duygularımızı nasıl kontrol edebilirdik ki? birini sevdiğimizde veya birinden nefret ettiğimizde neden kendimizi suçlarız? duygular bir şekilde şekil alıyor. makine olmadığımız için sevme denilince sevmekten vazgeçemiyoruz ki. ee neden kendimize yükleniyoruz o zaman? sevebilmek bu kadar güzelken neden ondan kaçıyoruz? insanlar hayalkırıklığıdır bu doğru. hiçbir zaman sevdiğimiz ölçüde, sevdiğimiz şekilde sevilmeyeceğiz belki. ama neden sevmenin vermiş olduğu o huzuru istemiyoruz? hep sevilmenin peşinde olduk. peki neden kimse hakkını vere vere sevmiyor? bazen öyle insanlar görüyorum ki hayran oluyorum. uzaktan sadece tanımadan. sadece bu hayranlığım kalsın diye iki çift laf etmiyorum o kişilerle. çünkü biliyorum ki benim tanımladığım kadar mükemmel olmayacaklar. işte böyle böyle vazgeçtim tanımaktan. sadece uzaktan istediğim gibi hayal ediyorum. hayran oluyorum. bu yüzden tanıyıp hayalkırıklığı olanları gördükçe tanımamanın daha iyi olduğunu anladım. bunu kabullenince eskisi gibi üzülmüyorsun.
devamını gör...