bende anısı şudur; orada çalışan insanları kıskandım ve kıskanmaktayım tüm gün orada birsey yapmadan duruyorlar. istiklal caddesindeler herşey elllerinin altında.
benim için gün sabahın erken saaatlerin de başlamıştı, bulmam gereken şeyler vardı ve hepsını tere yağından kıl çeker gibi halllettım işte mutlu ve tatmin olmak için bir sebep. daha sonrasında etrafım da en sevdiklerim diye tanımlayabilcegım bir topluluk vardı ve mutlu, memnun olayım diye gözümün içine bakıyorlardı bir noktaya kadar güldüm ve güldürdüm daha sonra içimde asla tatmin olmayan o canavar uyandı ve beni karanlığa sürüklemeye başladı. saat on iki de tüm karamsar düşüncelerden azade basımı yastığa koyup uyuyabilirdim. ama işte buradayım tam olarak; ne bu diyardan gidebilirim ne de bu deveyı gudebildim… saatleridir.
duygusal zekası gelişmemişse isterse izafiyet teorisini nefes alıp verir gibi açıklasın komunist manifestoyu avucunun içi gibi bilsin falan filan yine de olmaz
ben her zaman her yerde istemsizce “tuna nehri akmam diyorrrr…” ve “ zahidemmm oyyy” diye bağırmak istiyorum. bu bir hastalık mı bunun tıpta adı konmuş mu ?
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.