nautilus yazar profili

asıl ırkçı bunlar. fanatik protestanlar. ama iyi savaşıyorlar.

birbirlerini bulsunlar ruh hastaları

sadece bu nedenle destekliyorum.

"komedyen özgür turhan, ********** iftiralarının ardından ******ce hedef gösterilmeye başladı."

sanki bir yazılı metini yapay zekanın okuması gibi, doğal olmayan bir aksanla konuşuyor. dinlerken içim bayılıyor.

ilginç insanlar. standart eğitimin dışına çıktıklarında adadaki türklerin kadim bir halk olduğunu anlıyorlar.

benzer durum 2. dünya savaşında olmuş. ingilizler, yunanistan a kıbrıslı birlikleri getirmiş. içlerinde türkçe konuşanları görünce anlamamışlar.

yine güldürdü.

"galatasaray başkanı dursun özbek, “çok seneler önce, 4, 5 yıl önce bahis oynamış bir futbolcu; 1, 2 hafta önce oynayanla aynı teraziye koyulmaması lazım."

hızlı konuşmaktan başka özelliği yok
www.youtube.com/shorts/94aX...

fulda vadisi, almanya’nın orta kesiminde fulda nehri boyunca uzanan vadidir.

soğuk savaş boyunca nato nun sovyetlere karşı en kritik bölgeydi. fulda vadisi, batı almanya ile doğu almanya arasındaki stratejik bir geçit olarak kabul edildi; nato ve varşova paktı planlayıcıları için potansiyel bir kırılma hattı ve sovyet taarruzunun batı avrupa'ya en hızlı yoluydu.

bu nedenle nato, vadideki savunmayı güçlendirmek üzere birleşik kara kuvvetleri konuşlandırdı, abd v korpusu ve bundeswehr birlikleri burada yoğunlaştı; varşova paktı da zırhlı birlik ve hızlı taarruz planları oluşturdu, bölge olası bir tank savaşı için kilit önemdeydi.

unutuldu.

son bir yıldır yine gündemde. yine, avrupa rusları bekliyor. benim almanlar için ruslarla kötü olmak gibi bir derdim yok.

sürekli savaşıyorlar. savaşmayı seviyorlar.

bu zamana göre sümerli gibi bir şey. uzaylı gibi.

geliyorlar.
bir halt ettiklerini sanıyorlar.
gidiyorlar.

sürünüyorlar.

2. dünya savaşında, atlayışlarda yükleri 80kg a kadar çıkmış. daha standart atlayışlarda 60kg kadarmış.

emekli ingiliz kraliyet hava kuvvetleri pilotu scott bateman kaza ile ilgili aşağıdaki paylaşımı yapmış.

"çoğunuzun bildiği gibi, raf kariyerimin büyük bir bölümünde c-130'u uçurdum; önce hava yük sorumlusu, sonra da pilot ve kaptan pilot olarak. bu uçakta hem operasyonel hem de dünya çapında malzeme taşıma konusunda çok zaman geçirdim. düşman harekâtı dışında her türlü koşulda çok affedici olan, son derece güvenilir bir gövdeye sahip.

bugün sosyal medyayı izledim ve uçağın güvenlik sicili hakkında bazı saçmalıklar gördüm. sadece biraz bağlam eklemek istiyorum.

uçağın kendisi, dünyada sürekli üretimde olan en uzun süreli askeri uçaktır. 70 yılı aşkın süredir piyasada. harekât listesi uzun ve evet, bunun sonucunda önemli kayıplar yaşadı. üretilen tüm uçakların neredeyse %15'i kaybedildi. bu, hepsinin kazalarda kaybedildiği anlamına gelmiyor; 29'u kara harekâtında kaybedildi ve abd, vietnam'da 70'ten fazla kayıp verdi. ancak bu, uçağın güvensiz olduğu veya zayıf bir güvenlik siciline sahip olduğu anlamına gelmiyor. sınırları zorlayan taktik bir nakliye aracı olduğu için çoğu düşman harekâtında kaybedildi.

raf'ta görev yaptığım süre boyunca 6 uçak kaybettik ve bunların biri hariç hepsi operasyon alanındaydı. hiçbiri uçaklardan kaynaklanmadı, çoğunluğu düşman çatışmasıydı.

bugünkü trajik can kaybının sebebi hakkında spekülasyon yapmayacağım, bunu yapmak kimseye haksızlık olur. ama mürettebatın, kendilerinden önceki pek çok kişi gibi, "batıya uçarken" çok sevdikleri bir şeyi yaptıklarına bahse girerim. uçuş tulumunuzdaki bayrak ne olursa olsun, uçanlar veya uçmuş olanlar, albert... büyük bir ailenin parçasıdır. bugün, bu kardeşliğin bir parçasının kaybının yasını tutuyoruz."

bu kitapların pdf ini topluca olduğu siteyi buldum.

henry nin, anri diye tellaffuz edildiği dil.

güzel başlık. sevdim.

decatlon un 0,4l termosu. fiyet/ performansı gayet iyi. çayı, bitki çayını salıyorsun içine.

bu termosun 2,5 dolduracağı çelik bardak. 304 çelik. 18/8 cr ni.

uzaklardayım. yakın arkadaşım urfalı. kuru bamya yaptım dedi. masada 4 kişiyiz. çatalı attım, iple birlikte geldi. ilkinde sesim çıkmadı. ikinci de ipli geldi.

"bu ne" dedim.
"üşendim" dedi.

fıstık zulasına bir tek ben dalabilirdim. diğerleri şerrinden korkardı.

(bkz: berlin)
(bkz: viyana)
zürih/cenevre
washington d.c./moskova, sscb/londra

berlin, almanya (tartışmasız lider)
neden kilit noktaydı: soğuk savaş'ın sıfır noktası ve sembolüydü. dört işgal bölgesine (abd, sscb, ingiltere, fransa) ayrılmış olması ve duvar ile ikiye bölünmesi, casusların doğu'dan batı'ya ve tersine geçişi için hem ana geçiş kapısı hem de sürekli çatışma alanı olmasını sağladı. hem askeri hem de sivil istihbarat operasyonlarının merkeziydi.

viyana, avusturya
neden kilit noktaydı: tıpkı john le carré'nin romanlarında geçtiği gibi, viyana, soğuk savaş boyunca tarafsız (neutral) bir başkentti. bu tarafsızlık, casusların ve diplomatların resmi olarak birbirleriyle görüşebildiği, doğu bloku ülkelerinden kaçışların organize edilebildiği ve batı'ya bilgi sızdırılabildiği ideal bir arka plan yarattı. aynı zamanda avusturya, coğrafi olarak demir perde'nin hemen batısındaydı.

sevilirdi. kimseden korkmazdı.