"dogmatiklik, çağımızda, adı kötüye çıkmış bir tutum. sağda solda, 'dogmatiklik bilime aykırıdır, dine özgüdür' diye konuşup duruyoruz. fakat işin gerçeği şu ki, inançlar, değerler konusunda dogmatik olmaktan başka bir yol da yoktur. inandığımız değerler, aklî temellere dayanmaz. günlük dilde, gevşekçe, 'doğru' şeylere inandığımızı söylüyoruz; oysa doğrular bilgimizin konusudur, inandıklarımızsa ancak bize 'haklı' görünenlerdir. örneğin 'eşitlik' gibi çok temel bir kavramı ele alalım. buna inanmak, insanların eşitliğini kendimize ülkü edinmek için, doğrusunu isterseniz, elimizde hiçbir makul neden yoktur. bilim insanların eşit olduklarını değil, olmadıklarını gösterir. oysa biz insanlara eşit davranılması gerektiğine inanıyoruz. kendimizi türlü rasyonalizasyonlarla boş yere aldatmaya kalkmazsak, bu inancımızı dogmatikçe savunmaktan, bir toplumsal ahlak ülküsü olarak başkalarına yaymaktan, hatta sırası gelince onun uğruna dövüşmekten başka çaremiz yoktur. insanların eşitliğine inanmayan birini, tutarlı kaldıkça, hiçbir akıl yürütme bundan caydıramaz. bazı ideolojik akımların dogmatikliğinden yakınanlar, aslında bir başka şey söylemek istiyorlar. çünkü ideoloji olunca değer, değer olunca inanç, inanç olunca da (ama yumuşak ama katı) bir dogmatik tutum zorunludur. fakat hiç de iman işi olmayan bir sorunda bilginin yerine inancı koymaya kalkışırsak, böylesi vahim bir hata olur. hele bu yanlış yerdeki inanç, katı bir dogmatiklikle savunulursa, ona pek akıllılık demezler, akılsızlığı örtmeye ise en haklı bir ideolojinin, en parlak sloganların bile gücü yetmez."
devamını gör...