"lisân-ı hâl , lisân-ı kâl ' den entaktır " yani bazen hâl ve tavırlar konuşmaktan daha çok tesir eder demiş fikir adamları . fakat hâlden ve kâlden bihaber güruhta sentakstan ve semantikten bihaber toplulukta bu değerler her daim idrakten uzaktır. onların olduğu yerde { sükut eyledim kahrı var dediler / biraz söyledim zehri var dediler } beyiti gelir hatırlara... tüm bunların özeti de " gafile kelam nafile kelam " ı haklı bir tespit yapar .
ızdıraba yol aldım ah parmak uçlarımda
önüm ıssız önüm uçsuz uçurum kenarında
ne söylesem ne desem bu feryad makamında
sesim yok sözüm yok bilir misin bu hali ?
ayak çıplak ayak yalın , kanar avuçlarım da
yollar diken yollar çakıl , acı topuklarımda
vakar durur , mağrur durur benliğim kararında
ışığım yok rengim yok nedir bunun ahvali ?
bir arabesk içimde senli dönemden kalma
gel de sigara yakıp , geçmiş günlere dalma
müslüm baba çalıyor hem de acılı sevda
gel de resmine bakıp, geçmiş günlere dalma
bir melodi içimde, şimdi maziden kalma
iki duble rakı var , meze isterim sanma
gitti , diyor bilmeden gitti işte be baba
gel de maziye dalıp , gel de işte sen anla
yeşil bir başka güzel bugün,güneş bambaşka
sıcak bir başka sıcak bugün ,ışık bambaşka
öpüş bir başka öpüş bugün, kucak bambaşka
dinle bugün bunları durma ! koş yetiş aşka
mavi bir başka atlas bugün, gökler bir başka
kızıl bir başka sarhoş bugün, meyler bir başka
sarı bir başka mayhoş bugün, eyler ; bir başka
seyret bugün bunları durma ! koş yetiş aşka
hâki bir başka cazip bugün , tabâ bambaşka
gri bir başka nasip bugün, alâ bambaşka
dudak bir başka dudak bugün, öper bambaşka
dokun tüm duygulara durma ! koş yetiş aşka
görende beni şair sanır neyse yaz hadi aşka....
sığmam hikâyelere neden sonuç bendendir
uzak dururum ondan tekrar eden denden dir
şekil değişir insan suret ise dildendir
aşikarım işte ben gizlenen pisindendir
inan bana varınla var olmayı isterdim
inan bana yarınla yarınları isterdim
inan bana bitanem söyleyecek çok şey var
inan bana aşkınla aşık olmak isterdim
yorgun akşam gibiyim mehtabın kenarında
sönmüş yıldız gibiyim dolunay etrafında
renklerden uzak düştüm güneşin siyahında
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
solgun kumaş gibiyim bedenin sıcağında
dolapta unutulmuş nedenin uzağında
biraz sarhoş gibiyim promil dudağımda
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
aşığım aşıklar gibi aşkımdan biçareyim
mecnunum divâne gibi aklımdan biçareyim
dündeyim günde gibi yarından biçareyim
bizdeyim bigâne gibi yarimden biçareyim
durma kalemim durma şimdi yazmak vaktidir
bunlar hece değildir duyguların naklidir
sanatsız bir yaşamsa her duygunun katlidir
kafiyeler beyitler ne kadar şefkatlidir
duyma kulağım duyma şimdi görmek vaktidir
bunlar hece değildir muhabbetin naklidir
sohbetten uzak düşen her bireyin katlidir
tevazu ve kalender ne kadar şefkatlidir
dur ! çizgisi nerdedir bizlere gerek midir?
yazmaya okumaya sevk eden yürek midir?
sanatı güzel kılan maddi estetik midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
mevsim midir soğuyan yörünge mi terk midir?
bulutlar başımızda gri de bir renk midir?
içim içime sığmaz bedenle ruh denk midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.