mimarlık fakültesine ilahiyat profesörünün dekan olması
başlık "yaykadını" tarafından 06.03.2021 08:28 tarihinde açılmıştır.
1.
hitit üniversitesinde başka profesör olmadığını düşündüren haber. her mahalleye bir üniversite hızına akademik personel sayısı yetmiyor olsa gerek.
ilahiyat fakültesi temel islam bölümü öğretim üyesi prof. dr. halil ibrahim şimşek, hitit üniversitesi mimarlık fakültesi dekanı oldu.
hitit üniversitesi güzel sanatlar ve mimarlık, spor bilimleri ve turizm fakültelerinin dekan vekili olan rektör yardımcısı ilahiyat fakültesi temel islam bölümü öğretim üyesi prof. dr. halil ibrahim şimşek'e yeni bir görev daha verildi.
odatv'den servet seyfettin mete'nin haberine göre şimşek, hitit üniversitesi mimarlık fakültesi dekanı oldu.
"tasavvuf, tasavvuf tarihi, tasavvu, nakşbendîlik, müceddidîlik, halidîlik" alanlarında çalışmalar yapan şimşek aynı zamanda üniversitede komisyon başkanlığı, senato üyeliği, rektörlük yönetim kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyor.
başlıkta imla hatası olmuş, moderasyon düzeltirse sevinirim.
ilahiyat fakültesi temel islam bölümü öğretim üyesi prof. dr. halil ibrahim şimşek, hitit üniversitesi mimarlık fakültesi dekanı oldu.
hitit üniversitesi güzel sanatlar ve mimarlık, spor bilimleri ve turizm fakültelerinin dekan vekili olan rektör yardımcısı ilahiyat fakültesi temel islam bölümü öğretim üyesi prof. dr. halil ibrahim şimşek'e yeni bir görev daha verildi.
odatv'den servet seyfettin mete'nin haberine göre şimşek, hitit üniversitesi mimarlık fakültesi dekanı oldu.
"tasavvuf, tasavvuf tarihi, tasavvu, nakşbendîlik, müceddidîlik, halidîlik" alanlarında çalışmalar yapan şimşek aynı zamanda üniversitede komisyon başkanlığı, senato üyeliği, rektörlük yönetim kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyor.
başlıkta imla hatası olmuş, moderasyon düzeltirse sevinirim.
devamını gör...
2.
isleri allaha emanet yapan bir ulke oldugumuz icin cok seyetmedim ben. artik bina yaparken dua ile korurlar.
devamını gör...
3.
rutin bir atamadır. aksini düşünmek ülke gerçeklerinden uzak olunduğunu gösterir. imam atamadıklarına dua etmek gerekir.
devamını gör...
4.
tipik "anadolu'da bir üniversite" vakasıdır. hatta vaka-i adiyedendir. an itibariyle "sadece rektörlükle yetinmeyen, 6 fakültede dekan vekili" link olan rektör de vardır. işbu durum akademik kadrosu tamamlanmadan binalara "üniversite" tabelası asmanın, yetmemiş gibi buralara kontenjan vermenin ve buralardan mezun olan çocukların geleceğinin ne olacağını öngörememektir. "idrak yolları enfeksiyonu"ndan kaynaklanır.
yıllar önce anadolu'nun güzide bir şehrinde çalıştığım üniversitenin iletişim fakültesi dekanı da "iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nin kadrolu profesörü idi. türkçeyi aksanlı konuşurdu. "fonetik ve diksiyon" dersini "fonetik ve tiksiyon" olarak telaffuz ederdi ama bu durumu dert etmezdi. (bkz: fakültesindeki dersin adını telaffuz edemeyen dekan)
türkiye'de "hukukçu olmayan hukuk dekanları" için de üniversite ve fakülte isimleri verilerek yazılmış muhteşem bir yazı için link
türkiye'de akademi ölmediyse bile can çekişmektedir. başlığa konu olan dekan, fakültesi hala ölmediyse ama ölürse ruhuna fatiha okumakla kalmaz, yasin'de okumayı becerebilecektir. neticede ilahiyatçı olup, bu işleri bizden daha iyi bildiği tartışmasızdır.
yıllar önce anadolu'nun güzide bir şehrinde çalıştığım üniversitenin iletişim fakültesi dekanı da "iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nin kadrolu profesörü idi. türkçeyi aksanlı konuşurdu. "fonetik ve diksiyon" dersini "fonetik ve tiksiyon" olarak telaffuz ederdi ama bu durumu dert etmezdi. (bkz: fakültesindeki dersin adını telaffuz edemeyen dekan)
türkiye'de "hukukçu olmayan hukuk dekanları" için de üniversite ve fakülte isimleri verilerek yazılmış muhteşem bir yazı için link
türkiye'de akademi ölmediyse bile can çekişmektedir. başlığa konu olan dekan, fakültesi hala ölmediyse ama ölürse ruhuna fatiha okumakla kalmaz, yasin'de okumayı becerebilecektir. neticede ilahiyatçı olup, bu işleri bizden daha iyi bildiği tartışmasızdır.
devamını gör...
5.
sirat koprusunun statigini hesaplasinlar
devamını gör...
6.
dekan atamaları; rektör tercihi, yök onayıyla yapılır. her rektör; profesör olma gibi şekli kriterlerinin yanı sıra kendisine göre akademik ya da siyasi farklı nedenlerle oluşturduğu kriterlerle dekan tercihinde bulunabilir. buradaki amaç, rektörün kendi çalışma ekibini oluşturmasıdır. buna göre; herhangi bir profesör herhangi bir fakülteye dekan olarak atanabilir. dekanlık makamının bürokratik işleyiş dışında herhangi bir akademik fonksiyonu da zaten bulunmamaktadır. fakültelerin işleyişi özerk olmadığı için dekanlık makamının görevi rektörlük kararlarını uygulamak ve idari düzenin işleyişinin sürekliliğini sağlamaktır. bu nedenle kimin dekan olarak atandığının bir önemi yoktur. bir iktisat profesörü, güzel sanatlar fakültesine dekan olabilir. bunun örnekleri çokça vardır.
devamını gör...
7.
kamu bankası yönetim kurulunda pehlivanın yönetici olmasına benzer ve şaşırtmayan durumdur.
devamını gör...
8.
tek bir sebebi vardır bu sebep de siyasidir. rektör cumhurbaşkanı tarafından atandığı için, kendisine "görüş" olarak yakın kişileri, kendisine "görüş" olarak uzak fakülte ve birimlere atayıp kontrolü elinde tutma çabası içerisindedir. bunun zibilyon örneği mevcuttur. herkes kendi okuduğu alanlardan örnekler verebilir. mesela afyon'da resim okuduğum dönemde ve halen görev yapmakta olan ibf'den bir hocanın dekan olarak güzel sanatlar fakültesinin dekanı olarak atanması gibi. kendisinin sanatla uzaktan yakından alakası yoktur ve hiç de anlamaz. hatta bir öğrenci arkadaşımızın, hocaların verdiği ödevlerin yükünün çok olduğunu ve özellikle bu ödevlerin maddi kaynağını sağlayamadığını söylemek için yanına gittiğinde "paran yoksa resim okuma o zaman!" gibi sert bir cevapla sonuçlanması... içler acısı durumu göstermektedir. üniversiteler kendi içerisinde özerk olmalıdır. olmak zorundadır. buna engel olursanız, oradaki eğitimin kalitesinden söz edemezsiniz. atamalarda liyakat olmazsa, işe alımlarda liyakat olmazsa yine kaliteden söz edemezsiniz. tübitak örneği de maalesef önümüzde mevcut iken ülkede bilime ve sanata verilmeyen önemin sonraki nesillerdeki kaybını bugünün çocukları yetişkin olduğunda çok ağır bir şekilde hissedecektir. ülkedeki bu siyasi çatışmalar ve liyakatsizliklerin sonucu bir neslin değil, nesillerin kayıpları ile sonuçlanacaktır. bu sözlerim de tarihin tozlu sayfalarında bu sözlüğe kazınsın. keşke aksi olsa... ama görünen köy kılavuz istemez.
edit: üst entrylerde messela yani isimli arkadaşın entry'sini, entry'mi yazdıktan sonra okudum.
maalesef bu o kadar kolay bir durum değil. fakülte giderlerini de dekan düzenlemektedir. bu nedenle baskı atölyesi hocamızın baskı malzemesi ve boyaları alınması için dekanlığa ve rektörlüğe defalarca dilekçe yazmak zorunda kalması (boya ve malzemelerin pahalı olduğu ve bunların öğrencinin omzuna yüklenmesinin katiyen yanlış olduğu) gibi enteresan durumlar söz konusu oluyor. rektörlüğün yeni yapilacak binalar için fakülte giderlerinde kısıtlamaya gitmesinde, güzel sanatlar fakültesinin zaten eksik olan fiziki şartlarını gidermeyi, en azından öğrencilerin üzerindeki mali yükleri bir nebze olsun azaltacak şeyleri dile getirmeyi düşünemiyorsa ve bunları savunamıyorsa o dekanın o koltukta ne işi var? ...
edit 2: daha burada yazabileceğim yığınla örnek var... neden bir fakültenin dekanının o fakülte içerisinde hocalar tarafından seçilmesi gerektiğini anlatabilmek için... fakat bir konuya daha açıklık getirmek istedim ve de dile getirmek. rektörlük tarafından atanan dekanların hocalar üzerindeki baskılarını görmezden gelmek aptallık olur. bir kaç hocamıza yapılanları unutmadım unutmayacağım da! hatta işini layıkıyla yapan bir hocamızın zorla işini bıraktırmaları da unutmayacağım şeylerden. yıllarca ders verdiği baskı atölyesinden uzaklaştırılan hocamın kendisi için küçük bir çalışma yapmak istediğinde buna ret cevabının verilmesini de.
yani olay o kadar toz pembe değil açıkçası arkadaşlar. olay tamamen farklı görüşten insanların bağlı bulunduğu kurumlardan tasnifi, uzaklaştırılması da söz konusu.
başka bir örnek ise. üniverstenin ilk yıllarında güzel sanatlar fakültesi öğrencilere 7-24 açıktı. bunun sebebi öğrencilerin özellikle resim bölümü gibi atölye öğrencilerinin yurtlarda toplu alanda kalıp, çizim yapmakta zorlanmalarının önüne geçmek içindi. rahatça çalışsınlar diye hocadan mesai saatleri dışında çalışmak için aldığınız bir izin belgesi yeterli olur ve o günkü güvenlik görevlisi güvenlik amaçlı rutin kontrollerini yapar hiç bir sorun yaşamadan çalışırdınız. sonrasında ise bu durum kısıtlandı maalesef. saat 18'den sonra girişler tamamen yasaklandı. bu da bir saçmalıktır. bırakın çocuklar dilediği gibi resimini yapsın enstrümanları kullansın sinema tv öğrencileri stüdyoları kullansın...
edit: üst entrylerde messela yani isimli arkadaşın entry'sini, entry'mi yazdıktan sonra okudum.
maalesef bu o kadar kolay bir durum değil. fakülte giderlerini de dekan düzenlemektedir. bu nedenle baskı atölyesi hocamızın baskı malzemesi ve boyaları alınması için dekanlığa ve rektörlüğe defalarca dilekçe yazmak zorunda kalması (boya ve malzemelerin pahalı olduğu ve bunların öğrencinin omzuna yüklenmesinin katiyen yanlış olduğu) gibi enteresan durumlar söz konusu oluyor. rektörlüğün yeni yapilacak binalar için fakülte giderlerinde kısıtlamaya gitmesinde, güzel sanatlar fakültesinin zaten eksik olan fiziki şartlarını gidermeyi, en azından öğrencilerin üzerindeki mali yükleri bir nebze olsun azaltacak şeyleri dile getirmeyi düşünemiyorsa ve bunları savunamıyorsa o dekanın o koltukta ne işi var? ...
edit 2: daha burada yazabileceğim yığınla örnek var... neden bir fakültenin dekanının o fakülte içerisinde hocalar tarafından seçilmesi gerektiğini anlatabilmek için... fakat bir konuya daha açıklık getirmek istedim ve de dile getirmek. rektörlük tarafından atanan dekanların hocalar üzerindeki baskılarını görmezden gelmek aptallık olur. bir kaç hocamıza yapılanları unutmadım unutmayacağım da! hatta işini layıkıyla yapan bir hocamızın zorla işini bıraktırmaları da unutmayacağım şeylerden. yıllarca ders verdiği baskı atölyesinden uzaklaştırılan hocamın kendisi için küçük bir çalışma yapmak istediğinde buna ret cevabının verilmesini de.
yani olay o kadar toz pembe değil açıkçası arkadaşlar. olay tamamen farklı görüşten insanların bağlı bulunduğu kurumlardan tasnifi, uzaklaştırılması da söz konusu.
başka bir örnek ise. üniverstenin ilk yıllarında güzel sanatlar fakültesi öğrencilere 7-24 açıktı. bunun sebebi öğrencilerin özellikle resim bölümü gibi atölye öğrencilerinin yurtlarda toplu alanda kalıp, çizim yapmakta zorlanmalarının önüne geçmek içindi. rahatça çalışsınlar diye hocadan mesai saatleri dışında çalışmak için aldığınız bir izin belgesi yeterli olur ve o günkü güvenlik görevlisi güvenlik amaçlı rutin kontrollerini yapar hiç bir sorun yaşamadan çalışırdınız. sonrasında ise bu durum kısıtlandı maalesef. saat 18'den sonra girişler tamamen yasaklandı. bu da bir saçmalıktır. bırakın çocuklar dilediği gibi resimini yapsın enstrümanları kullansın sinema tv öğrencileri stüdyoları kullansın...
devamını gör...
9.
hayvanat bahçesi müdürü tübitak'a müdür yardımcısı olarak atandıktan sonra hiçbir atamaya şaşırmıyorum.
devamını gör...
10.
başka adam kalmamış ondandır.
devamını gör...
11.
yazıp yazıp sildim. aklıma bir sürü espri geliyor. ama yapmayacağım, niye mi? bu saçmalıklara şakalı komikli yorum yapa yapa normalleştiriyorum içimde. skandal gerçekten.
devamını gör...
12.
18 yılda her alanda kendilerinden nefret edecek birileri olacak galiba.
devamını gör...
13.
dün de olan bugün de olan yarın da olacak olan saçmalıklar silsilesi.
devamını gör...
14.
kamu bankasına güreşçi atadılar. kafakol kredisi çıkmadı. geçikmeli karta el ense çekin. 100 liralık akaryakıta 25 tuşpuan kündeye getirin kampanyaları çıkmadı.
mimarlığa da imam atar, cami minarisi öğretirler. daha mantıklı, en azından islamiyetin içinde mimari var.
mimarlığa da imam atar, cami minarisi öğretirler. daha mantıklı, en azından islamiyetin içinde mimari var.
devamını gör...
15.
yahu türkiyede mimari anlayış mı var gudubet yapıları görüyoruz işte. bırakın farklı disiplinlerden gelen insanlar denesin bir de.
devamını gör...
16.
zamanın ruhu bunu gerektirir.
evrenin mimarisinden evrenin ulu mimarı, hesap vermeğe mecbur olmadan, mes'ul iken bir fakülteciğe icazet sahibi ilahiyat profesörü dekan olmuş ne çıkar? üniversiteye rektör yapılaydı ya! şimdi ananı laciverde boyadım'a hak vermemek olmaz: "bırakın(ız) farklı disiplinlerden gelen insanlar denesin bir de." her atamayı sinekten yağ çıkarmak olarak yaftalamayın.
evrenin mimarisinden evrenin ulu mimarı, hesap vermeğe mecbur olmadan, mes'ul iken bir fakülteciğe icazet sahibi ilahiyat profesörü dekan olmuş ne çıkar? üniversiteye rektör yapılaydı ya! şimdi ananı laciverde boyadım'a hak vermemek olmaz: "bırakın(ız) farklı disiplinlerden gelen insanlar denesin bir de." her atamayı sinekten yağ çıkarmak olarak yaftalamayın.
devamını gör...
17.
atın tay değil de inek doğurması gibi bir şey.
devamını gör...
18.
tübitak'ın başına hayvanat bahçesi müdürünün getirildiği ülkede çokda sırıtmayan atama.
devamını gör...
19.
bizim üniversitede hukuk fakültesi dekanı islami ilimler mezunuydu. aklıma o geldi.
devamını gör...
20.
beterin beteri var. bu ülke, bir veterinerin tıp fakültesine başhekim olarak görevlendirildiğini de gördü: buradan
devamını gör...