gurbetçilere olan nefretin sebebi

toplumdaki zengin-fakir gibi çekişmelerin ve yaşadığı yeri kötüleyip burayla alakası yokken sürekli olarak buraya yorum yapmalarının getirisidir bu nefret.

olmayan nefrettir. onlar bizim kardeşimiz, her şeyin en iyisini ve en güzelini hak ediyorlar. hatta burası bizden daha çok onların vatanı.

gurbetçilerin bir çoğunun dolar/euro kazanıp tl olarak harcama yapmak için türkiye'ye gelip, toplumun büyük bir kesiminin gıpta ile bakacağı harcamalar yapıp deli gibi eğlenirken hala burayı övüp yaşadığı yeri ölümüne gömmesi, bu da yetmezmiş gibi geri gidip yaşadıkları ülkelerin refah seviyesini sonuna kadar sömürmesine karşılık verdiği oylarla burada yaşayanların geleceğini tayin edebilme gücünü elinde bulundurmasının getirisi olan nefrettir.
yani bu nefretin sadece belirli kesime beslendiğini düşünüyorum. bütün gurbetçilere değil.

densiz ve cahil olmalarıdır başka bir sebep yok.

yaşam standartlarını baz alarak yaşadıkları ülkede sol partiye oy verip türkiye'de sağcılık oynamaları iki yüzlülüğü başı çeker.

belli bir standartın üstünde yaşayıp, bu standarta sahip olmayan insanlara akıl vermeye çalışmaları. git çalış, iş değiştir, telefon alma gibi abuk sabuk bahaneleri öne sürmeleri.
bazıları tam dayaklık gerçekten.

nefret duymuyorum ama bazı hal hareketlerini beğenmiyorum.

geçen bir petrol tuvaletinde fransızca konuşulduğu duydum. ingilizce nerelisiniz diye sordum. baktım hık mık anlamıyorlar. türk müsünüz dedim. haaa evet dediler. fransa’da mı yaşıyorsunuz dedim. evet dediler. şimdi kendi aranda niye fransızca konuşursun mesela türkiye’ye gelmişsin.

bir de euro kazanıp o paraları burada harcayıp türkiye çok ucuz yaaaeee demeleri. arkadaş 10 ile çarptığın için sana ucuz geliyor olabilir mi. bize gelmiyor da çünkü.

gurbetçilere değil, gurbetçinin biraz mal olanına duyulan tahammülsüzlüktür. zira memlekette zaten çok var, ithal mallara gerek yok.

oralarda demokrasinin tüm nimetlerinden faydalanıp verdikleri oylar ile bizi burada bunca sefalete içmeleri yeter de artar bile. daha yazılacak çok şey var ama bu bile yeter.

yurtdışında klozet kazıyıp yazın türkiye'ye gelince kendi vatandaşına köpek muamelesi yapmaları...

aa bir de geri zekalılar, ordan buraya gelip de toplum içinde boktan aksanınızla almanca konuşunca havalı falan olmuyorsunuz. sadece kültür karmaşası yaşayan bir sığır oluyorsunuz.

türkiye'yi muhteşem yer gibi anlatarak buraya euro ezmeye gelen ama gel yaşa denildiğinde orada duzenim var diye kivirmalaridir.

bizi kiskanmalari.

nefret etmiyorum sadece türkiye’de bizimle aynı şartlarda çalışmak isteyen, almanya’da yaşayıp sıkıntı çeken, memleket hasretiyle yanıp tutuşan bütün gurbetçi kardeşlerimizin dualarını rabbimin en kısa zamanda kabul etmesini ve buraya gelmelerini diliyorum.

üç beş gurbetçi akrabam ve birisi* hariç hepsinden nefret ediyorum.

aslında gurbetçilere değil direkt. temsil ettikleri insan tipi bütün insanlığın çok uzak durduğu insan tipi. üstten üstten bakıp; "sizinki de dert mi?" diyen o yıkık karakteri bildin mi? vasat, anlayışsız, üç kuruşun fazlalığının ya da azlığının bile ruh halini etkilemesine izin veren sünepe tipler. eğer çok sevseydin ülkeni kaçmaz savaşırdın aslan parçası. pılını pırtını toplayıp medeni milletlerin hizmetçiliğini yaparak kazandığın para seni adam etmeye yetmiyor. tek dertleri kendilerinden kötü şartlarda olan insanların buna şükretmemeleri. yemin ederim tokatlanmalılar. ve zevk alıyorlar. türkiye ne kadar kötü olursa o kadar mutlu oluyorlar. bizim gerçek düşmanlarımız bu gurbetçiler. oy kullanma hakları ellerinden alınmalı.

yurtdışında kazandıkları dolar ve euro'ları tr'de koppek gibi ezdikten sonra burada açlıktan kırılan insanlara "ilkinizin diğirini bilin. biz iliminyilirdi siriniyiriz ühühühühühü." diyerek gafa zickmeleridir.

not: kompleks sahibi olmayıp ülkesinin gerçeklerinin farkında olan gurbetçi vatandaşlarımızı tenzih ederim ancak yukarıdaki örneğin vücut bulmuş hali olanlara söyleyebileceğim tek bir şey var:

yaşadıkları ülkeden degaj yememek için genelde "sol" partilere oy verirken, buraya gelip "götünün kılıyık" diyecek kadar onursuz olmaları.

nefret etmiyorum.

sadece cennet gibi yerlerde insanca yaşadıkları halde , yo oşto momlokot ozlomo bla bla dediklerinde onlara şunu yapmak istiyorum:

başka bir söyleyeceğim yok hakim bey.