mavitanri - tüm tanımları (1. sayfa)

evet arkadaşlar kıyamet kopuyor olsa o mesaja zamanında dönmeyen kişi benim. bana vefasız dersiniz, egolu dersiniz, kendini beğenmiş dersiniz, vicdansız dersiniz, şımarık dersiniz. ne derseniz diyin umurumda değil. ben yorgun hissediyorum ve hareket eden her türlü canlıdan tiksiniyorum. mümkünse beğenmeyin bu gönderiyi de bildirim gelmesin
kısaca özet bu yani???

kıyamete değin kendim olacağım kimse kabul etmese de olur. kimse dedikleri bir "ben" etmiyor...

eğer çağın gerisinde kalmış demekse ben bayağa fosil olmuşum. zaten türküleri de bi ölüler düzgün anlar açıklamaya lüzum görmüyorum.

ne demek anlam bulamamak. hayatın anlamı öğrenmek sevmek ve insanca yaşayıp yaşatmaktır bir kere

inancının gereğini yapıyordur saygı duyulması gerekir bence?

ınsanoglu bu gezegende sevmek ve sevilmek gibi bir amaçla yaratıldı. insanı diğer canlılardan farklı yapan en önemli şey hissedebilmesidir bence. ama günümüzde bu amacının dışında yaşayan çok insan var. o kadar şey yaşamış oluyorlar ki sevmeyi ve sevilmeyi unutuyorlar. (mesela ben bir zamanlar kalbimde güvercin yavruları yaşıyormuş gibi mutluydum, ama sonra sevmeyi unuttum)
stefan zweig'in olağanüstü bir gece kitabını tavsiye ediyorum. dugularını yitiren herkes için de olağanüstü bir şeyler diliyorum:)

kadının soğumasına sebep olan şeyler erkeğin kibar davranmaması, ilgisiz olması, iltifat etmemesi, cinsiyetçilik yapması (cafe/restoran ücreti ödeme durumu dahil) diksiyon yetersizliği ve aynı konular üzerine bir hayat yaşamasıdır.
erkeği kadından soğutan şeyler kadının bakımlı ve temiz olmaması, aile ve arkadaş ortamında fazla ve gereksiz konuşması, ipleri eline alma çabası ve eşit olalım derken cinsiyetçilik yapmaya başlamasıdır.
iki tarafı da birbirinden soğutan en büyük neden kesinlikle anlayışsızlıktır.

kesinlikle sanat ve edebiyatın olmaması.
bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa o ülke batmak üzere değildir direk batmıştır zaten. o halde gidip lambada titreyen alevin nasıl üşüdüğünü düşünelim. çünkü bizim ülkemizi ancak biz kurtarabiliriz.

1. olmayacak bir şeyi en başından görebiliyorsun ve vazgeçebiliyorsun.
2. artık daha az hayal kuruyorsun fakat gerçekçi baktığın için daha çok anı yaşıyorsun
3. tartışmalara girmiyorsun, "haklısın"ifadesi en büyük yardımcın oluyor
4. dünyayı senin kurtaramayacağını fark ediyorsun ve insanlar için çabalamaktan vazgeçip kendine yöneliyorsun, kendine soruyorsun ne istiyorum diye
5. bir çok şeyin farkında olduğun için ipler senin elinde, istediğin gibi yönetebilirsin hayatını
6. burası kötü haber. artık daha tatminsiz ve daha mutsuzsun. üzgünüm:(

kesinlikle mutfakta kullanılacak bir eşya olmamalı. aslında anneler mutfak eşyasına her şeyden daha çok sevinir fakat bu aslında olmaması gereken bir durumdur bence. çünkü anneler mutfağın demirbaşı değildir. en iyisi mi gidin kocaman sarılın be...

ne üzerine düşünülmüş bir başlık bilmiyorum fakat yokluğun en güzel tanımını yıllar önce şehit olan oğlunun kıyafetlerini yıllarca yıkayıp ütüleyen, sofraya bir tabak fazla koyan, oğlunun resimleriyle ciddi ciddi konuşan şehit annesi yapabilir.

cem yılmazın komediyle bilim kurguyu bir araya topladığı filmi. filmi izleyenlerin kendi içinde esprileri bile vardır: ateş toprak su ve tahta gibi, havalandırma gibi bir de bunu dokuyan çocuk kör oldu ki bu benim de en çok kullandığım oluyor. özellikle filmin sonunda amerikanın uzaylıyı bir öcü gibi göstermesine yapılan gönderme de iyi düşünülmüş

sevgiye açtır, ilgi bekliyordur. onları kırmayın, anlamaya çalışın.

"bizim allahımız var"
evet, bizim var ama onların yok!?

göğsünü delmiş binlerce darbeye rağmen ayakta kalmayı başarabilen insandır. yorgun, kırgın, sevgiye açtır fakat mücadelesi henüz bitmemiştir.

etek giymeyen kadın yaşadığı coğrafyanın ve toplumda ağır basan yargıların kurbanıdır.