nedved - en beğenilen tanımları (1. sayfa)

ali koç'un kalmasına dair kararı yeni gelecek koçun karar vereceğini söylediği 2014'ten beri fenerbahçe'de oynayan basketbolcu.

gönül isterdi ki kalsın, izlemeye devam edelim, formasını astırsın vs. gibi temenniler çoğaltılabilir. fakat bu yönetimin basketbol şubesine harcayacak parası olmadığını artık kabullendiğimden gitsin ve yolu da açık olsun.

elin takımı vesely'yi 20 dakika sürelerde tutup maksimum verim alacağı şekilde oynattığında da saçımızı başımızı yolalım, yönetime saydıralım.

fotoğrafçılığa meraklı herkese the salt of the earth adlı belgeseli izlemesini öneriyorum.

geniş ve katlarca yaprakları olan bir sebze türüdür. çorbası çok güzel olur. ayrıca pek bilinmez ama sarması da zeytinyağlılara taş çıkartır. hele de etli olursa.

ayrıca sırf renginden dolayı kara sıfatını alması düşündürücüdür. çünkü diğer lahana türlerine renk sıfatı verilmemiştir. ama bu arkadaşın faşist birileri tarafından keşfedilmiş olduğu açıktır.

komik bir şeye tanık olduğunda, bazen insanın sinirleri bozulduğunda, bazen de dalga geçmek için, bazen ise aklına bir şey geldiğinde veya sevdiğiniz birini görünce suratta beliren ifade.

gülümseyen insanların sempatik olduğuna dair bir genelleme vardır. ama bazı özgüvensizlerin gülümseyen insanları kendisiyle dalga geçiyor gibi algılaması da mevcut. ikinci şık cidden sinir bozucu diyaloglara yol açabiliyor.

özetle; gülen, gülümseyen vs. insanlardan zarar gelmeyeceğine inanırım.

ateistlerin okumadığı kutsal kitaptır. çünkü onların kalbi mühürlüdür.

"kendilerini uyarsan da uyarmasan da kafir olanlar inanmazlar. allah onların kalpleri ve kulaklarını mühürlemiştir; onların basiretleri (kalp gözleri) üzerinde perde vardır"

niye koysunlar ki? türkler islamı sonradan kabul etmişlerdir ve arapçayı yazı dili olarak benimsemişlerdir. ayrıca islam da araplara inmiştir, türklere değil. türkler o sırada göktürk imparatorluğu'nda tengrici dini benimsemişlerdi. şimdi siz arap olsanız türk ismi koyar mıydınız?

ırkçılığın başka bir yüzünü suratımıza çarpan açıklama. türkiye'ye ukraynalılar gelecek diye ağzı sulanan kitlenin suriyelilerin yaşadığı vahim tabloyu görmezden gelmesi başlı başına eğitim sisteminde işlenmesi gereken bir tezattır. halbuki onlar din kardeşimiz, ukraynalılar da kim?

eskiden yemek yaparken kokunca komşular aç mı, tok mu bilinmediği için komşuya da bir tabak yemek götürülürdü. şimdilerde ise insanlar ne yediğini içtiğini fütursuzca her yerde paylaşıyor. dinden ve geleneklerimizden kopmanın bir başka kanıtı da bunlar işte. yazıklar olsun!