perdido en fiumicino yazar profili

kibrit çakıyorsun karanlıkta,
badem çiçeklerini görmek için
ve mart denizlerinde
tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?

kibrit çakıyorsun karanlıkta / can yücel

allah belamı versin
seviyorum işte ne yapayım
kavuşmak yalnızca varsayım, zayıf ihtimal
özlem hararetli bir esin, kırık bir hayal
ama zulmeden, kahreden o mavi sesin
'acı çekeceksin, yok olacaksın' diyor hâlâ

ve isyan ediyorum allaha
olmalısın, diye haykırıyorum
evet, evet, ordasın
hatta bir cübben
cübbenin de kürklü yakaları var!
ve ben, ölünce yapışacağım o yakalara
yanıt ver, diye bağıracağım, yanıt ver
neden neden neden neden neden neden
beni bütün şeytanlar alkışlayacak

küçük iskender / arabesk

1951 yılında gaziantep'te doğan nedim gürsel'in öyküleri 1969'dan itibaren başlıca edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başladı.
galatasaray lisesi’nin ardından paris sorbonne üniversitesi modern fransız edebiyatı bölümü’nü bitirip aynı üniversitede karşılaştırmalı edebiyat doktorası yaptı.
nedim gürsel hala fransa'da yaşamakta olup sorbonne üniversitesi’nde türk edebiyatı dersleri vermekte ve c.n.r.s.’de (bilimsel araştırmalar ulusal merkezi) araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır.

kitapları başta fransızca olmak üzere 12 dile çevrilen nedim gürsel ulusal ve uluslararası birçok da ödül almıştır.

seçim afişleri ile beraber müsriflik, saygısızlık ve gürültü kirliliğinden başka bir şey değil.
şu seçim olup bitse de kurtulsak bu gereksizliklerden, yıldım ben şahsen!

d vitamini ile beraberce yerlerde sürünen değerim ve maalesef takviyeleri de düzenli içmediğim, içemediğim için sanırım hep böyle kalacak.
dün milli sporumuz instagram'da video izleme seanlarım sırasında bir diyetisyenden duyunca şok olup kaldığım üzere demir eksikliği kilo verememe sebebiymiş. ben de diyorum hep aynı şekilde beslenip, aynı şekilde hareket ederken neden kilo aldım ve veremiyorum.
üzerine ofiste bildiğiniz uyuklamalarım var. bir gün birileri fotoğrafımı çekip dalga falan geçecek ödüm kopuyor.
bana en mantıklısı gece yatarken içmek geldi başka türlü olmayacak, üzgünüm çok.

maalesef 27 yıl süren (14 eylül 1983 -23 temmuz 2011) kısa ömründe müthiş sesi ile gönül telimizi ziyadesiyle titretmiş ingiliz şarkıcı ve şarkı sözü yazarı. çok kendine özgü bir tarzı, tavrı olan bir şarkıcıydı. en en bilinen şarkıları sanırım rehab, back to black, en azından benim için böyle.
belgeselini de izlemiştim, gerçekten bu kadar yetenekli insanların ömürlerini bu kadar gereksiz harcamalarına çok kızıyorum. biz onu daha çok dinleyecektik, kendinden mahrum bıraktı. ölüm şekline, son zamanlarında konserlerinde dahi şahit olunan o kendini bilmez hallerine çok üzülmüştüm. yanlış seçimler...

kendisiyle ilgili the london music academy web sayfasında şöyle bir yoruma rastladım, katılmamak mümkün değil.

londonmusicacademy.com/what....

bir insanı birden çok defa görmüşseniz eğer onun göründüğü gibi olup olmadığını az çok anlarsınız zaten.

böyle bir beyan ile "göründüğü gibi olmadığını söyleyecek kadar dürüst olmasını" takdir etmemizi bekliyor olabilir fakat ben bu insanın samimiyetinden şüphe duyarım.

don’t tire yourself out. let those who want to accompany the life to come to you. *

pierre-auguste renoir, 25 şubat 1841 - 3 aralık 1919 tarihleri arasında yaşamış, isminden de anlaşılacağı üzere fransız bir sanatçıdır ve empresyonist tarzın gelişiminde önde gelen ressamlar arasındadır.

benim en beğendiğin eseri; le déjeuner des canotiers


gereksiz bilgiler yumağı;
resmin sağ alt kısmında resmettiği kişi arkadaşı ressam gustave caillebotte, köpekle oynayan kadın ise gelecekteki eşi aline charigot'tur.
eseri canlı canlı da göreyim ben çok beğendim derseniz eğer, washington'da phillips collection galerisinde sergilenmektedir.

kaynaklar; wikipedia / onedio