1.
seni içime gömdüm
insan olun biraz önerisiyle okuduğum, andrew jolly kitabıdır.
seni içime gömdüm, bitirdiğim zaman ben ne okudum, neden bu kadar tuhaf bir his bıraktı içimde diye düşündüğüm kitaplardan biri oldu.
hikaye aslında çok bir şey anlatmıyor. karısını kaybeden kabrero'nun yâs hali ve içsel yüzleşmeleri etrafında dönüyor. karısının cesedini dağlardan aşağı indirirken hem geçmişiyle hem de karısına duyduğu yoğun aşkla, sevgiyle yüzleşiyor. yani kabrero'nun hikaye boyunca iç monologlarını okuyoruz. karakterin iç sesi o kadar karanlık, yalnız ve kırılgan ki okurken kendimi onun zihninde sıkışmış gibi hissettim.
kitabın aşkı romantik bir şekilde işlememesi de beni daha da içine çekti. tam tersine sevginin bazen insanın içinde ki karanlık yönü çıkardığını, birine bağlanmanın ne kadar yıpratıcı olduğunu görüyoruz. kitaba ilk başladığım zaman dilini bir garipsemedim değil. tam oturmuyor kelimeler. devam ettiğimde kitabın atmosferine hizmet eden bir durum olduğunu gördüm. kitap başka bir şekilde herhalde yazılamazdı.
çok kısa ama insanın içinde oturan, bitirdikten sonra bir süre düşündürten, romantik değil ama duygusal bir romandı. iyi ki okudum dedirtti.
karanlık, içinizde bir şeyleri eşeleyecek cinsten bir kitap istiyorsanız mutlaka okuyun derim..
seni içime gömdüm, bitirdiğim zaman ben ne okudum, neden bu kadar tuhaf bir his bıraktı içimde diye düşündüğüm kitaplardan biri oldu.
hikaye aslında çok bir şey anlatmıyor. karısını kaybeden kabrero'nun yâs hali ve içsel yüzleşmeleri etrafında dönüyor. karısının cesedini dağlardan aşağı indirirken hem geçmişiyle hem de karısına duyduğu yoğun aşkla, sevgiyle yüzleşiyor. yani kabrero'nun hikaye boyunca iç monologlarını okuyoruz. karakterin iç sesi o kadar karanlık, yalnız ve kırılgan ki okurken kendimi onun zihninde sıkışmış gibi hissettim.
kitabın aşkı romantik bir şekilde işlememesi de beni daha da içine çekti. tam tersine sevginin bazen insanın içinde ki karanlık yönü çıkardığını, birine bağlanmanın ne kadar yıpratıcı olduğunu görüyoruz. kitaba ilk başladığım zaman dilini bir garipsemedim değil. tam oturmuyor kelimeler. devam ettiğimde kitabın atmosferine hizmet eden bir durum olduğunu gördüm. kitap başka bir şekilde herhalde yazılamazdı.
çok kısa ama insanın içinde oturan, bitirdikten sonra bir süre düşündürten, romantik değil ama duygusal bir romandı. iyi ki okudum dedirtti.
karanlık, içinizde bir şeyleri eşeleyecek cinsten bir kitap istiyorsanız mutlaka okuyun derim..
devamını gör...








