insanları merak ediyorum açıkçası.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.