nowhereman yazar profili

nowhereman kapak fotoğrafı
nowhereman profil fotoğrafı
rozet
karma: 6354 tanım: 1291 başlık: 295 takipçi: 88
Her şey bir saçmalıktır.

son tanımları


pişmanlık

"şunun yerine şöyle yapsaydım şimdi böyle olurdu ama olmadı çünkü ben oldurtmadım! bu yüzden şimdi oturup çile çekmek hakkımdır" şeklinde bir şey. fakat istediğin kadar kendine çile çektir. bu sefer de şöyle dersin: "oturup çile çekeceğime gerekli adımları atsaydım şimdi şöyle olurdu ama olmadı çünkü ben çile çekmeyi seçen bir malım!" özetle pişmanlık duygusuna takılmak boştur. olan oldu biten bitti. hatalarının iradeni sağlamlaştırması için pişman ol, gerekli dersi al ve bir daha düşünme.
devamını gör...

manita deyince akla gelenler

ulan sevgiliye manita demek ne itici bir hitap ne çirkin bir söylem. günümüz genç kekolarına yaraşır bir laf.
devamını gör...

merhaba biliyor musunuz ben tanrının oğluyum ve ölüleri diriltebiliyorum

merhaba ben de kuzeniyim ve henüz insanları diriltemiyorum.
devamını gör...

anne sütünden dondurma yapmak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarların istekleri

kalan ömrümü battaniye altına saklanıp telefonumdan film/dizi izleyerek tamamlamak.
devamını gör...

çoğu insanın kıskanıldığını düşünmesi

çoğu insan içten içe "seçilmiş kişi" olduğunu veya bir şekilde özel biri olduğunu düşünürken çok beklenen bir durum.
devamını gör...

favorileme korkusu

10 kişinin favorilediği kızı ben ne favorileyim ya düşüncesiyle yaklaşmak olabilir. ayrıca güzele güzel de demez güzel onun olmadıkça. bunlar çok makul şeyler.
devamını gör...

çiftleşen kedilerin üstüne kovayla su boşaltmanın mantığı

içindeki şehveti baskılayan ihtiyarın su sembolizmiyle bir çeşit dışavurum istenci.
devamını gör...

yazarların umursamazlık seviyesi

google asistan bildirim atmış "doğum günün çok yaklaştı ayhh sabırsızlanıyorum yhaa :)" falan diye yalandan yalandan tepkiler vermiş. doğum günüm kafamda o kadar gündem dışı ki olayı hiç üstüme alamadım. allah allah google'a hatalı tarih falan mı girdim acaba diye düşünürken birkaç dakika sonra anca "hee doğru lan benim doğum gününü diyor bu yaklaşmış harbiden" deme seviyesinde bir umursamazlık.

ve ayrıca: sen teknolojiye laf edersin ama üç beş gün önceden doğum gününü düşünen tek şey yine de google'dır.
devamını gör...

bir kitap yazsanız ilk cümlesi ne olurdu

bismillahirrahmanirrahim.
devamını gör...

eylemsizlik kuvveti

yapması gereken işleri yapmak yerine bütün gün bir heykel gibi yerinde sabit duran kişinin kendine uyguladığı kuvvet. meditasyon yapan tibet rahiplerini kıskandırp, vahe kılıçlarslan'ı dahi hayran bırakan o eylemsizlik...
devamını gör...

acaba bir simülasyonun içinde miyiz sorunsalı

bazen insanın böyle şeylere ihtimal veresi geliyor ama sonrasında; sokağa dışkısını yapan çingene, tv'de salak salak şarkı söylediğini sanan 3 iq lu popstar aday adayları, eltisinin aldığı mobilyanın dedikodusunu yapan gelin, yine dizilerde ve tv programlarında işlenen "gocaan enişteğği silkmedi miiğğ" tandanslı muhabbetler bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. ve yok diyorum, hiçbir planlı tasarım veya kutsiyet böyle sonuçlar oluşturmazdı. bu a.k. kalitesizleri yüzünden herhangi bir teoriye 5 dakikalığına bile olsa ihtimal veremiyoruz.

gerçi böyle tiplerin bir gezegende var olduğunu düşünmek bile fazlasıyla acayip. binbir gizemle dolu uzayda, bir galakside, bir gezegenin üstünde çocuğunu yoldan geçen birinin üstüne işettiren bir tipin olması hiç mi hiç yakışmıyor. a.k. seviyesizleri. insanlık onurunu ayaklar altına alan ilkel yaşam formları.
devamını gör...

her şeyden her an sıkılan insan tipi

her şeyin aynılığına kani olan o bilge kişi.
devamını gör...

amacı dışında kullanılan şeyler

kısa süreliğine kitap ayracı olarak kullanılan telefon.
devamını gör...

modern insanın amacı

en özgür köle olabilmek.
devamını gör...

oku iş bul evlen çocuk yap öl

aslında direkt "öl" kısmına geçsek çok bi kaybımız yok.
devamını gör...

hiçbir şeyin komik gelmediği o an

23 mart 2024.
saat 23.01.
devamını gör...

yazarların kendilerine söylemek istedikleri

03.40 sonrası. *

devamını gör...

sözlük nickini arkadaşa söylemek

zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, bilgelik çağıydı, ahmaklık çağıydı...

yıllar önce bir başka sözlük diyarında karanlık ruhaniyetimi ortaya seriyor, yeri geliyor en olmadık fikirlerimi dahi pervasızca etrafa saçıyor ve böylece neşeden neşeye koşarak dünya realitesinden uzak kalma sanrısının avuntusuna bırakıyordum kendimi. hal böyleyken bir arkadaşa sözlükte yazdığımı söylemek durumunda kalmıştım. bir arkadaş tipi vardır, ne yakındır ne de uzak. genelde bu tür arkadaşlarda cüretkar bir ısrar huyu da bulunur nedense. sözlükte yazıyorum deyince tutturdu nickin ne diye. üç beş espri ve gülüşme ile konuyu geçiştirdiğimi sanıyordum fakat dünyanın en kararlı kişisi kesilen arkadaş durmak bilmedi. en sonunda "neyse bir göz atıp bir daha bakmaz zaten ne olacak" diyerek söyledim nickimi.

ve derhal o dakika sanki tüm hayatı buna bağlıymış gibi telaşla sözlüğe girip beni okumaya başladı. senin aceleni s... aceleni! dışarıdan bakınca, yazmakla okumakla alakasız olarak nitelendirilecek bu kişi o anda amansız bir okura dönüşüvermişti. neyse okudu etti kıkır kıkır güldü. takdirlerini sundu. (takdirlerini sunmak mı? hünkarım?) sonra gülmesi iyice abartı boyutlara erdi. acaba benimle dalga mı geçiyor lan bu? yoksa eğlenti malzemesine mi dönüştüm? derken olan oldu dedim. öğrendi, hevesini aldı. bi daha zaten bakmaz. millet deli mi sözlük mözlük incik boncuk uğraşsın?

aradan birkaç gün geçti ve arkadaşla yine karşılaştık. kanka dün gece şunu yazmışsın koptum ona ya ahahah falan diyor. ben de eheh yazdık ya aynen vs deyip konuyu kapatmak istiyorum. tabii kafamda direkt beliren düşünce: bu ne çılgınlık? işi gücü bıraktı da beni mi takip ediyor lan bu her gün? adeta her saniye beni gözetleyen bir göz var üzerimde. big brother is watching you.

neyse bunun geçici bir heves olduğunu düşünürken bir sonraki karşılaşmada arkadaş eşsiz bir sürpriz yaparak sözlüğe üye olduğunu söyledi. git gide rahatım daha da kaçıyor, özgürlük alanım işgal ediliyor gibi hissediyordum. vaziyet bununla da kalmadı ve kısa zaman sonra okuldan tanıdığım birkaç kişinin daha "sözlükte yazıyormuşsun ben de oradayım seni okuyorum arada" gibi söylemlerini işitmeye başladım. şerefsiz gidip millete de söylemiş. hemen onların da anonimliği ortadan kalksın da rahatsız olsunlar diye nicklerini öğrendim tabii.

fakat artık ultra saçma seviyedeki iç dökme entrylerim adeta makul ve mantık dolu birinin entrylerine dönüşmeye başlamıştı. eskiden "şunu yapmak için gerizekalı bir mal olmak gerekir ve ben gerizekalı bir malım" şeklinde yazdığım şeye artık "bunu yapmak çok yanlış ve kötü bir şeydir lütfen yapmayın" tadında yazmaya başlamıştım. okulla ilgili hiçbir şeyi rahatça yazamıyor, hiçbir konuda içimi dökemiyor, sıkıntımı atamıyordum. tıpkı fight club'ta testis kanseri destek grubuna katılan marla singer yüzünden, ağlayıp rahatlayamayan narrator olmuştum. üslubum adeta bir nihat hatipoğlu, bir erol evgin'di artık. anonimlikten gelen ifade özgürlüğüm sönüp gitmişti.

bardağı taşıran son damla ise malum arkadaşın nickaltıma girip okuduğumuz üniversitenin adını ve orada yaşanan hiç de komik olmayan bir anımızı çok komikmiş gibi yazmasıyla oldu. artık bu kadarı fazlaydı. oldu olacak fotoğrafımı atıp bu şahsın adı ve tc kimlik no'su bu da deseydin! entrysine beğeni atmadım ve burayı terk etme zamanımın geldiğini anladım. bu bir pes edişti...

aylar sonra arkadaş: olm sen neden hiç yazmıyorsun ben devam ediyorum hala çok güzel lan! bak geçen gün şu başlığa şunu yazdım ahahah.

ben: eheh evet çok komikmiş haha... valla ben bayadır takılıyordum ya sıktı artık boş boş yazıyoruz da ne oluyor sanki? hem çok bozdu ortam, duyan geliyor anasını satim sevmiyorum ben böyle. sen de çok kapılma bence sırf zarar, zaman kaybı yani. (inşallah bırakır)

bırakmadı. her gün yazdı. her saat oradaydı. sözlükle sevişiyordu artık. o terapimi çalandı. o durdurulamayandı...

ey davetsiz konuk! ey cüretkar ısrarcı! ey dağdan gelip bağdakini kovan! ey id'imi süperego'ya çeviren! senin olsun sözlük, senin olsun bu sahte aldanış dünyası. sendeki ısrarcılığın yarısı bende olsa dünyayı ele geçirmiştim. ben acılarımı da alıp kendi içime dönüyorum. bundan böyle dertlerini ifade ederek görmezden gelenler sizler olun! beyhude kahkahalara vesile olan espriler de sizin olsun. benim için karanlık gerçeklerle yüzleşip savaşmanın zamanıdır şimdi. yüzleşme benim, kaçış sizin olsun. bu aldanışın daha da yeri yok bende!

10 sene sonra: normal sözlük üyesi olmanın aslında iyi bir fikir olduğuna karar verdi.
devamını gör...

ansızın alkolik olmaya karar vermek

kesintisiz şekilde bok gibi hissettiğini ve hayatın pek de uzun olmadığını düşünerek bilinçli olarak alkolik olmaya karar vermektir. aklın yoludur.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim