mavi siyam yazar profili

bir çok haber kaynağında (burada tek tek kaynak veremeyeceğim araştırdığında görürsünüz) bu haber “eski sevgili cinayeti” olarak lanse edildi.

herkes de troll orduları gibi “tipine bak adam ölüm makinesi gibi bunla birlikteysen ölmen normal” “kızların düzgün erkek yerine piç erkek tercih etmesi” gibi gibi yorumlar yapılmaya başlandı.

ancak kazın ayağı öyle değilmiş. bensu narlı’nın kuzeninin eski eşiymiş ve merhumeye takıntılı derecede rahatsızlık veriyormuş. sonunda da bu psikopat katil güzeller güzeli genç bir kızın hayatını soldurdu.

şimdi sorarım size yazık değil mi? daha kaç tane kızın güzel gülüşü psikopat canilerce soldurulacak? daha ne kadar adalet sistemi buna göz yumacak?

bensu’nun güzel gülüşü bir psikopat yüzünden solduruldu. üstüne üstlük yalan haberlerle kızı zan altında bırakıp ardından salyalar akıta akıta ama haketmiş diyenlerin yorumları ortaya çıktı. ne kadar da kolay değil mi bilmeden ahkam kesmek? öldürülmesine bir kulp bulunacak ve işin sonunda vicdanlar rahatlatılacak, ama o da mini etek giymeseydi ama o da piç erkek tercih etmeseydi denecek. bu liste daha uzaaar gider. bunlardan birini veya bir kaçını yapınca da ama o da öyle yapmasaydı cıkcık diyen insanlarla birlikte yaşıyoruz. o yüzden de hemen zan altında bırakacak haberler yapılıyor ki, ama o da öyle yapmış şekerim yapmasaydı ölmezdi denip 2 gün sonra sadece bir isim olarak kalsın, vicdanlar rahatlatılsın ve unutulsun.

bu ülkede her şey çok pahalı, insana verilen değer hariç.

ilk olarak, şu amerikan aksanıyla ııııı ııııı diye konuşan kasıntı oyuncu çocuğu savundurttunuz ya şu olay yüzünden... ben size ne diyeyim sevgili yıldız üni? ödül vere vere bu tipleri mi buldunuz kuzum? o konuda bir miktar sizlere kırgın olduğumu belirtmek isterim.

ikinci olarak, bay j’nin oradaki görevi sunuculuk yapmak. orada ödül alan herkes ünlüyken (!) ve bölüm başı 28383773 milyor dolares alan bir sürü oyuncu(!) varken, kerem bürsine takılması biraz abesle iştigal olmuş. o zaman orada herkese laf etmesi gerekiyordu böylesi bir durum hedef göstermekten başka bir şey değil.

üçüncü ve son olarak, bölüm başı 120 bin nedir yaa valla kariyer hedeflerimi gözden geçirip vasıfsız bir oyuncu olmak istiyorum. malum bu ülkede vasıfsızsanız bir yerlere gelebiliyorsunuz ya o yüzden şeettim kıps.

daha teams, zoom gibi uygulamalarda insanlar kamerayı kapatmayı filan akıl edemiyorlar, siz neyin ışınlanmasından bahsediyorsunuz kuzum? (bkz: sence de çok hızlı gitmiyor muyuz)

ona bakarsanız, 1970’lerde yayınlanan “uzay 1999” dizisinde 1999 yılında haplarla besleneceğimiz, ayda yaşayacağımız bir ortam vardı ve bir dönem buna inanarak büyüdü. “zaten ilerde haplar olacak onlarla besleneceğiz annecim ama o zaman kadar hadi hooop bu brokolinin yut bakim”
sene olmuş 2021 ellerimizi nasıl yıkamamız gerektiğini gösteren ilanlar asılı etrafta ne hapı ne uzayı ne ışınlanması allasen.

aferin aa meyhaneyi sansürledin hepimiz mümin/mümine olduk allah’a sığındık, alkole ve tüm kötülüklere tövbe ettik.

yahu ne zaman anlayacaksınız yaptığınız her sansürün özgürlüğü kısıtlayıcı harekete girdiğini ve insanlar nezdinde tepki topladığını...

eski bir dosta veda eden sanatçının mektubundaki meyhane kelimesini sansürleyince elinize ne geçti? bırakın artık insanları kutuplaştırmayı, özgürlüklerini elinden almayı, hayatlarına müdahale etmeyi, neyi giyip neyi söyleyeceklerine karışılmasını.

ekşide çaylaklıktan yazarlığa geçmek sonsuzluk kadar uzun sürer ama kafada, çaylaklıktan yazarlığa geçenlerin deyişine göre, göz açıp kapayana kadar...

ekşide çaylak olmak amaçsız hissettirir çünkü onlarca tanım girersin, katkıda bulunursun ama senelerce yazarlık için beklersin. burada ise ekşiden farklı olarak, çaylakken yazdıkların yayımlanır ve görüntülenir. güzel bir özellik aslında. hem sözlük adabını öğreniyorsun hem de yazdıkların başkaları tarafından değer görüyor.

tahin ve pekmez ayrı ayrı ele alındığında bile lezzetli olabiliyorken, birlikte inanılmaz muhteşem bir birliktelik oluştururlar. ama bu ikili doğal olmalı ve glikoz şurubuyla üretilmemiş olmamalıdır. öyle olduğunda boğazda bir yanma, tatta bir bozukluk ortaya çıkabilmektedir.

hala eski usul yapan yerlerden temin edilerek keyfe keyif katılabilir.

babamın, ben doktorayı verdiğim anda hat trick yaparak sayemde üç kez cehenneme gideceğini öğrenmiş bulunmaktayım.

babam, okumam ve iyi bir insan olabilmem için varını yoğunu verdi benim için. bunun sonunda da cehennemlik olacaksam olurum kızım der. gerçi yanacaksak da beraber yanarız :)

ama bunu demeyen ve yanacaksınız diyen kadın veya erkek hırbolar, çocuk gelini öven zihniyetler, kıyafete makyaja bakan, gece o saatte ne işi varmış diyen sapıklar yallah arabistana. orada istedikleri hayatı yaşasınlar ama bu kirli zihniyetlerini buradan alıp gitsinler.

çünkü cumhuriyet kadını zekidir, akıllıdır ve başarılıdır. imkan sağlanırsa yapamayacağı şey yoktur. cumhuriyet kadının yanında ezilenler ise bu tarz kafadan sallama argümanlar arkasına saklanır.

nasıl bir nefret dili bu, halbuki cumhurbaşkanının ifade özgürlüğüne açık olması ve birleştirici bir tutum sergilemesi gerekir.

damat instagram vasıtasıyla hayatımızdan bir anda affını isteyerek çıkmasaydı ve daha ilk “nerede” diye sorulduğunda cevap verilseydi kimse twit atıp damat nerede diye sormazdı aslında.

aslında herkes damadımızı çok özlediği için sağlık sıhhati yerinde mi diye soruyor :) bunlar hep iyi niyetten...

o zaman soralım damadımız nerede iyi mi hoş mu nasıllar keyfi yerinde mi sağlıklı mı.

ülkede açıklanan hiç bir sayıya güvenmiyoruz artık. covid verileri hatalı, işsizlik verileri gerçeği yansıtmıyor kimsenin açıklanan sayılara inancı kalmadı ama hala bir grup ama iş beğenmiyorlar ama ellerinde ayfon var diyerek gençlerin hayatlarını ve umutlarını ellerinden alıyorlar, çalıyorlar.

yüzyıllarca güneşin batmadığı genişlikteki sömürge topraklarına sahip ingiltere‘nin müthiş (!) kraliyet ailesine afrika kökenli bir gelin olarak geldiğinde ne olacağını düşünüyordu ki?

kate ona tahtı bırakmamak için varis üstüne varis doğururken, asi prense ve onun istenmeyen düşesine ne kalacaktı?

kraliyetler, hanedanlar filan filmlerde hep toz pembe anlatılıyor ve herkese hoş gösterilmeye çalışılıyor ama aslında özünde cumhuriyet’in ne kadar kıymetli olduğu bir daha görülüyor.

tek bir aile üzerinden pislikler ortaya çıkıyor. örneğin epstein ile birlikte cinsel taciz suçlamasında yer alan prens andrew konuşulmuyorken, meghan için bir ton laf ediliyor. diana’nın boşanması ve mısırlı bir sevgili yapması onu ölüme götürdü. hala kraliyetin iyi olduğunu mu savunacaklar?

gerçi bu aileye gelen en asi ve en iyi prenses diana’ydı. onu da gözünün yaşına bakmadan nene ve şürekası tek kalemde harcadı. diana gibi sevilen bir figürü harcayan nene, meghan’a neler yapmaz ki.

meghan’ın kameralara oynadığını düşünsem de, diana’nın ölümünden sonra birilerinin bu aileyle uğraşması ve ufak da olsa intikamını alması gerektiğini düşünüyorum.

bu deneyi türkiye’de yapsalardı;

şaaak verirdik novavax aşısını millete, mutasyonsuz virüs önce bir şaşırırdı, hiç beklemediği bir hareket olurdu. sonra şakkadanak bi daha verirdik aşıyı mutasyonlu da noluyor yau der kaçıp giderdi. zaten akşam 9 sabah 5 arası sokağa çıkamıyor virüs, şaaak kaçardı ülkeden sonra almanya bizi fena kıskanırdı.

şaka bir yana; tedbirler elden bırakılmamalı, maske temizlik ve mesafe korunmaya devam edilmelidir.

eğer haber sitelerinin kurmacası değilse anneye üzüldüğüm bir haber oldu. okuduğumda aklıma ilk gelen kur hesabıyla o kızı nasıl okuttuğu olmuştu. ama sonra iyi niyetim ağır bastı ve kızın annesini üzmemek için paranın yettiğini söylediği oldu. ancak iş öyle değilmiş ve kız, hem annesini hem de helal olsun diyen herkesin duygularıyla oynamış.

keşke haber doğru olsaydı da gerçekten tıbbı bitirip başarılı bir bilim insanı olsaydı.

şiddet uygulamadığınız, dövmediğiniz, yerlerde sürüklemediğiniz, öldürmediğiniz kısacası insan olduğunuz için teşekkürler diyen bir kızılay.

ülkede anormal olan her şey normalleştirildiği için, bu tarz haberleri artarak göreceğimizi düşünüyorum ve belki bundan yeni bir işletme örneği bile çıkabilir. örneğin çöpü çöp kutusuna attığınız için teşekkürler çiçeği, yürüyen merdivende sağda durduğunuz için teşekkürler çiçeği ve bunu satan teşekkürlersepeti.com gibi.

nasıl kontrol edecekler ki kim aşı olmuş kim olmamış diye?

hem aşının koruyuculuğu kanıtlanmamışken, aşı olanların virüsü yayıp yaymadığı tam olarak bilinemiyorken, mutasyonlar ortamlarda çılgınca partiliyorken haydi çıkarın maskeleri bişey denicez demek de, ne bileyim. mermiye kafa atmak gibi bişey sanki.

türkiye’deki üniversitelerde sıradan bir gün. alan dışı atamalar, fakülteyi komple aile üzerine yapmalar, şimdi de ilahiyattan birinin mimarlığa dekan olarak atanması... ama şaşırdık mi, hayır! kaliteli eğitim almak herkesin hakkı ama bu tarz ali cengiz oyunlarıyla kendi çiftliklerine çevirdiler eğitim yuvalarını.