insanlar 2 şekilde bilgiye ulaşmışladır;
1- akli bilgi: düşünerek, muhakeme ederek, deneyerek bilgiye ulaşma.
2- nakli bilgi: birileri tarafından "biz zaten senin yerine herşeyi düşündük, sen hiç kafa yorma, doğrusu bu" denilerek insanın kafasına sokulan bilgi.
akli bilgiye avrupa milattan önce başta antik yunanda felsefe ile ulaşıyordu. daha sonra isa'yı çarmıha geren roma imparatorluğu "yahu biz paganlığ inanıyoruz ama bu hıristıyanlık sanki hükmettiğimiz toplumu daha güzel uyutacak bir öğretiye benziyor" diyerek kafalarına göre bir incil oluşturup halka yedirdiler. devlet yönetiminin gözden kaçırdığı şey ise, insanları öteki dünya, cennet vaadleri ile çok güzel uyutturlarken alttan alta ruhban sınıfının otoriteye ortak olmasıydı. zamanla kilise krallar kadar güçlü konuma geldi. halk zaten felsefe yerine incil öğretileri ile doğup büyüdüğü için sorgulama, düşünme ve muhakeme yeteneğini kaybetmişti. kilise bu kadın cadı dediğinde hiç sorgulamadan canlı canlı yakıyordu.
aynı dönemlerde ise islam dinin egemen olduğu topraklarda nakli bilgi yerine akli bilgiyi benimseyen ibni sina, biruni, harezmi vb. biliminsanları sayesinde altın dönem yaşanıyordu. hallac-ı mansur, farabi, ibn rüşd, sühreverdi gibi islam filozofları sayesinde antik mısır ve yunan felsefesi daha ileri bir seviyeye taşındı. avrupa ortaçağ karanlığına yuvarlanırken ortadoğu bilim ve kültürde büyük sıçramalar yaşadı.
avrupa yaşadığı büyük acılar sayesinde nakli bilginin zararlarını anlayıp rönesans ile akli bilgiye yöneldi. laiklik ve sekülerizmin önemini canlı canlı yanarak öğrendi. yukarıda saydığım islam filozoflarının kitaplarını kendi dillerine çevirdi ve matbaa yardımıyla avrupa halklarının okumasını ve bu sayede aklını kullanmasını sağladı. sanayi ve kültür devrimini gerçekleştirdi.
petrolün önemi ortaya çıkınca islam topraklarına göz dikerek buralardaki toplum ve dini liderleri etkileri altına alarak akli bilgi yerine kendi harmanladıkları ve ılımlı islam dedikleri nakli bilgiyi sömürü aracı olarak kullanmaya başladılar.
burada yaşayan insanlar gerçeklerden o kadar uzaklaştılar ki, okumuş denilen genç kesimi bile ""felsefenin aşırı gereksiz bir şey olması " şeklinde başlıklar açar oldu.
devamını gör...